Hep unutuyorum neyi yazacağımı...
* Umumi tuvaletlerden tiksiniyorum.
* Kabızlık fena bir şey bazen, bazen hiç alakasız çok fena.
* "Abi bu insanlar ne diye itip kakıyorlar birbirlerini, e gitseler ya ne uzatıyorlar?" dediğim "slow" kliplerdeki çiftleri 26 yaşında anlayabildim. Yine de gitmeliler bence, zaten gitmiş ki öyle bir şarkı çıkmış, kötü bile olsa.
* İnsan, özleyen bir hayvandır, tıpkı benim gibi.
* Bazı şeyler insanın yakasını bırakmaz. Karar alır, emin adımlarla ilerlersin ama koca bir duvar çıkar karşına, "höyt" der, "Yolculuk nereye hemşehrim?" Ben derim, "Ben gidiyorum, gidecektim." Ee iyi biraz bekle de beraber gidelim der duvar, beklerim beklerim kımıldamaz. Duvar işte.
* Günde bir paket sigara benim neyime?
* Maslak'taki inek sayısı giderek artıyor? Farklı bir üreme yolu bulduklarını düşünüyorum, abartısız.
* Geçmiş Yaşam Terapisi diye bir şey gördüm geçen. Önce bir güldüm, sonra acep nasıl oluyor ki bu dedim, sonra yine güldüm. Şimdi öğrenmeye çalışıyorum.
* Klima iyi bir şey aslında ama canımı sıkıyor bazen.
* Bazı şarkılardaki anlatım bozuklukları da canımı sıkıyor. Ben zaten dinleyip söyleyemiyorum da başkasından duyunca da bir silkelenip algılarımı içime çekiyorum.
* Yazan insandan korkmam ben demek isterdim ama cümleyi yazarken bile çürüdü kendiliğinden. Yine de yazan insandan korkmamayı dilerdim.
* Aslında ben tek bir kişi olmayı başarıp beni tarif eden insan üç beş kelime ile beni tarif edebilebilse ben şu anki yeteneklerimin hiçbirine sahip olamazdım.
* Yeteneğimin köpeği olsunlar.
* Fes, güzel bir şey. İstanbul, festen geçilmiyor. Artık o kadar çok fes görüyorum ki, tiksindim. Bir de geçen Facebook'ta Hac'dan yeni gelmiş bir amcanın profil resminde fesle çekilmiş fotoğraf görünce içim ürperdi. Kırıldım lan! Ayıp amca!
* Güven, çok mühim. Aylar sürdü iş yerimdeki insanlara güvenebilmem ama güvendiğim için yanlarında çok rahatım kendimim. Onları görünce kendimi güvende hissediyorum. İstanbul'da nadir olan şeyler bunlar.
* Devlet daireleri erken kapanıyor, resmi işlerimizi yapamıyoruz ya, ben buna çok içerliyorum.
* Haberlere ilgim var mı yok mu bilemedim. Bir gün haber sitelerini deli gibi dolaşırken bir gün yüzlerine bakmıyorum. Derdim ne benim?
* Vitamin güzel bir şey. Su da öyle.
* Aşkın ilk haftasını severim. İlk haftası pek güzel oluyor canım. Sonra 6 ay kadar sevmem ben onu. Bok gibidir zira. 6 aydan sonra basarım göğsüme, daha bir severim. 1,5 sene önemlidir. Bu geçtikten sonra bir'dir aşk. Pek güzeldir.
*Aşk kelimesinden tiksiniyorum. Hayatımda bir kez kütükçe aşık oldum, kütük birine. Saçma. Adamın tipine bakaydım bir bari değil mi? Yaş zaten 17, yani daha 17!
* Nereden nereye demeyeli uzun zaman olduğunu fark ettim. Hatta belki de hiç sesli söylemedim bunu. Hiç sesli! Bir arkadaş bulup "Ooo nereden nereye vay be!" deyip sarılasım var.
* Saygı duyulan olmacaksam orkid kanatlı olmayı tercih ederim. Dikkat ettim de hep Orkid kanatlı olmayı diğer seçeneğe tercih ediyorum.
* Bu yazının uzunluğu da sinirlendirdi beni, niye uzuyor ki bu? Maddeli yazılar uzun olmaz, madem yazacaktın, maddeleri atsaydın!
* Kendimi soyuyorum, soyunuyorum. Güzel bir şey. Güneşte o kadar yanmayacaktım!
* Mutlaka bir çaresi vardır.
* Başka Pepee'ler ağlamasın istiyorum, çok üzülüyorum ben Pepee'lere. Pepeecikler, Pepeeler Pepeelerimiz...
* Bir düş gördüm diye başlayan bir şarkı mı vardı, şiir mi bilemedim. Düşündüm düşümden düştüm falan saçma.
* Bazı kadınlar çok güzel.
* Beğendiğim kadınların/erkeklerin sağır ve dilsiz olmasını tercih ediyorum. Mümkünse hiç konuşmasınlar, konuşturmasınlar. Konuşmak, aptalların işi. Yazarım ben, yazsın o. Yaza yaza büyüyelim.
* Bir kadına dokunabilirim belki, hani düşünmüştüm bunu ıssız adada uzun zaman kalsam libidonun oyununa gelirim elbet. Hatta buna bile gerek yok. Bazı kadınlar çok güzel ama sadece güzeller. Konuşmam, dinlemem, konuşmasınlar... Issız ada çok ıssız.
* Şimdi saat 16:57, çıksam buradan dümdüz ilerlesem, sağa sola sapmadan. Gitsem 8 km... Hala aynı şehirdeyim. Yürüyerek gidebileceğim bir dinlence arıyorum. Göğüs gibi mesela.
* Erkeklerin en güzel yerleri göğüsleri. Döş mühim bir şey.
* Mühim çok şey var. Önceliğimi karıştırıyorum.
* Biri var, yakında biliyorum. Geliverecek, geli geliverecek. Az kaldı. Alıverecek beni alı alıverecek. Uzun biri, siyah biri, iz bırakmayan biri. Korkuyorlar ya ondan, salaklar, ondan korkulur mu? Bağrıma basacağım sizin için, o mükemmel adamı!
* Ha eşek mi? Debra Sisson diye birine aitmiş, eyvallah.