Aslında öğretmen adaylarının bildiği bir konu bu ama yeterince anlaşıldığından şüpheliyim. Sadece çalışıp geçilecek bir konu değil bu. Herkesin özellikle de her ebeveynin çok iyi bilmesi gereken bir konu, bu yüzden de ekliyorum buraya ayrıntılarıyla.
Freud, bireyin kişisel gelişiminin beş dönemden oluştuğunu söylüyor:
1) Oral Dönem
2) Anal Dönem
3) Fallik Dönem
4) Gizil (Latans) Dönem
5) Genital Dönem
Oral Dönem
0-18 aylık çocukların içinde bulunduğu dönem oral dönem oluyor efenim. Bu döneme, Freud'un "id" olarak belirttiği ilkel benlik hakimdir. Çocuk bu dönemde annesine bağımlıdır. Bu dönemde temel eylem "emme"dir. Çocuk emerek beslenir. Sadece beslenmek için değil dünyayı tanımak için de ağzını kullanır. Gördüğü herhangi farklı bir şeyi ağzına götürme isteği bundandır.
Yine bu dönemde ihtiyaçlarının annesi tarafından karşılanmasıyla "verme-alma" duygularını tanır. Eğer çocuğun ihtiyaçları bu dönemde sağlıklı bir şekilde -ne az ne çok- karşılanırsa çocuk karşısındaki insanlara yardım etmeyi seven ve bunu karşılık beklemeden yapan biri olabilir. Aksi durumlarda saplanma olabiliyor.
Oral döneme Saplanma (Fiksasyon ya da Asılı Kalma)
Çocuk, bu dönemde memeden erken ya da geç ayrılırsa başka bir ifadeyle ihtiyaçları çok ya da az karşılanırsa bu döneme yani oral döneme saplanabilir. Bu ne demektir.? İlerleyen yıllarda da bu dönemin özelliklerini gösterebilir. Oral döneme saplanan bir kişi, ilerde sigara ya da alkol bağımlısı olabilir, cinsel faaliyetlerinde ağız etkin olabilir, çok fazla yemek yiyebilir, aşırı bağlanma yaşayabilir. Aşırı saldırgan, küfreden biri de olabilir. Bunların dışında "verme-alma" dengesini sağlayamadığı için insanlara karşılık beklemeden yardım etme duygusunu edinemez, yaptığı her şeyin bir karşılığını bekler hale gelebilir.
Anal Dönem
1,5- 3 yaş arası çocukların içinde bulunduğu dönem. Bu dönem tuvalet eğitimi için kritik dönemdir. Kritik dönemden kasıt, tuvalet eğitimi bu dönemde edinilmezse bir sorun var demektir. Bu dönemde çocuk tuvalet kontrolünü öğrenir, dışkıların atılmasının gerekliliğini ve bunu insanı malum sıkıntıdan kurtaran bir haz olduğunu keşfeder.
Bu dönemde yanlış ve doğru davranış ayırt edilmeye başlanır, süperego gelişmeye başlar.
Kişi bu dönemi sağlıklı olarak atlatırsa kendi kararlarını kendi verip kararlarının sorumluluğunu alabilmeyi öğrenir. Kendine saygısı gelişir, diğer insanlarla sağlıklı ilişkiler kurabilir.
Anal Döneme Saplanma (Asılı Kalma)
Çocuk eğer tuvalet kontrolü konusunda ailesinden çok fazla baskı görürse ya da bu konuda çok serbest bırakılırsa anal döneme saplanabilir.
Bu konuda baskı gören birey, dışkının atılmasının zevkini almak yerine dışkıyı değerli bir şey olarak yorumlar bu da onun ileride cimri, aşırı titiz, aşırı düzenli, inatçı, sabit fikirli olmasına sebep olabilir.
Bu konuda çok serbest bırakılan bireylerde dağınıklık, umursamazlık görülebiliyor.
Fallik Dönem
3-6 yaş arasını ifade eder. Bu dönemde cinsel duygular ve saldırganlık daha baskındır. Bu dönemde ailelerin çok fazla şikayetçi olduğu, cinsel organla oynama davranışı görülür. Bu davranış aslında normal bir davranıştır, aileler paniklememeli. Çocuk bu davranışı, bedenini tanıma amaçlı yapar.
Bu dönemde vicdan gelişmeye başlar. Cinsel gelişim içinde yaşanan saldırganlığı vicdanı hafifletir.
Bu dönemde cinsel kimlik oluşmaya başlar. Karşı cinsi küçümseyip kendi cinsini yüceltmek sık rastlanır bir davranıştır. Yine ailelerin endişelenmemeleri ve yargılamamaları gereken bir konu daha var: mastürbasyon. Çocuklar bu dönemde sürtünme yoluyla tatmin yaşayabilirler. Bu dönemdeki çocuklar kendi cinsiyetindeki ebeveyni taklit etmeye ve cinsel kimliklerini bu yolla da edinmeye başlar. Kendi cinsiyetindeki ebeveyni taklit etmesine eder ama karşı cinsteki ebeveynini fazla benimsediği için de yine kendi cinsindeki ebeveyne düşmanlık besler. Hepimizin bildiği oedipus ve elektra karmaşaları yaşanır. Bunlara da değinmek lazım tabii.
Oedipus Karmaşası: Oedipus, Yunan mitolojisinde bir karakter. Linkten ayrıntılar okunabilir. Özetlersek, Odi'nin babası oğlundan olsun ölümün şeklinde lanetlenir. Baba da önlem olsun diye onu yok etmeye çalışır ama işler umduğu gibi gitmez ve yıllar sonra başkalarının büyüttüğü ve gerçek babasını bilmeyen Odi gelir. Şehri kurtarır ve kral olan babasını öldürüp kraliçe ile evlenir. Daha sonra işler anlaşılır tabii ama iş işten geçmiştir. İşte bu mitolojik hikayeden gelir Oedipus Karmaşası. Erkek çocuğun babasını düşman görüp annesine derin bağlılık duymasıdır.
Elektra Karmaşası: Elektra, Yunan mitolojisindeki karakterlerden biri. Babasının öldürülmesine neden olduğunu düşündüğü annesini ve onun sevgilisini öldürüyor. Babasına büyük aşk duyan Elektra'dan ilham alan Freud da babaya düşkün olup anneye düşman olan kızlar için bu karmaşayı uygun buluyor.
İğdişlik Korkusu: Bu, inanılmaz etkilere neden olabilen bir korku. Erkek çocuklar bu yaşlarda penislerine çok fazla anlam yükler. Bunda çevrenin de büyük etkisi bulunmakta. "Amcana pipini göstersene" cümlesine maruz kalmamış erkek çocuk yok denecek kadar az malum. "Hanimiş oğlumun pipisi" gibi cümlelerle erkeğin sahip olduğu en önemli şeyin penisi olduğu düşüncesi çocuğa daha o yaşlarda veriliyor maalesef. Çocukta da "Ya en değerli şeyimi kaybedersem..." düşüncesi baş gösteriyor. Hele de kızlarda penis olmadığını öğrenip bunun erkeklere verilmiş bir lütuf olduğunu düşündüğünde penise daha da fazla anlam yüklüyor. Bir de üstüne ceza olarak penise zarar verme konulu tehditler eklenince iğdişlik korkusu beliriyor. "Çağırın sünnetçiyi", "Keserim pipini", "çükün düşer" gibi cümlelerle pekiştirilen bu korku, ilerleyen yaşlara kadar devam edebiliyor.
"Ben penis sahibiyim, penisim olduğu için de mükemmel biriyim, kadınlardan üstünüm" düşüncesi ta o zamanlardan gelen bir düşünce işte.
Bir de hepimizin bildiği bir gerçek var: Çoğu erkek küçücük bir çizikte dünya yıkılmışcasına tepki verebilir, azıcık bir ateşi çıksa yataklara düşebilir. Bunun nedeni de işte bu iğdişlik korkusu. Ya penisime bir şey olursa düşüncesi ile erkeklerin bazılarında böyle davranışlar ortaya çıkabiliyor.
Burada eklemem gereken bir şey var. Sünnet yaşı çok tartışılmakta malum. Sünnetin 2,5-5 yaş arasında yapılmaması gerekmekte. Sünnetle birlikte bedensel herhangi başka bir müdahale de çok mecbur kalınmadıkça bu yaşlar arasında yapılmamalı. Bu yaşlarda yapılırsa yaşadığı baskıdan dolayı iğdişlik korkusu, girişim eksikliği görülebilir. 2,5 yaşından önce ya da 8-10 yaş gibi daha ileri yaşlarda yapılması uygun. Yine de eğer sağlıkla ilgili sorunlar nedeniyle 2,5-5 yaş arasındaki çocuğun sünnet olması gerekiyorsa, çocuğa bunun uygun bir dille anlatılması hatta psikologdan yardım alınması, çocuğun hiçbir aşamada yalnız bırakılmaması, hediyeler ile ödüllendirilmesi gerekmekte.
Fallik Döneme Saplanma
Çocuk bu dönemi sağlıklı bir şekilde atlatamaz, davranışları aşağılamalara, ayıplamalara, yargılamalara neden olursa fallik döneme saplanabilir. Bu da aşırı çekingenliğe, karşı cinsle ilişkilerde sorunlara neden olur. Cinsel konularda fazla bağnaz, enseste aşırı tepkili ya da eğilimli olabilir. Yani yine aşırı uçlara neden oluyor. Çok uç fanteziler ya da çok uç tepkiler. Bazılarımızın porno izleyen insanları yok edelim, taşlayalım, öldürelim tepkilerinin nedeni budur işte.
Gizil (Latans) Dönem
6-12 yaşları arasındaki çocukların içinde bulunduğu dönemdir. Gizil dönem adından da anlaşıldığı üzere cinsel gelişim içinde gizli dönemdir. Çocuk, bu dönemde enerjisini okula ve derslere yönlendirir. Bu dönemde bir önceki dönemin aksine hemcinsler önem kazanır. İletişim daha çok hemcinslerledir. Çocuklar bu dönemde sosyalleşir. Yetişkinlikle olumlu iletişim kurulur.
Gizil Döneme Saplanma
Fallikten sonrası için saplanma ifadesini kullanmak yanlış oluyor aslında ama yine de Gizil döneme saplanmayı Erikson'un kişilik gelişim kuramı ile anlatmaya çalışayım. (Onu da yazacağım yakında) Erikson, kişilik gelişim kuramında 6-12 yaş için Çalışma ve Başarılı Olmaya karşı Aşağılık Duygusu demiş. Bu ne demek? Bu dönemde eğer başarıları, çabaları sağlıklı bir şekilde yorumlanır ve gerekli takdiri görürse çocuk bu dönemi sağlıklı bir şekilde atlatır ve başarılı olma duygusuna sahip olur. Çocuk, bu dönemi sağlıklı bir şekilde atlamaz, yaptıkları takdir görmez, alay edilir, küçümsenirse eğer aşağılık duygusuna neden olur ve bu duygu da ilerleyen yaşlarda da etkisini gösterir. "Ben salağım, ben zaten başaramam, ben yapamam ki" gibi
Genital Dönem
12-18 yaş arasındaki çocukların içinde bulunduğu dönem. Fiziksel olarak gelişim, gizil dönemdeki enerjiyi yine cinselliğe çeker. Bu da yine çeşitli çatışmalara neden olur. Cinsel organlar ile duygularının arasında bağ kurmayı öğrenir.
Ergenlik dönemini de içine alan bu dönemde toplumda yer etmiş hurafeler çocuğun cinsel kimlik gelişimini olumsuz etkilebilir. Bu nedenle kendi cinsinden ebeveynin eğer şimdiye kadar yeterli bilgiyi vermemişse oturup tüm ayrıntıları anlatması zorunludur. Çocuğun internetten ya da arkadaş çevresinden edindiği yalan yanlış bilgilerle doldurulmaması için şart bu. Bazı erkek ebeveynler oğulları için en güzel cinsel eğitimin "deneyim" olduğunu düşünerek maalesef büyük hataya düşmekte, çocuklarını da riske atmaktalar. Bu bilgileri kitaplarda bulamazsınız malum, ama birilerinin yazması da şart değil mi? Yazalım o zaman.. Utandığı için çocuklarına cinsel bilgi veremeyen ebeveynler bazen çocuklarını para karşılığı seks yapan kişilere teslim etmeyi daha doğru bulur. Bunun normalde bile birçok riski varken, ilk birliktelik için riski çok çok büyüktür. Çocuğun cinsel organının şekline, boyuna söylenen sözler, çocuğun performansıyla edilen alaylar imalar ve verilen yalan yanlış bilgiler çocuğun ileride çok büyük sorunlar yaşamasına neden olur. Çocuğa cinsel bilgi ebeveyn tarafından tüm ayrıntılarıyla verilmeli, aksi yanlış. Bilgi verirken, penisin yapısı, ortalama penis boyu, sevişme süresi, karşı cinsin nelerden hoşlanabileceği, karşı cinsin cinsel organının yapısı, karşı cinse nasıl davranılması gerektiği gibi gibi gibi "gerçekçi" birçok bilgi verilmeli ki, bu bilgileri yalan yanlış şekilde başka yerlerden edinmesin. "Benimki 23 santim" "Bir kadına gittim 5 posta yaptım" "x'le 7 saat seviştik" (kusura bakmayın, biliyorum iğrenç ama liselilerin çoğu aralarında bunları konuşuyor) cümlelerini duyan çocuk ister istemez kendini onlarla karşılaştıracak ve hayal kırıklığına uğrayıp kendine olan güvenini kaybedecek. Bunların olmaması için ayrıntılı bilgilendirme şart.
Kız çocuk bilgilendirmesinde ise toplum biraz daha farklı malum. Kızımız namusumuz ya hani ondan. hı hı.. Bizim kültürümüzde böyle bir eğitim olsa bile elbette baba vermez bu eğitimi, tamam şansımızı fazla zorlamayalım ama anne de vermiyor arkadaş. Annenin oturup tane tane anlatması gerek tüm ayrıntıları. İlk ilişkide yaşanacakları, şu "çok önemli" zarı, zevk noktalarını, nasıl korunulması gerektiğini gibi gibi gibi... Yoksa ilk birleşmede tavana kadar kan sıçrayacağını zanneden kızınız mı olsun istersiniz?
Bunları muhafazakar ailelerin de yapması gerekiyor, bunu özellikle belirteyim de. İlk birleşmeyi evlendiği gece yaşayacak kişiler için de cinsel bilgiler çok çok önemli. Yalan yanlış bilgilerle aşırı meraktan doğan yanlış ilişkiler ya da korkudan kaynaklanan başka sorunlar.. Hepimiz öğrendik Haydar Dümen sayesinde vaginusmusun ne olduğunu. İlk cinsel birleşmenin büyütülmesi ile yaşanan korkular nelere sebep oluyor malum işte. Yazık değil mi bu millete aaa!
İsmini hatırlayamadığım bir doktorun röportajında okumuştum. İki üniversite mezunu evleniyor. Birkaç sene sonra doktora gidiyorlar ilişkiye giremedik diye. Doktor muayene etmek istiyor. Kadın, doktora "Orası değil burası" diyerek göbek deliğini gösteriyor. Evlendiklerinden beri adam, girmek için haşat etmiş göbek deliğini.
Varın siz düşünün gerisini.
Soru varsa sorabilirsiniz, bildiğim bir şeyse cevap veririm bilmediğim bir şeyse araştırırım sizin için.
Varın siz düşünün gerisini.
Soru varsa sorabilirsiniz, bildiğim bir şeyse cevap veririm bilmediğim bir şeyse araştırırım sizin için.