18 Mayıs 2010

Sesimi Duyan Var mı?

-


Bir gün geçti, koca bir gün geçti..!!!
Hâlâ ses yok.
Zonguldak'taki maden ocağında patlama dün bu saatlerde oldu ve kimsenin umurunda bile değil bu olay.
Gece yattım, sabah kalktım ses yok, ses yok, ses yok.
İzdivaç'ta göbek var, Seda'da göbek var. İşçilerin adını anan yok.
Cehepenin başına biri geçecekmiş. Geçsin. Müstehak bize, ebem geçsin cehepenin başına.. Daha iyi olur. Ebem insanı daha çok seviyor çünkü. 

Ülke bunlara alıştı artık, bu haberlere alıştı artık. Bütün bu uyuşukluk bundan işte. Yaşadığımız yeri herkes biliyor artık. Başımıza neler gelebileceğini hepimiz biliyoruz. Birileri ölür, başka biri üç çocuk isterük der.. 
Ağzımı bozmayacağım ağzımı bozmayacağım ağzımı bozmayacağım..

Bok edip attık ülkeyi el birliğiyle. Son diyeceğim de budur. 
Hülya Avşar ziyaret etsin Zonguldak'ı, gidin haber yapın o zaman. 

-

Bacağı Düşünün, Ortasında Ne Var?

Bir dönem çok okunan biriydi Selahattin Duman, şimdilerde millet daha çok Yılmaz Özdil okuyor herhalde.
Ben yine de üslubunu severim, en azından "İyi hadi devamını yazmıyorum siz anladınız" diye bitirmiyor yazılarını. 
Genelde adetim değildir köşe yazarlarının yazılarını paylaşmak ama bu yazıyı haber yorum değil de haberin kendisi gibi gördüm biraz da. Yazının tamamını okuyun, pişman olmayacaksın, burada alıntıladığım kısım vakti olmayanlara özet mahiyetinde.


Şimdi de kafayı “erkeğin beynine” taktılar.. Önce gramajını hesaplayıp bir ortalama tutturdular.. Sonra hacim olarak kaç santimetreküp geldiğini belirlediler.. Derken sonucu ilân ettiler: “Erkeğin beyni kadının beyninden büyük..” So what? N’olmuş? Bunu ben de biliyorum lakin erkek kısmına faydası yok.. İstediğin kadar büyük beyinli ol.. İsterse o beynin her bir lobu da elektrik trafosu gibi güçlü olsun.. Sonunda geleceğin yer belki de fındık kadar beyni olan bir kadının dizinin dibi.. Üstelik seni çekip çeviren de o “fındık kadar” deyip beğenmediğin beyin.. (...) Amerika’daki Sakatatçılar Birliği’nin sponsorluğunda yayınlanan Scientific American Mind adlı bilim dergisi de benimle aynı kafada.. Onlar hacim ve gramajı ayrı tutup iki cinsin beyinlerini eşit saymışlar.. Zekâ, beceri, öğrenme ve çalışma yetenekleri bire bir aynı.. Ancaaak.. Kadının beyni “duygusal üretim” bakımından erkeğin beyninden ayrılıyor.. Üstünlüğü de bu sağlıyor.. Erkeğin beyni kendi başına iyi çalışıyormuş ancak karşı cinsten biri ile iletişime geçtiğinde o güzelim beyin pirinç lapasına dönüyor..(...)

Sonra da şundan bahsediyor. Uzmanlar hem kadınlara hem de erkeklere sormuşlar: "Bacağı düşünün, ortasında ne var?"  Kadınların yüzde doksanı "diz kapağı" demiş, erkeklerin neredeyse tamamı pipi demiş. Bundan bahsediyor biraz da. 

Burada kısmetini bekleyen kız çocukları için küçük bir not düşeyim.. Aynı soruyu siz de çevrenizdeki koca adayı erkeklere sorun.. “Diz kapağı..” diyenleri kafadan eleyin..“T...k!” diye zıplayanları ise zaman açısından tasnif edin.. Ahlaki kaygılarla noktaladığımız cevabı en çabuk kim vermişse o ideal koca adayıdır.. Beynimizi şey yapan bilime göre erkeklerde “duygusal zekânın” karşı cinstekiler kadar gelişmemiş olması bizim sapıtmamıza sebep oluyor.. Kız çocuğu büyürken karşısına çıkan herkesi kendi eşiti kabul edip ona göre iletişim kuruyor, konuşuyor.. Erkek çocuğunda bu yok..Dikkat edin çevrenize.. Kız çocuğu icap ettiğinde “teşekkür ederim” der.. Bireysel olarak kendi referansını sunar.. Aynı şeyin cevabı erkek çocuğunda “Teşekkür ederiz..” şeklindedir.. Minnet beyanını genelleştirir.. Çünkü onun rekabetçi kafasında “teşekkür etmek” kendini aşağılamaktır..


Yolunu şaşıran evli çiftleri düşünün.. Aralarındaki tartışmanın birinciye gelen sebebi “adres sorma..” üzerinedir.. Erkek kolay kolay adres sormaz.. Kadın ise hemen yardım ister.. Erkek için adres sormak şaşkınlık beyanıdır, kendini küçük düşürmektir.. O yüzden inat edip kendisini karısına rezil eder.. Erkek çocukların oynarken ne kadar çok şey bildiklerini beyan etmeleri rekabet niyetlidir.. Kız çocukları ise bildiklerini paylaşmaktan yana olurlar.. Tabii bu durum evlerimizde başlıyor.. Bizleri yetiştirenlerin “erkek çocuk modeli” bizi öyle bir yere koyuyor ki hayatımız boyunca ayaklarımız yere basmıyor.. Kız çocuğu “Bizim evimiz kocaman..” diyorsa, onunla oynayan erkek çocuğunun “Bizim evimiz Güneş’e kadar..” cevabı durumu belirliyor.. Oğlan çocukları saçmalamada sınır tanımıyor.

Fenerbahçe Şampiyon Olsa

-

Fenerbahçeliyim ve evet şampiyon olsak üzülürdüm..


Bir inancım var. "İlahi adalet" kavramına tekabül ediyor. 
Fenerbahçe-Beşiktaş maçında Bilica'nın penaltı noktasından su çıkarma çabasını biliyoruz. Heh işte Fenerbahçe'nin şampiyon olamama sebebi budur efendim. İyi ki de olamadı. Hatta yanlış anons da Bilica'nın bu kazı çalışmasına bağlı bence. 


İlahi adalet işte.. 
Trabzonspor maçında, şampiyon olduk diye topu oyaladı ya işte, oh oldu Fener'e yalanım yok. Bilica'nın kazısının sonucu bu. Başka bir şey değil..
Ve en güzeli 4 büyükler dışında bir takım şampiyon oldu. Emeğiyle geldi, emeğiyle kazandı. Bundan sonrası da böyle olur umarım..


http://pippihasmet.blogspot.com/2010/05/fenerbahce-sampiyon-olsa.html