23 Mayıs 2010

Nejat Uygur



Çocukluğumdan beri çok seviyorum Nejat Uygur'u. Büyükbabamdaki espri anlayışına sahip olduğu için de çok benimsemişimdir. Ona bir şey olacak diye aklım çıkıyor. O bir yol açtı, Kemal Sunal, Levent Kırca devam ettirdi. Kimselerin kolay kolay gerçekleştiremeyeceği bir şeyi en zor, riskli zamanlarda gözünü kırpmadan yaptı. Eleştirdiği insanların anlayabileceği dille anlattı derdimizi. Ben ondan öğrendim eleştiriyi.
Kimileri sevmez "çok küfür var, esprileri belden aşağı.." der. Nejat Uygur, halk tiyatrosunun nadide bir temsilcisidir. Ortaoyununa, Karagöz-Hacivat'a bakılırsa ne demek istediğim gayet güzel anlaşılacaktır. Şimdi Cem Yılmaz'ın saçma esprilerinde sırf herkes gülüyor diye yerlere yatan güruh nasıl oluyor da Nejat Uygur'un esprilerini belden aşağı diye eleştirebiliyor aklım almıyor benim. Nerde büyüdü bu insanlar.? Orada burada yazılanlara bakıyorum hakkında, beynim duruyor. Sikli soklu yazılar yazanları baş tacı eden gençliğe garip geliyor demek küfür. Enteresan olsa gerek. Kültür demek sadece operadan, baleden, şiirden, heykelden ibaret değildir. "Halk Kültürü" denilen bir şey de vardır bilen bilir, bilmeyenler içinse yapacak bir şeyim yok şu an. Halk kültürü de pek çok dala ayrılır. Anadolu'nun bir kasabasına gittiğinizde görebileceğiniz her şey halk kültürüne dahildir. Anadolu'da hâlâ elinde sazla dolaşan çok çok az da olsa ozan olduğunu biliyor musunuz? Hiçbir kitapta bulamayacağınız bir sürü masala rastlayabileceğinizi.? Halk bilimi için yaptığım birkaç derlememde fark ettim ki gerçek orada. Anlatılan masallarda ta Dede Korkut masallarının izleri var. Bunun nasıl büyük bir değer olduğunu kaç kişi biliyor acaba.? Küfür, Nejat Uygur'un, Kemal Sunal'ın, Levent Kırca'nın kullandığı gibi kullanıldığında hiçbir zaman tuhaf karşılamadım. -Levent Kırca'nın kadına saygı konusunda ciddi bir eksiği var o ayrı- Küfür de kültürümüzün bir parçası, kabul etsek de etmesek de. Oturup bir okuyun deyimlerimizi, atasözlerimizi. Belden aşağı olanlar o kadar çok ki. Ne yapalım biz şimdi, "aaa çok ayıp cık cık cık" deyip atalım mı bunları dilimizden. 


Anadolu'da yaşıyorum çok da memnunum aslında bundan. Sokağa çıktığım her gün yeni bir şey öğreniyorum aslında öğrenmek için çıkmama da gerek yok. Babaannem, annem hepsi bu izleri taşıyor. Hepsi yaşadığımız şehrin ağız özelliklerine göre konuşuyor. Salak ergen çocuklar gibi onlardan utanayım mı? Sadece yaşlılar değil, ortaokul lise öğrencilerinden ağız özelliklerine uygun konuşanlar da var. Çok da hoşuma gidiyor. Küreselleşme dokunamasın kültürümüze. İstanbul ağzı gerektiğinde kullanılsın, herkes özünü bilsin. Biliyorum yakın zamanda bitecek her şey, önce televizyon sonra bilgisayar belki sonra başka bir şey yok etti, edecek kültürümüzü. Bir ucundan tutsak, geziyorum yiyorum türü blogları biraz da kültürel anlamda geliştirsek. Ayy şu restorantta şunu yedim yerine. Bilmem nerenin bilmem ne adlı yemeğini yedim, ahanda bu da yapılışı dense mesela.. Geçmiş kaybolmadan taşısak bugüne.

Salon düğünlerinden gına geldi, hiçbir şey yok, herkes aynı şekilde evleniyor. Utanmasalar ve tabii yaşadığım yerde kilise olsa kilisede nikah kıydıracak çiftler var. Halbuki ne güzeldir köy düğünleri. Her şeyin bir anlamı vardır şimdiki gibi anlamsız değildir. Düğünde ne yapıyoruz, gelin çiçeğini atıyor, neden? Yabancı filmlerde öyle gördük abi. Bakın gelinler neden çiçek taşırmış? Bizim kültürümüzde de ne güzellikler var. Eve girmeden önce kucağına almıyor damat gelini ama tatlı dilli olsun diye bal yediriyorlar geline, evleri bereketli olsun diye üstlerine pirinç atıyorlar, yine bereket için una bastıyorlar ellerini. Bazıları küçümsüyor bu adetleri. Oysa o kadar değerli ki. Benim mi içim geçmiş, bunları küçümseyenler mi "küresel"? Bilemiyorum, bilemiyorum. Yaşatmasalar bile saygı göstersinler ki başkalarının yaşatmasına mâni olmasınlar, temennim bu.

Nejat Uygur diyordum evet Allah uzun ömürler versin, şimdi ona ve onun gibilere çok ihtiyacımız var. Ağlanacak halimize bazılarımız sadece ağlıyor bazıları da diğerlerinin neden ağladığını anlayamadığı için kızıyor. Gülelim biraz halimize. Küfürler ede ede gülelim. O kızan birileri de belki bizim nelere üzüldüğümüzü görebilir ha, ne dersiniz hoş olmaz mı?
Uzun olsun ömrü..


Ekran Görüntüsü Koleksiyonumdan Bir Demet

Şaka maka değil, Firefox, bahane bulamadı üzüldü sadece, neden üzüldüğünü falan belirtmedi. Üzgünüz ama...

Bu haber de bugün -şu anki saat itibariyle dün- girildi ntvmsnbc sayfasından. Haber 14:05'te girilmiş ama şu an saat 00:50 oldu, haber hâlâ bu şekilde. 






Bu da Google aramalarından biri aslında. Aramış gelmiş adamlar, ben de bakayım başlarda mıyım da millet akın ediyor diye baktım, aynı aramayı yazdım. Bu çıktı.


Bu da 10 yaşındaki bir çocuğun iletisi oluyor. Pek görülmüyor ama büyüyor zannımca üstüne tıklanınca.




Bu da aynı çocuktan çıkma:


Yüzebilirim de yüzemeyebilirim de. Henüz kimse tarafından suya atılmadım, bu nedenle bilemiyorum.



Önce edep.. Dünya hayatına bağlanmamak için böyle bir profil oluşturmak...




Bir şey anlatacak, neden rahatsız ediyorsunuz ki??




Böyle de güzel.




Bir arkadaş, maillere ve telefonlara ip takacak birini arıyormuş. İlgilenenlere duyurulur.




Sonsuzlukta sallanıyoruz Firefox'la..


Bu garip olduğu için değil de eğlenceli olduğu için girdi koleksiyonuma:






Hepsini yığdım resmen ama bundan sonra söz tane tane yayınlayacağım, idare edin bunu.


http://pippihasmet.blogspot.com/2010/05/ekran-goruntusu-koleksiyonumdan-bir.html