Arkadaş,
Selam öncelikle sonra da sadede geleceğim zira çok doldum.
Metrobüs paylaşımlarımın çokluğu aşikar ama metrobüsü özleyeceğim aklıma gelir miydi gelmezdi, gelse iyi olurmuş zira şu an metrobüsün köpeği olacak kadar bezdim otobüs yolculuklarından.
İşim ile evim arasındaki mesafe dağlar dereler boyunca uzandığı için yollarda heba oluyorum yine ve öyle bir otobüse binmek zorundayım ki off ki of..
Kırmızı otobüslerden varın siz düşünün. Taşın üstünden geçtiğimizi hissediyoruz biz yolcular olarak, bu yüzden de hepimizin bilmem kaçıncı gözü açıldı, hislerimiz tavan yaptı.
Camlar takırdıyor, her tümsekte herhalde şimdi camlar üzerimize dökülecek diyorum. Tekerleklerin çıkmasından duyduğum endişe ise çok yüksek.
Geçenlerde kızın biri düştü, bir insan otobüsün içinde düşebilir mi ya valla düştü. Aynı anlarda benim de saçım koltuğun arasına sıkıştı. Kabus gibi yolculuklardı.
Her sabah bir kavga çıkıyor garanti. Geçenlerde de bir kadın polisi arayıp benim kimliğimin kopyasını çıkarıp onunla evime giriyorlar diye bağırdı. En arkadan bağıran bu kadının sesi şoföre yakın oturan bendeniz tarafından da duyuldu.
İnmenin ayrı dert, binmenin ayrı dert olduğu bu otobüste ikinci durakta nasıl ayakta kalınabilir diye düşünüyorum, nasıl nasıl?? İkinci durağa yürümemizin de anlamı olmadığını anlayınca ayakta 2 saat gitmekten başka çözüm olmadığını idrak edebildim.
Bu varoşluğumdan çıkıp elitliğin tavan yaptığı metroya biniyorum. Şişli'den İtü'ye kadar sanki defiledeyim. Plazaların hatunları pek bir süslü oluyor canım. Doğanın mucizesi işte Zaytung haberi gibi... Sabahın köründe bir insanın o kadar süslü olması için 5 gibi kalkması lazım. Ee valla eli öpülesi plaza kadınları diyorum da başka bir şey diyemiyorum.
Bir insan modayı metrodan takip edebilir kanımca.
Bir de ünlüsü bol. Ünlü de demiim de tanıdık simalar nedense sadece metro kullanıyor. Kendilerini metrobüste, otobüste göremezsiniz. Metro girişinde bir buçuk saat bekleme gafletinde bulunduğum bir gün olmuştu; dakika başına 8520145252100 ünlü düştü. Aaa bu Periliçe değil mi? Aaa bu Kavak Yelleri'ndeki kısa boylu kız değil mi? Bu da kötü adam ama nerede oynadığını bulamadım.
Geçenlerde şaka maka Periliçe'yi gördüm, yılların oyuncusu tabii. Hükümet gibi kadınmış meğersem, ben çıtı pıtı bir insan sanıyordum. Hayat bazen çok acımasız.
Metrodaki elit kesimle, otobüsteki varoş kesim arasında kalan bir kesim daha var bir isim koyamadım. Metrobüs insanları onlar.. Tam anlamıyla metrobüs yani.. Arada çaktırmadan osururlar, yer bulmak için itip kakarlar ama ellerinde hep Kıçüstü Edebiyat kitapları vardır. Biri o kitaplarda yaşlılara falan yer vermelerini söylese de bunlar okurken öğrenseler..
Öyle böyle işte. Metrosu ayrı dert, metrobüsü ayrı dert, otobüsü ayrı dert.
Alışıyorum, en çok da bundan korkuyorum :)