28 Haziran 2011

Joseph Kony


Birleşmiş Milletler Uluslararası Suç Mahkemesi'nin listesinde Ladin'den bile üst sırada yer alan bir isim Kony. Yakalanamıyor bir türlü. 1988'den beri kaçak. 
Joseph Kony Kimdir?
64 doğumlu bu kişi, Uganda'da dünyaya gelir. Ailesi Acholi diye bir kabiledendir. Ergenlik yıllarında yaşadığı yerin büyücü şifacısı olan ağabeyinin yanında çalışır o öldükten sonra da onun ünvanını alır. Çocukken de bir garipmiş zaten. Okulda da sorunlar yaşamış, belli kontrol eden kimse olmamış ki okulu bırakıp canavara dönüşmüş. Kutsal Ruh Hareketi diye bir grubun etkisinde kalmış liseden ayrılmış. Kuzeni Lakwena, hayat kadınıyken birden kabilenin tanrıçası haline gelir, bir sürü büyü yapar ve herkesi ruhani gücüyle etkiler, tabii Kony'i de. Lakwena ve ona inananlar Tito Okello'yu destekler ama Museveni tarafından Okello'nun devrilmesi müritler için yıkım olur ve isyan çıkar. İsyan bastırılırken Kony'nin ailesi Kony'nin gözleri önünde öldürülür ve Kony intikam yemini eder. Lakwena ise Kenya'ya kaçar.

Kony, Lakwena'dan kalan boşluğu doldurmak için onun güçlerinin artık kendinde olduğunu söyler ve peygamberliğini ilan eder. Yönetimin dini temelli olması için "Tanrı'nın Direniş Ordusu -TDO- Lord's Resistance Army" adıyla bir ordu kurar. Kony, 10 Emir'e uymayanları öldüreceklerini söyler. Kony, meleklerinin olduğunu ve birçok bilgiyi meleklerinden aldığını söyler, geleceği bilmesiyle de etrafındakileri etkilemeyi başarır. 

Uganda'da 104 bin çocuğu kaçırıp Uganda ordusuna karşı savaşmaya zorlamış bu kişi, tabii türlü işkencelerle. Kaçırıp askeri yaptığı çocuklara verdiği ilk görevse kendi ailelerini öldürtmekmiş. Erkekleri asker yaparken kız çocukları seks kölesi yapıyormuş şerefsiz herif. Komutanlarına sunuyormuş kız çocukları. Ona karşı gelenler en iyi ihtimalle kulaklarını, dudaklarını ya da burunlarını kaybediyor ama çoğunlukla öldürülüp kanları ise onu öldürenlere içiriliyormuş. Kaçırdığı bazı çocukları da başka direniş örgütlerine satıyormuş. İnternette maalesef işkence gören çocukların fotoğrafları da bulunuyor, eklemeye gönlüm el vermedi açıkçası.

86'dan beri 2 milyon insanın göç etmesine neden olmuş. Bu kişilerden çoğu da mülteci konumunda devam ediyor yaşamına. Kamplara sığınan insanları da rahat bırakmıyor. Köyleri, kampları ne bulursa talan ediyor, herkesi öldürüyor, tecavüz ediyor, çocukları kaçırıyor. 

Bu herifin 60 karısı 100 kadar da çocuğu varmış. Bir de eşlerinin elbiselerini giymekten hoşlanıyormuş. Bir de çocuklarından birine George Bush adını vermiş. Tabii insanın o kadar çocuğu olunca isim de seçemez doğru dürüst haklı adam bir yerde. Kendi çocukları daha farklı muamele görüyor tabii. Onlar daha güzel yemeklerle besleniyor ve kaçırılan öğretmenler tarafından eğitim görme fırsatı buluyor. 
Sık sık Rambo filmini izliyormuş Kony. Allahtan Pokemonları izlemiyor.
Herif salak ya malum, kutsal suyla yıkanıp yağlanarak kurşunlardan korunuyormuş güya. Gerçi inanacak gibi oldum şimdi ben de, neden bulanamamış ki bu adam alla alla..

Uganda'daki bu sorundan ilhamla çekilmiş bir film de var: Lord of War

Uluslararası baskı uygulanmış bu adama ama nafile, yaptığı rezilliklere dur demeye yeterli olmamış hiçbiri. 11 Eylül'den sonra ABD bu herifin örgütünü de terörist örgüt listesine eklemiş. Bu adam, en son uluslararası yakalama talebi kalkmazsa ben de barış antlaşması imzalamam Uganda ile demişti ama sonra ne oldu bilemiyorum tabii.
Bir de Uganda, bu adamdan ve ordusundan kurtulmak için zamanından onun elinden kaçan kişilerden yardım istiyormuş. Onu bulma görevini bu kaçaklara vermiş. Ama sürekli yaklaşmalarına rağmen bulamıyorlarmış. 

Ruhlar tarafından ele geçirildiğini düşünüyormuş bu adam. Her yıl Uganda'daki Ato tepelerine gider, orada günlerce güneşin altına ağnanırmış. Karıncalar üzerini tamamen kaplayana, derisine işleyene kadar Ato tepelerinin zirvesinde yatarmış öyle malak gibi. Hayır herif malak gibi yatarken bunu arayan millet nerede uyuyor onu anlamadım ben. 
Üzerine Yao diye bir bitkinin yağını sürüyormuş. Bir mağaraya girip haftalarca orada yaşarmış. Enteresan..

10 Emir konusunda da çok ısrarcıymış ve bu uğurda yaptıklarının suç sayılmadığını 10 Emir'i kendisinin bulmadığını, Tanrı'nın kuralları olduğunu söyleyip kendini savunuyormuş. Bahanesiz ölüm yok tabii. 

Hartum'daki aşırı islamcılarla olan ilişkileri nedeniyle iyice kafayı yemiş. Sözde Hristiyan inancı da değişmiş. Askerleri köyleri yağmalarken "Allahu Ekber" demeye başlamış. Domuz eti yasaklanmış. Cuma, kutsal gün olmuş. Kony, Muhammed adını almış. Şu anda inancı, her dinden özellikler taşıyan bir halde devam ediyormuş TDO.

2005'te Uluslararası Ceza Mahkemesi, işlediği suçlardan dolayı Kony, yardımcısı ve örgütün üç komutanı ile ilgili tutuklama kararı çıkarmış. 2006'da üç komutandan biri olan Lukwiya Uganda ordusunca öldürülmüş. Kony hakkında 12 tanesi insanlığa karşı işlenen suç, 21 tanesi de savaş suçu olmak üzere toplam 33 suçlama ile bir iddianame hazırlanmış. 
2006'da yine, Kony açıklama yapıyor. Bizde çocuk yok, asker var. Kötü bir şey yapmıyoruz biz diyor. 
2008'de ABD'de Nitelikli Global Teröristler listesine ekliyor. Nitelikliyse sorun yok, hemen iş bulur evet. tövbe tövbe..

Herif, en son Kongo'da görülmüş. Yukarıda dediğim gibi, bu adamın elinden kaçan eski askerleri Kongo'nun altını üstüne getiriyor ama adam sırra kadem basıyor. 
2010'da Obama, TDO Silahsızlandırma ve Kuzey Uganda'yı Yenileme Antlaşması imzalıyor. 
Şu sitede çocuklarla ilgili videolar yer alıyor:  http://www.invisiblechildren.com/

Güncelleme: 2012 'de halk Joseph Kony'nin yakalanması için bir hareket başlattı ve bu hareket şu an tüm dünyadan destek görüyor. İnvisible Children, tüm Amerika'yı posterlerle donatacak.
Amerika'dan destek gören bu hareketi takipte kalın. 
http://kony2012.s3-website-us-east-1.amazonaws.com/ adresinden destek de olabilirsiniz.


Garip Değilim Ben

  • Dağınıklık benim düzenim. Düzenli olunca hiçbir aradığımı bulamıyorum.
  • Herhangi bir şey sadece tamamen benim olduğunda benimdir. Ancak o zaman benimseyebilirim. Aksi takdirde kullanmayı da öğrenemem. Bilgisayar mesela, bir sürü dersini gördüm, o derslerde ilgimi çekmedi, bana ait bir bilgisayarım oldu ancak o zaman öğrendim her şeyini. Bisiklet mesela, kendi bisikletim olana kadar öğrenmedim, kendi bisikletim alındı atladım üstüne vurdum kırbacı. Ehliyetim var mesela ama babamın arabasını kullanmayı sevmiyorum, illa kendi arabam olacak o zaman yolların tozunu attıracağım, böylee hızla giderken el frenini çekeceğim mesela, aklımda bu. 
  • Grup çalışmasına müsait değilim. Her işi mükemmel yapma gayretindeyimdir bu da grup çalışmasına engel bir durum ama bir grubun yapabileceği her şeyi tek başıma da halledebilirim.
  • Dünyada her şeyin olabileceğine fazla inanmışımdır, en imkansız zannedilen, kimsenin inanmayacağı yalanlara bile inanırım. Bilirim mantıklı değildir, içimdekilerden biri her zaman yalanı yakalar ama asla o an söylemez asıl ben, sadece inanır. Sadece aklında tutar lazım olunca kullanılır bu bilgi.
  • Çizgilere basmamaya çalışırım, ama bu özelliğimi Teoman'dan sonra fark ettim.
  • Evden çıkmadan önce pantolonum delik mi, çorabım kaçık mı, saçım nasıl diye kırk saat bakarım kendime.
  • Maddi hediyeleri kimin verdiğini unuturum, hatta onların hediye olduğunu bile unuturum.
  • Her işe sağ ile başlarım. Ayakkabı, çorap, terlik illa sağa önce giyilir. Bir yere girerken sağ ile girerim eğer solla girdiysem çıkar tekrar girerim, sol denk gelecek şekilde yürüyorsam sekerek adım değiştirir sağla girerim yine.
  • Selam vermeyi unuturum, garip bu bence.
  • Odamdaki eşyaların yerleri kolay kolay değişmez. Aldığım bir ayakkabıyı, kotu eskiyene kadar giyerim. Bir gün onu bir gün onu giymem.
  • Seviyorsam, benim diyorsam kıskanırım. Yok umumi bir hal aldıysa karşımdaki kıskanmayı keserim ki sevgim de kesilmiş olur.
  • Her altı ayda bir, bazen üç ay da olabiliyor, çevremi değiştiririm. Kalanları alırım gerisini gönderirim.
  • Laf sokma konusunda herkesi geride bırakacak kadar yeteneğim varken bir gün bir arkadaşın yüzündeki ifadeyi gördükten sonra bu özelliğimi kullanmamaya söz verdim. Belden aşağı, belden yukarı hiç fark etmez, lafımın üstüne laf söylenemezdi bir zamanlar ama iştee.. Şimdi laf sokmuyorum kimseye ama karşımdaki o ukala ifadelerine devam edince içimden kendime sokuyorum lafları.
  • Bir insanı ilk başta sevmediysem sevmeye çalışsam da sevemiyorum. Paçaya yapışan tiplerden kurtulmanın 40 yolu adlı bir kitap yazma hayalim var.
  • O kadar çok şey istiyorum ki öncelik veremediğim için hiçbirini yapamıyorum.
  • Bir bardağı kırana kadar yıkama özelliğim var. Çatalı kırk defa silerim. Hatta kendi çatalım kaşığım bardağım ayrıdır.
  • Birinin odama girmesi yaşamıma müdahale gibi gelir kimseyi kolay kolay odama almam.
  • Bozulan bir eşya tamir edildikten sonra eskisi gibi çalışsa bile bendeki değeri bitmiş olur, muhtemelen işine yarayacağına inandığım bir arkadaşa veririm.
  • Telefonda konuşurken sabit kalmam imkansızdır. Yürürüm, kalemle kağıtla oynarım bir şeyler yaparım ama hareketsiz kalamam.
  • Umumi tuvaletleri kullanamam. Başkasının evinde banyo yapamam. Banyoda terliksiz duramam, o terliği de çorapsız giyemem.
  • Çıplak ayakla dolaşmam dolaşanı sevmem. Açık terlikle dolaşanları görmeye dayanamam. Çorapsız dolaşmam, dolaşanları da görmeye tahammül edemem.
  • Hangi konudan bahsederse bahsetsin, bir kitabı kitaplığıma atma fırsatım varsa asla kaçırmam o fırsatı. 
  • Kitaplarımı ödünç vermeyi sevmem. Kitaba nasıl davranması gerektiğini bilmeyenler yüzünden sırf onlar mahvetti diye aynı kitaptan bir daha aldığım da olmuştur. 
  • Yere düşen eşyayı tekrar lazım olana kadar almam yerden, öylece bekler.
  • Ya hep ya hiç ana felsefemdir. Derse geç kaldıysam derse girmem derecesinde bağlıydım bu felsefeye. Şimdi de öyle..
  • Yanımdaki kıza kimse bakamaz, kimse laf atamaz alırım aklını. Ama kendime laf atana sadece sertçe bakarım ya da duymazdan gelirim, aşağılanmayı hak etse de acıdığım için bunu yapamam.
  • Köprü, kestirme yol kullanmak son çare olmadıkça kullanmam.
  • Misafirimi evde ağırlamam. Evin özel bir yer olduğunu düşünürüm. Dışarda görüşürüm arkadaşlarımla.
  • Sevgilim haricinde kimseyle mecbur kalmadıkça sinemaya gitmem.
  • Bende olan bir şeyi ya da bana özel bir şeyi başkası da aynen yaparsa, alıp kullanırsa o kişiyi silme derecesine gelirim. O kopyalanan şeyi de bırakırım, nadiren devam ettiğim görülmüştür.
  • Ezber bilgileri ukala ukala sunanlardan tiksinirim. Sağlıklı yorum yapanları el üstünde tutarım. Fikirlere, ezber bilgilerden daha çok önem veririm.
  • Sohbet programlarında arkadaşlarıma rastladığımda selam veremem, işi vardır o selam versin derim, beklerim öyle mal mal. 
  • Çok korktuğumda kendi yüz ifademi düşünüp gülerim mütemadiyen.
  • Moralim çok bozuksa ve düzelsin istiyorsam açarım müziğin sesini sonuna kadar Misket falan dinlerim. Yok düzelmesin daha da bozulsun, Allah cezamı versin istiyorsam "Kimseye Etmem Şikayet" açarım. Kızgın sinirliysem daha da pekişsin istiyorsam metal ya da bol küfürlü rap müzik dinlerim. 
  • Reflekslerim çok kuvvetli olduğu için sık düşmem, kaza geçirmem. Bu yüzden de yılda bir kez de olsa eğer bir fırsat çıkmışsa refleksi kontrol etmeye çalışır ve düşmeme izin veririm. Çocuk düşe düşe büyür ne de olsa..
  • Gazeteye sarılmış bir şey görürsem illa o gazeteyi okurum, ya da masaya serilmişse eğer bir yandan yemek yer bir yandan gazete okurum. 
gibi gibi gibi