26 Şubat 2009

Prematüre Doğan Yol Alır


Yuh diyorum artık. Bir hafta geçti hâlâ hastalıkla cebelleşiyorum. İş yerine geliyorum uyuyorum müdür dersen acayip uyuz bir adam. Asıl müdür ve müdür yardımcısıyla aram iyi diye benim bağlı olduğum şube müdürü bana gıcık oluyor. Koymuş kamerayı kapıya kaçta giriyorum kaçta çıkıyorum oturup izliyor, iki dakka geç kalsam surat asıyor ona buna benden dert yanıyor. Yüzüme bir şey dediği de yok, dese laflarım hazır ama nerdeee..
Okul gibisi var mı be, öğrencilerimi özledim yeminle. Çocuklarım olsaydı yine saçımı okşar "örtmenim ben de büyüyünce örtmen olacağım" derdi. Beraber yine kitaplar okur okuduğumuz kitapları konuşurduk. Neyse az kaldı. KPSS olmasa bile öğretmenlikten başka bir iş yapmamaya karar verdim. Beni okul paklar. Sapık müdürlerle baş etmesi daha kolay.
Geçen sene zeka geriliği olan iki öğrencim vardı. İkisinin de gözleri çıkmıyor aklımdan. Sırtıma koyar başını "Öğretmenim çok güzelsiniz, ben de sizin gibi güzel olabilir miyim?" derdi. Arkadaşları dışladığında yanıma daha bir sokulurdu. Bir tanesi Türkçe dersinden düşük not aldığında "Kimse beni sevmiyor.." diye ağlamıştı. Birinin gözleri deniz yeşili birininse kapkaraydı ama ikisinin gözü de pırıl pırıldı. Özledim onları.
Eşiyle, çocuğuyla dolaşanları gördüğümde sanırım hiçbir zaman yaşayamayacağım böyle şeyleri diyorum istiyorum ama olur mu hiçbir fikrim yok.
Olsa da güzel olur aslında. İyi bir anne olabilirim. Blog arkadaşlarından aynı yaşta olup da çocuğu olanlara bakıp efkarlanıyorum aman işte bilmiyorum neyse hormonlarımı durdurmam gerek daha uuuuzuuuunca bir süre.
İş yerinde herkes evli olduğu için her gün evlilikten bahsedildiği için ruh durumum karıştı. Düzelirim sanırım. Zira düzelmezsem durum vahim yakında börek çörek yapmaya başlamaktan korkuyorum. Canım eve giderken alışveriş yapıp eve gidince yemek yapmak istiyor bu aralar. Biri beni durdursun..