3 Şubat 2013

Buzdolabını Sildirdi Hem de İçini Dışını


Dün, iş çıkışı rutinim olan metroya doğru yürüme eylemini gerçekleştiriyordum. Yolda kadının biri durdurdu ve metroyu sordu, gösterdim. Aynı kadın, metro merdivenlerine geldiğinde de metroyu sordu. "Beni takip edin", deyip kadınla beraber yürümeye başladık.

35 gibi görünüyordu, sormadım ama eminim 25 kadardı. 3 çocuklu bir kadın. Evlere temizliğe gidiyor. Başladı anlatmaya.

Şişli civarında oturuyor, en azından evini Şişli'den bulabiliyor. Temizlik için Maslak'a rica ettikleri için gelmiş ve tabii temizliğe gittiği kadın 'Ben seni otobüse bindiririm." dediği için güvenip gelmiş. Ev sahibi -mi demeli bilemedim-, buzdolabının içini dışını sildirmiş, evi komple temizletmiş ve 50 TL vermiş. Üstelik kocasının gelmesini bahane ederek otobüse de bindirmemiş. 

Maslak karanlığında evinin yolunu bulmaya çalışıyordu. Akbili yoktu, muhtemelen o 50 TL dışında parası da...
Sonradan sordum da arkadaşlara bu işin piyasası da 50 TL değilmiş zaten. Birkaç sene önce 70 TL verdiğini söyledi arkadaşım. 

Okuma yazma bilmiyor, kafası almıyormuş. Paltosunun altında açık renk bir pijama görünüyordu. Siirtli, Türkçesi zor anlaşılıyor. Ben anlayabildim ama.

Tayfun Talipoğlu gibi anlattığıma bakmayın, meselem farklı. Hep bildiğimiz şeyler bunlar, evlere temizliğe giden insanlar var evet, eminiz bir sürü de sıkıntıları vardır tıpkı bizim bilmem ne uzmanları, müdürleri olarak sayısız sıkıntımızın olması gibi.. Ama işte, görmek başka oldu. Uzak değil, aynı metroya biniyoruz. 50 TL verip evini ve buzdolabını temizleten insanlar bir yanda, adını sormadığım o insanın hayatı bir yanda... Sobalı bir evde yaşıyor. Saat 21:00 civarı eve gidecek, o saate kadar çocuklar soğukta, aç biilaç onu bekliyor. 

Sadece, o insanla tanışmak başka bir duyguydu; bilmek gibi değil, öğrenmek gibi de değil.. Tarifsiz bir duyguydu, paylaşmak istedim.

Görsel: Nicolae Tonitza