Buralarda "hırsı azmak" diye bir deyim vardır. Hırsı azdı, başına bir gelecek var denir ve hep de çıkar arkadaş. Geçen günlerde yazmıştım olayı. Babaannemin de hırsı azmıştı malum, birkaç gün önce balkondan içeri gelirken düz yolda takla atmayı başarıp düştü. Dizi, eli bir de kaşının üstü morardı. Üzüldüm tabii, başına bir şey gelmesini isteyecek kadar kötü biri değilim çünkü.
Az önce Leyla ile Mecnun'u izledim, keyfim yerindeydi. İki gündür masanın üstünde duran hafif pörsümüş bir gül vardı. Nasılsa yarına bozulur diye değerlendireyim, babaannemin başından aşağı dökeyim de keyfi yerine gelsin dedim. Demez olaydım. Bu malca eylemimin başıma bir iş açacağı belliydi.
Neymiş efendim, bana hiç yakıştıramamışmış. Solmuş gülü mü layık görmüşüm ona.. Abartmıyorum iki saat söylendi bunun için.
Ayt.. Ne yapsam suç arkadaş, yaranamıyorum.
Babaanneme şu güzide eseri armağan ediyorum: