4 Ağustos 2010

Bak Allah Adı Verdim Allahım


Allahın bir kulu da beni görünce sınavı sormasın ne olur yareppim.
Yine misafir yine aynı sorular..
Bir de iki emekli öğretmen.. Bir tane de ana okulu öğretmeni. Bir de üniversite hocası. 2-3 tane de konuşkan teyze.. Pek eğlenceli başladı gün sormayın..
He bunlar da yetmedi. Halam ve torunu, bir de öbür halam geldi.
Neyse bari diğerleri çok kalmadan gittiler, kaldıkları süre boyunca 53163123 kez bahsedildi sınavdan. Birinin boğazına yapışıyordum ki tam, "haydi kalkak" dedi diğeri. Ana sınıfı öğretmeni olan hatun, arabayla gelmiş, hepsini topladı götürdü. Arabayla gelmiş diyorum dikkat, son model arabayla..
Ahh ahh..
Bok vardı da aldırdılar bana ehliyeti. Ne yapacaksam.. Sanırım işsiz kalınca taksi şoförü olmam için popomda bir plaka olsun diye..
Bunlar gittikten sonra halalarım ve malum hala torunu ile oturduk falan fişman. Benim ergen alerjim var, kaşıntı yapıyor meret. Yine de "Pippi, torunumu sevmiyor." demesin halacıkım diye iki seveyim kızı dedim. Kız yeni banyo yapmıştı, "Gel öreyim saçını" dedim.
Allahtan öğretmenlik deneyimi yaşamışım, anında yakalarım biti. Kızın saçında bir sürü sirke..
Vakti zamanında beni seven botanik bir teyze bana elindeki işe yaramaz menekşeleri hediye etmişti. Bu geri zekalı kızım nasılsa sulamaz diye ben suladıkça annem de benden gizli sulayınca zavallı menekşelerde minik yeşil yaratıklar belirmeye başladı. Bu işlerden anlayan bir hocaya götürdüm. Hoca okudu üfledi ama beni de azarladı. "Madem beceremeyeceksin ne diye alıyorsun başına" dedi. Adam haklı ama "Sayın hocam, hediyeydi bir de benim annem çok değişik bir şey" diyemedim. Bu olaydan sonra bitler geçmedi ben de ne zaman menekşelere baksam kaşınmaya başladım. En sonunda çok sevgili bir insan olduğum için bir an bir sinir geldi fırlattım saksıları camdan. Yani biti biliyorum az çok.
Bu bit diyorum, yok kepek diyorlar. Bit diyorum yok kepek diyorlar. Sonunda bit olduğuna ikna ettim ev halkını. Aslında bit yumurtası imiş yani sirke, tabi havadan da gelmemiştir bunlar. Ya bizim geri zekalı hala torunu cipsleri yiyip yiyip sokakta elini yıkamadan kafasını kaşıdı ya da mahalledeki veletlerden bulaştı. Aman aman düşman başına.
Ben zaten huylu bir insanım, benekli, kımıl kımıl, bıngıl bıngıl, vıcık vıcık şeylere karşı bir garip hislerim var. Düşününce bile kaşıntı yapıyor bunlar. Hemen başladım kaşınmaya. Sanki ben bitlenmişim gibi koşa koşa gittim ilaç aldım. İlacı aldığım eczacı da bitlenenin ben olduğumu sandı, "laaan bu ğada güzel kız nasıl bitlenir" diye derin derin düşüncelere daldı. -Yazar, burada kendini övmeye çalışırken olayı eline yüzüne bulaştırıyor-
Neyse işte halamlara verdim ilacı, sonra da evlerine gittiler, bit olayından dolayı değil de zaten gitmeleri gereken bir saatti yani ondan, valla ben kovmadım.
Papatya Prenses bilir mesela, Pesi de bilir ben hayatta iş yapmam. Çamaşır makinesi ile uzay aracı arasında benim için hiçbir fark yoktur. İkisinin de nasıl çalıştırılacağını bilmem. Onlar kapıdan çıkar çıkmazzzz hemen kızın kullandığı ne kadar zımbırtı varsa hepsini aldım doğru makineye, yatak yorgan önüme geleni topladım.  
Bitlenmedim şimdiye kadar allahıma bin şükür ama bitlenirsem şu an belime gelmeyi başarmış saçımı kazıtmak zorunda kalacağım. Uğraşamam öyle ilaçla falan gitmez mitmez. Kesin kazıtırım. 
Onlar gittiğinden beri, evde herkes psikolojik kaşıntı yaşıyor. Herkes önüne gelene eğiyor kafayı "Bir bak allasen, bir şey var mı?" diye tedirgin tedirgin bit üstünde oturuyor. 
Halam az önce aradı. Eve gider gitmez, aldığım ilaçla bir güzel yıkamış kızın kafayı. Bizim ergen ağlamış, "Niye beni buluyor böyle şeyler?" diye. Ergen ya işte, normal bu ağlama. Gerçi kızcağız bir kere daha bitlenmişti. Bunların okulda her sene gelenekmiş, bit sezonu oluyormuş. O zaman da bitlenmeyi başarmıştı, tabii değil mi ama, diğerlerinden neyi eksik benim ergen beyinli hala torunumun, hiç işte.. Yetmedi ama annesini ve babasını da bitlendirmişti. 
Kıyamam ya ergen mergen, üzülüyor insan işte. 
Sanırım atlatıyoruz. 
Halam telefonda bir sürü dua etti bana. Allah dilerim duyar bunları, "Rabbim yareppim, bakın ben bir ergenin kafasındaki bitleri bulup bir de üstüne bit ilacı aldım ona. İki ailenin bitlenmesini erken teşhisim sayesinde önledim, rica etsem bunları işleme koyar mısınız? Saygılar, hürmetler."
Bir de eklemem lazım: Bitlenme korkusu ile kaşınırken "Allam nolur bakın Allahaşkınıza nolursunuz bitlendirmeyin beni" diye dua ettim. Nasıl bir şok işte siz düşünün..