17 Aralık 2008

Garipliklerim

-Dağınıklık benim düzenim. Düzenli olunca hiçbir aradığımı bulamıyorum.

-Herhangi bir şey sadece tamamen benim olduğunda benimdir. Ancak o zaman benimseyebilirim. Aksi takdirde kullanmayı da öğrenemem. Bilgisayar mesela, bir sürü dersini gördüm, o derslerde ilgimi çekmedi, bana ait bir bilgisayarım oldu ancak o zaman öğrendim her şeyini. Bisiklet mesela, kendi bisikletim olana kadar öğrenmedim, kendi bisikletim alındı atladım üstüne vurdum kırbacı. Ehliyetim var mesela ama babamın arabasını kullanmayı sevmiyorum, illa kendi arabam olacak o zaman yolların tozunu attıracağım, böylee hızla giderken el frenini çekeceğim mesela, aklımda bu. İnsanlar için de bu böyle, bir arkadaş sadece benim değilse o özel de değildir, onun için değerli değilsem değerli değildir. Sevgilisi olan kişiye erkek gözüyle bakamam, sevgilim dediğim insan başkalarıyla da benimle olduğu kadar samimi konuşuyorsa gözümden düşer, çok da ilgilenmem. gibi.. gibi.. gibi..

-Grup çalışmasına müsait değilim. Her işi mükemmel yapma gayretindeyimdir bu da grup çalışmasına engel bir durum ama bir grubun yapabileceği her şeyi tek başıma da halledebilirim.

-Dünyada her şeyin olabileceğine fazla inanmışımdır, en imkansız zannedilen, kimsenin inanmayacağı yalanlara bile inanırım. Bilirim mantıklı değildir, içimdekilerden biri her zaman yalanı yakalar ama asla o an söylemez asıl ben, sadece inanır. Sadece aklında tutar lazım olunca kullanılır bu bilgi.

-Çizgilere basmamaya çalışırım, ama bu durumu Teoman'dan sonra fark ettim.

-Evden çıkmadan önce pantolonum delik mi, çorabım kaçık mı, saçım nasıl diye kırk saat bakarım kendime.

-Maddi hediyeleri kimin verdiğini unuturum, hatta onların hediye olduğunu bile unuturum.

-Her işe sağ ile başlarım. Ayakkabı, çorap, terlik illa sağa önce giyilir. Bir yere girerken sağ ile girerim eğer solla girdiysem çıkar tekrar girerim, sol denk gelecek şekilde yürüyorsam sekerek adım değiştirir sağla girerim yine.

-Selam vermeyi unuturum, garip bu bence.

-Çok çabuk alışırım, herhangi bir şeye. Odamdaki eşyaların yerleri kolay kolay değişmez. Aldığım bir ayakkabıyı, kotu eskiyene kadar giyerim. Bir gün onu bir gün onu giymem.

-Seviyorsam, benim diyorsam kıskanırım. Yok umumi bir hal aldıysa karşımdaki kıskanmayı keserim ki sevgim de kesilmiş olur.

-Her altı ayda bir, bazen üç ay da olabiliyor, çevremi değiştiririm. Kalanları alırım gerisini gönderirim.

-Laf sokma konusunda herkesi geride bırakacak kadar yeteneğim varken bir gün bir arkadaşın yüzündeki ifadeyi gördükten sonra bu özelliğimi kullanmamaya söz verdim. Belden aşağı, belden yukarı hiç fark etmez, lafımın üstüne laf söylenemezdi bir zamanlar ama iştee.. Şimdi laf sokmuyorum kimseye ama karşımdaki o ukala ifadelerine devam edince içimden kendime sokuyorum lafları.

-Bir insanı ilk başta sevmediysem sevmeye çalışsam da sevemiyorum. Paçaya yapışan tiplerden kurtulmanın 40 yolu adlı bir kitap yazma hayalim var.

-O kadar çok şey istiyorum ki öncelik veremediğim için hiçbirini yapamıyorum.

-Bir bardağı kırana kadar yıkama özelliğim var. Çatalı kırk defa silerim. Hatta kendi çatalım kaşığım bardağım ayrıdır.

-Birinin odama girmesi yaşamıma müdahale gibi gelir kimseyi kolay kolay odama almam.

-Bozulan bir eşya tamir edildikten sonra eskisi gibi çalışsa bile bendeki değeri bitmiş olur, muhtemelen işine yarayacağına inandığım bir arkadaşa veririm.

-Telefonda konuşurken sabit kalmam imkansızdır. Yürürüm, kalemle kağıtla oynarım bir şeyler yaparım ama hareketsiz kalamam.

-Umumi tuvaletleri kullanamam.

-Hangi konudan bahsederse bahsetsin, bir kitabı kitaplığıma atma fırsatım varsa asla kaçırmam o fırsatı.

-Çok beğenmediysem, desenli giysiler giymem, giyenleri sevmem.

-Yere düşen eşyayı tekrar lazım olana kadar almam yerden, öylece bekler.

-Ya hep ya hiç ana felsefemdir. Derse geç kaldıysam derse girmem derecesinde bağlıyımdır bu felsefeye.

-Yanımdaki kıza kimse bakamaz, kimse laf atamaz alırım aklını. Ama kendime laf atana sadece sertçe bakarım ya da duymazdan gelirim, aşağılanmayı hak etse de acıdığım için bunu yapamam.

-Köprü, kestirme yol kullanmak son çare olmadıkça kullanmam.

-Misafirimi evde ağırlamam. Evin özel bir yer olduğunu düşünürüm. Dışarda görüşürüm arkadaşlarımla.

-Sevgilim haricinde kimseyle mecbur kalmadıkça sinemaya gitmem.

-Bende olan bir şeyi ya da bana özel bir şeyi başkası da aynen yaparsa, alıp kullanırsa o kişiyi silme derecesine gelirim. O kopyalanan şeyi de bırakırım, nadiren devam ettiğim görülmüştür.

-Ezber bilgileri ukala ukala sunanlardan tiksinirim. Sağlıklı yorum yapanları el üstünde tutarım. Fikirlere, ezber bilgilerden daha çok önem veririm.