6 Mayıs 2009

Ödev Yaptırmaya Gelen Komşu Çocukları


Ödev yaptırmak için gelen sersem komşu çocukları olur ya. Bir de senin öğretmenlik ehliyetine sahip olduğunu bilince daha da bir geliyorlar. Sanki her naneden anlamak zorundaymışım gibi.. Gelmiş fizik soruyorlar bana.. Hayır fiziğim güzel olsa anlayacağım da güzel de değil.. 7-8 senedir fizik görmüyorum ben. Soba yakarken bir de kahve suyu falan kaynatırken lazım oluyor o kadar.
Şimdi bu veletlere eğer bir kere el verildiyse kolun kaptırılmamış olması mümkün değildir. Hemen hemen her dersten verilen her türlü ödevde size gelir üstelik kendisi de ödevin başında durmaz eve gidip televizyon izlemeyi tercih eder ki buna bile şükredersiniz gelip sizin bilgisayarda oyun oynamaya kalkma ihtimali de vardır.
Depeleyeceğim ama aileler arası ilişkileri zedeleme potansiyeli olduğundan dokunulmazlık vasfı var. Ailesi de zaten depelemeyeceğimden emin olduğu için gönderiyor bana çünkü bu çocuğun annesi fi tarihinde sırf ben seviyorum diye simit kurabiyeler yapıp elleriyle yedirirdi bana hatta bana yumurta boyarlardı. karikatür çizerdik yumurtaların üzerine.
Bir de benim aile malum, çocuğa yardım etmem hususunda baskı bile uyguluyorlar. Fazla hevesli görünmezsem uzun süre de azarlanıyorum tabii bu riski göze almadığım için mecburen ödevi yapıyorum.. Daha doğrusu ben nasıl yapılacağını gösteriyorum ama annemler yaptığımı zannediyorlar. İçim rahat oluyor.
Eğer bir kere yaptıysanız ödevi ondan sonraki bütün ödevler size gelecektir kaçınılmaz. En sonunda işte aa ben bu konu işlenirken hastaydım ben hiç anlamamıştım bu konuyu demeyi tercih ettim, ne zamandır gelmiyor. Yazıcı lazım olunca geliyor onu da idare ediyoruz artık.
Ben başkasından yardım isteyeceğime "ödev yapmadım" demeyi tercih eden bir çocuktum. Tabii direkt "yok hocam yapmadım ne var, zoruna mı gitti" demesem de, "uyuyakaldım yazarken" diyordum, su kesildi elektrik gitti ya da doğal gaz faturası çok geldi gibi sıradan bahaneler. Bir de defterimi evde unuturdum sık sık. Bilerek tabii..

O değil de aklıma geldi bir keresinde sinir olduğumuz bir çocuğun çantasına kedi koymuştuk. Çocuk çantada kedi olduğunu bilmeden eve gitmiş. Amacım şeydi bunu yaparken, "bu çocuk çantasını bile açmadan geliyor her gün aynı defteri aynı kitabı getiriyor ödevlerini yapmıyor." fikrini somutlaştırmak. Akşam eve gitmiş, gece bir ses duymuşlar tabii kedi sesi, arıyorlar tarıyorlar sonunda sesin çantadan geldiği anlaşılıyor. Çantayı açıyor bizim kaz. Kedi aynen topuk. Evin içinde kırk tur kedi kovalıyorlar. Nitekim neymiş haklıymışım, kedi miyavlamasa o çanta açılmayacakmış. :)