Yazın gördüğüm bir rüyayı yazmıştım taslaklara, şimdi yayınlamak kısmetmiş.
Gece aniden "His!!" diyerek uyandım. Cümlenin önceki kısmını rüyamda söylemiştim.. "Düşünce değil.." Yanisi "Düşünce değil, his!!" Bu his kısmını bağırdım gibi oldu. Kaç kişi bu şekilde uyanır bilmiyorum, bir şeyim de normal olsun nolur yani.
İki üç gece önce gördüğüm bir rüyada bir yüzükçüden yüzük seçiyordum. Bu rüyamda da yine aynı yüzük satıcısına gittim. Eski rüyamda plastik yüzük vardı hep, metal falan yoktu. Gene yok, gelecek demişti gelmemiş..
Dünya düz olsa süper reklam bulmuştum ama maalesef dünya düz değilmiş.. Rüyamda pencereden bir baktım. Koocaamaaan bir inek gökkuşağı gibi dağların ardından yürüyor.. "Aaa" diyorum yanımdakine, o da "lavaşkiri ineğidir" diyor, reklammış bu meğersem. Sonra ineğe "ineeeeeeeeeek filiz" diye bağırıyorum. Filiz'in kim olduğunu blogun inciğini cinciğini bilenler hatırlayacaktır. Yalnız, düşünsenize böyle reklamlar olduğunu gökte reklam, süper fikir.
Bir de liseden arkadaşlarla buluştum. "Collezione hala var mı, lan bok satsalar koşa koşa alıyordunuz" dedim. Onlara muz ısmarlamaya kalktım.
Yeşil yağmur çizmelerim vardı ama arkadaşlardan biri bana mor çizmeler almıştı. Onları birkaç kez evde unuttum ama sonra arkadaşlar ısrarla yanıma aldırdılar. Daha doğrusu mor çizmeleri giyip yeşilleri kucağıma aldım.
"Düşünce değil his" olayı da şu. "Bu aralar evimin yanacağını düşünüyorum" dedi liseden bir arkadaşım, ben de öyle düşünüyordum rüyamda ama söylemedim ona. "Düşünce değil his" dedim ve uyandım.
Bir de adamın biri kadının birinin kolundan tutmuş çekiştiriyordu. Adamı çok pis azarladım. Adamın da böyle tarkan gibi mikrofonu vardı ama şişko falan bir şeydi, güya gazeteciydi ama ajan gibi duruyordu. Bu yüzden derse geç kaldım.
Bir de bunların tamamı olurken ben takım elbiseliydim.
Bir de geçen seneki öğrencilerimden Selma'yı ziyarete gittim. onunla beraber karlı yolda yürüdüm.
Bir de OVK diye bir takvim markası gördüm. Takvimin adı, sloganı, arkasında yazanlar her şey her şey rüyamdaydı. Okudum uğur dündar'a. Takvim 1935'ten kalma imiş. Baya bildiğin menkıbeler falan vardı, bilinçaltımın uydurduğu fıkralar falan.. bok zihnim hatırlamıyor ama o kadarını
Heh bir de bir sürü altın bozdurdum. "altın fiyatları malum, şimdi tam zamanı" cümlesini de kurdum.
Ve bunların hepsi tek rüyada oldu.
Uyumaktan neden korkuyorsun diyorlar bana, arada bazı değil ki arkadaş her gece başka başka hayatlar yaşıyorum ben. Takvimin arkasında daha önce hiç duymadığım süper yaratıcı fıkraya kadar görmek zorunda mıyım, ama yok illa onu da gör, takvimi eline al, kokuları al, her naneyi hisset. Amasını satayım böyle işin. hoyt.!
Hayır bir "Rüyalar Gerçek Olsa" diye bir şarkı var. Millet nasıl rüyalar görüyor ki böyle bir arzu duyuyor. Yazıklar olsun yazıklar olsun ne diyeyim. Honki ponkilere gelesiceler.!