Dün gece sevdiceğime bir şeyler anlatırken adı geçti, o zaman tekrar hatırladım. 2 sene her şeyi beraber yaptığım bir arkadaşım vardı. Dede derdik birbirimize.
Ah dede vah dede sen neymişsin sen...'den geliyordu bu.
Dede'mle ben aslında liseyi de birlikte okumuştuk. Aynı sınıfı bile paylaştık ama lisede çok çok samimi değildik, herkesle olduğu kadardı arkadaşlığım. Sonra yerleştirme sonuçları açıklandı bir baktık aynı okuldayız. Hatta aynı sınıftayız.
Ben hayatta kayıttı şuydu oraya evrak götür buraya imza at işlerinden anlamam, kayıt zamanı babamın yanına gittim "Hadi kayıt yaptırmaya gidelim" dedim ama kendileri benimle her zaman çok ilgilenen biri olduğu için "Git sen" dedi. Çaresizdim. Liseden samimi arkadaşlarımdan birini aradım böyle böyle dedim. "Gelemem haftaya gidiyorum, bavul hazırlığım var, terlik pabuç alacağım." dedi.
Eyvallah dedim. Birkaç kişiyi daha aradım nedense herkesin işi vardı. Sonra aklıma Dede geldi, tabii o zamanlar adı Dede değildi. Aradım şak diye tamam dedi, okulda buluştuk. 1-2 saat elinde belgelerim koşturdu, kılımı kıpırdatmadım hepsini halletti.
O günden sonraki bütün günler tam 2 sene boyunca canımdan öte can oldu.
Sırf o gün yaptığı iyilik içindi belki. Kardeşim gibi sevdim, korudum onu.
Okula iki sene boyunca yalnız girmedik hiç. Beraber sevdik, beraber ayrıldık.
Sabahları 30 kmlik yoldan gelip soğukta onu bekliyordum, neden, saçına fön çekecek diye. Göğüslerim donardı soğuktan ama sesimi çıkarmazdım. Konuşa konuşa derse giderdik, yan yana otururduk, hoca onu kaldırmasın diye ben parmak kaldırırdım.
Ödevlerimizi de birlikte hallederdik.
Sonra ne oldu?
4 kişiden 3 kişiye düştük. Siyasi sebeplerden dolayı ben Dede'nin sevgilisiyle aramı açtım. Zaten Dede'ye kötü davrandığı için sık sık kavga ediyorduk. Dede, o çok sevdiğim Dede benden uzaklaştı. Gitti, sıradandan da sıradan, kötüden de bayağı bir iki arkadaş buldu kendine. Mutlu görünüyordu. 3. sınıfa kayıt yaptıracağımız zamanlar mesajlar göndermeye başladı, özürler diledi. Kötü olan her şeyi unuttum. Buluştuk, meğer aldatıldığını düşünüyormuş ve ayrılacağım zırıltısı için gelmiş bana. Dedim barışırsınız nasılsa okul başlayınca. Yok dedi barışmayız kararlıyım. Dolmuşla gittik harcı yatırdık. Eski günlerdeki gibi.. Yolda ağladı bir de "Ben seni boş yere üzdüm, senden başka kimseden hayır yok bana, nolur yine eskisi gibi olalım." "Sakin, ağlama, tamam hallederiz önemli değil." dedim tabii. Sonra ne oldu okul açıldı. Ben okulun ilk haftası şu an hatırlamadığım bir yerde olduğum için okula gitmedim. Geldiğimde Dedecik sevgilisiyle barışmış, eskidiğini iddia ettiği arkadaş çevresinin içinde şen şakraktı.
Ortak arkadaşlar da merak ediyorlardı neden aramızın açıldığını, bana soruyorlar cevap vermiyordum. Ona sorduklarında ise "Başımı kapattığım için benden uzaklaştı." diyormuş.
Bu cevabının yüzünden bazı arkadaşlar da benimle konuşmayı kesmişler haberim bile yok.
O işin özeti de şu.. İkinci sınıfın sonunda durup dururken geldi bu zat. Başımı kapatacağım dedi.
Saçmalama kızım delirme bir otur oturduğun yerde dedim. Yok dedi kapatacağım. "Kapatma demiyorum zaten de zaman ver kendine. Seni tanıyorum, bu zorluğu hemen kaldıramazsın sen, şimdi okula güzelce girip çıkıyorsun birkaç sene sonra ve mezun olduktan sonraki bütün zamanlarda eziyet çekeceksin, biraz dinle kendini, ne istediğinden emin ol, sonra sana bir şey diyen olursa bana yolla" dedim. Dinlemedi.
Cuma günü kısa kolluyla, makyajlı geldi, pazartesi başını kapattı.
"Beni dinlemeyip kapattın, açarsan ve yine haklıydın dersen beni sil mümkünse." dedim.
Hep haklı çıkmaktan insanların gelip haklıymışsın deyip özür dilemelerinden sıkıldım. O zaman da öyle oldu. Fakülteye baş örtülü girmek yasaklandı. Süsüne düşkün arkadaşım dışarda başını açmaktan yoruldu, sıkıldı. Bir gün geldi:
-Pippi, özür dilerim. Başımı açacağım galiba. Yapamıyorum artık. Yine haklı çıktın.
Ondan sonrasını pek hatırlamıyorum işin aslı.
Konuşmadık daha da açıldı aramız sanırım.
Bilmiyorum ne oldu ama hâlâ aynı şehirdeyiz ve hâlâ görüşmüyoruz.
O malum zatla evlenmek üzereymiş.
Zekası zekanıza paralel arkadaşlar seçmekte yarar var.
Çok zeki olduğumu iddia ettiğimden değil bu, böyle olması gerektiğinden.