1 Mayıs 2010

Ölümden Sonra Yaşam











"Tanrı her kalpte gizlidir. O, sonsuz tanıktır. Yaptıklarımızı içimizden vicdan olarak seyreder." Şvetaşvatara Upanişad'tan

"İnsanların yeniden doğmaktan söz etmeleri hatta böyle bir kavramın var olması bile, bu terimle tanımlanan bir dizi psişik deneyimin gerçek olduğu anlamına gelir. Yeniden doğuş, insanoğlunun en temel inançları arasında sayılması gereken bir kavramdır." Carl Gustav Jung
"Tıpkı çocukların karanlıktan korkmaları gibi, insanlar da ölümden korkar ve tıpkı çocuklar gibi, onların bu doğal korkusu da masallarla büyür." Francis Bacon, "Of Death", Essays'dan
"Bir başka dünyayla ilgili bir şeylere inan, ama kesin fikirlere sahip olma ki o hayata başlarken düş kırıklıklarına uğrama." Will Rogers, Autobiography
"Her zevk ve acı, sanki bir çivisi varmış gibi ruhu bedene mıhlar ve onu nefse döndürür; beden ne söylüyorsa onun doğru olduğuna inandırır. Bu koşullar altında ruh Hades'e asla saf bir halde geçemez, ama mutlaka beden tarafından kirletilmiş olarak ayrıldığı için, çabucak bir başka bedene düşer." Platon'un The Last Days of Sokrates'inden
"Eğer daha kötü olursanız daha kötü ruhlara, daha iyi olursanız daha iyilere gidersiniz ve birbirini izleyen her yaşam ve ölümde, ne ekerseniz onu biçersiniz." Platon, Yasalar
"Beden ağır, baskıcı, dünyasal ve gözle görünürdür. Onun mevcudiyetiyle lekelenen ruh ağırlaşıp Hades ya da görünmeyen korkusuyla görünen dünyaya doğru geri çekilir ve mezarlıklarda dolaşıp durur. Buralarda görülen hayaletler dünyadan tam olarak kopamamış, hâlâ dünyadan izler taşıyan bu ruhlardır ve gözle görülebilmelerinin nedeni de budur." Sokrates / Platon, Phaedrus


"İnsan onu korkutan şeyin ölüm olduğunu sanır, ama asıl korktuğu öngörülemeyendir, patlamadır. İnsanın korktuğu ölüm değil, kendisidir." Saint-Exupery, Flight to Arras'tan.

Bir Ayrılış Hikayesi - Nazım Hikmet

Erkek kadına dedi ki:
- Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Erkek kadına dedi ki:
- Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
Kadın erkeğe dedi ki:
- Baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
Şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana...
Ve artık
biliyorum:
Toprağın
Yüzü güneşli bir ana gibi
En son, en güzel çocuğunu emzirdiğini...

Fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olanın parmaklarına
başımı kurtarmam kâbil
değil!
Sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak...

Sen
yürümelisin,
beni bırakarak...

Kadın sustu.

Sarıldılar

Bir kitap düştü yere...
Kapandı bir pencere...

Ayrıldılar..

Nâzım Hikmet RAN