1 Haziran 2011

Soru



Çok sevgili kuzuşişlerim, 
Hazır seçimler yaklaşmışken son anda adaylığımı koymaya karar verdim. Desteklerinizi bekliyorum.

Yok tamam bu değildi söyleyeceğim şey, şuydu:

Şimdi nasıl desem, ben ezik bir insanım. Bunu söylemekten hiç gocunmadım, gerçekçi bir insanım çünkü ve kendimi tanıyorum. Neyse efendim, eski arkadaşlar bilir, eskiden bloga yazılan en sıradan yazı bile 20-30 yorum alırdı. Bu sadece benim için geçerli değil, hepimiz için geçerliydi. Ama artık Twitter, FF, F gibi siteler nedeniyle bloglara yorum sayısı azaldı. Yine beni tanıyanlar bilir, ziyaretçi sayısıymış, takipçi sayısıymış zerre umurumda değil ama gel gelelim yorumları çok önemsiyorum. Çünkü internette bir şekilde tanışıp konuştuğum kişilerin haricinde bir tane bile arkadaşım yok. İnsanım neticede ve yaşadıklarımı anlatmak istiyorum birilerine, beni dinlesinler, anlasınlar, onaylasınlar hatta tartışalım istiyorum ama o günler geride kaldı ve böyle şeyler olmuyor artık. İhtiyacım var iletişim kurmaya. 2008-2009 senesinde çok aktiftim blogda çünkü yazdıklarım yorumlanıyor ve ben kendimi yalnız hissetmiyordum, yazdıkça yazasım geliyordu. Arkadaşlarımı eğlendirmek, onlarla bir şeyler paylaşmak tek gayem olmuştu. Şimdilerde yukarıda defalarca söylediğim gibi bu durumun gölgesini bile bulamıyorum. Google'dan gelen geliyor ama bunun benim için bir anlamı yok, ben arkadaş istiyorum. 

İlk kez gerçekten pişmanlık duyuyorum diğer blogumu kapattığım için. Orada devam ediyor olsam en azından buradaki yorumlardan fazlasını alırdım. Tekrar tekrar söyleyeyim amacım çok okunmak, çok duyulmak değil sadece paylaşımın olmamasından şikayetçiyim.

Ve tüm bu anlattıklarımdan ötürü blogu yorumlara kapatmayı düşünüyorum. Bir umut işte.. Belki o zaman bloga gelen herkesin aslında yorum yazma amacıyla geldiğini düşünüp kendimi daha iyi hissederim diyorum. Sanmıyorum ama dediğim gibi bir umut bu sadece.

Kızar mısınız bundan emin olamadım, ve samimi olarak soruyorum şimdi: Siz de benim gibi yoruma kapalı bloglarla karşılaştığınızda hüsranla ve biraz da sinirle geri dönenlerden misiniz yoksa çok da önemsemediğiniz bir şey mi bu?
Teşekkür eder, çekilirim. 

-Olumlu olumsuz tepki gelirse, gelen tepkilere göre bir karar verip kapatabilirim, bu nedenle bilgilendirme yazısı da olsun bu.

15 Dille Konuşma Kitabı


Pek zengin bir kitaplığım var. Osmanlı Türkçesi ile yazılmış Nutuk olsun, Tam İlmihal olsun, 15 Dilde Konuşma Kitabı olsun, Fransızca-Osmanlıca Sözlük olsun, Saadete Ermişler Bahçesi olsun, Karamazov Kardeşler olsun, Satanizm olsun, İncil olsun, Kırık Hayat olsun, Metal Fırtına olsun, Şu Çılgın Türkler olsun, Sofie'nin Dünyası olsun, Montaigne Denemeler olsun... Olsun da olsun.. :)


Ama hakkımı yemeyeceğim, sağlam bir sürü kitabım da var taam mı? Bunlar fakülte boyunca edindiğim kitaplar. Param olsa keşke de, yine kitaplar alsam.. E-kitap okumayı sevemiyorum imanım gevriyor zira. Mahallede de kitaplarını alıp okumadığım kimse kalmadı, arkadaş da yok. Sevgiliden otlanıyorum işte arada.

Ortaokulda okuduğum kitapları bile almıştım ucuza buldukça. Öğretmen olursam çocuklar isterse temin edebileyim hemen diye. Hey gidi.. Şimdiki aklım olsa bazı basit kitapları almazdım tabii, cahildim o zaman bilemiyordum bazı şeyleri. Büyüdükçe sağlam kitaplar almayı da öğreniyor insan. Paran oldukça tabii. 

Ms-Candır Ms-Dosttur

Bilgisayar Kullanıcısı

Senelerce önlem almadan bilgisayar kullanırsanız -gerçi önlemi ne bunun bilmiyorum ama- ahanda bu oluyor:


Birbirimizi tanıyabiliriz bu şekilde. Topuğumuzda işaretimiz yok belki ama bileğimizde böyle bir şeyle yaşıyoruz. 
Kepazeliğe bak vay arkadaş..


Yalnız da değilim:

Cevizli Çaylı Kek

Ergenken kaybettiğim tarifi az önce buldum, paylaşayım dedim. 12-13 yaşındayken yapıyordum bunu, kek deyince başka kek yok gibi sadece bunu yapıyordum. 

Malzemeler: 
3 bardak un
1 paket kabartma tozu
3 yumurta
1,5 bardak toz şeker
1 bardak çay (demlenmiş tabii)
125 gram margarin (eritilmiş)
Yarım bardak dövülmüş ceviz
1 tatlı kaşığı tarçın

Yapılışı: 
Yumurta ve şeker krema kıvamını alana kadar çırpıştırıyoruz. Üzerine eritilmiş margarini ve bir bardak sırf dem olacak şekilde çayı ekliyoruz. Tarçın, dövülmüş ceviz, kabartma tozu, un ekleyip tekrar çırpıştırıyoruz ki malzemeler sıkı fıkı olsun. Bütün malzemeleri birbirine arkadaş edince kek olmaya hazır şeyi kalıba döküyoruz, sonra istikamet fırın. Kafanıza göre takılın, süre yazmamışım, arada bıçak falan batırın kontrol edin gari. 


Veeee bu yazıyı okuyan Papatya Prenses'in gözleri yaşarır.