13 Haziran 2009

Dertliyim Dertli


Güne bugünün gazeteleriyle başlamak fena olmazdı ama henüz kimse beni o kadar ciddiye almıyor. Haberleri hep izliyorum ama dün bir tuhaftı. Üst üste üst üste sinirim zıpladı.


17 yaşında bir kız. Erkek arkadaşının yanına gidiyor. Peşinden ailesi geliyor ve kızın erkek arkadaşını dövüyorlar. Kızı da dövüyorlar sonra kız korkudan 6. kattan aşağı atlıyor/atılıyor. Şükür ki ölmüyor çünkü hesapları bitmedi daha değil mi? Koşun lan nefes alıyor. 5-6 yerinden bıçaklıyorlar. Genç kız hâlâ yaşıyor. Şu an, geçenlerde vatandaşını koruyamadığı için AİHM'den ceza alan ülkemiz koruyor genç kızı. Eğer yaşamayı başarırsa sanırım devlet yine ailesinin yanına verir ve en iyi ihtimalle ailesi genç kıza kızgın maşayla işkence ederken kızın sesini duyan komşular polis çağırır ve devlet "Tüh naptık biz" deyip kızı tekrar himayesi altına alır. Bu hikayeler bitmez değil mi?


Stajyer bir genç kız. Henüz acemi ve ona Türkiye için Domuz Gribinden daha tehlikeli bir hastalık olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi şüphesiyle hastaneye getirilen hastadan kan aldırılıyor. Bize bir şey olmasın ona nolursa olsun. 18 yaşında daha. Hastadan kan almakta kullandığı iğneyi yanlışlıkla kendisine batırıyor ve virüs kıza bulaşıyor. Hastanın öldüğü gün genç kız da yüksek ateş ile hastaneye yatıyor ve evet o da ölüyor. Ölüyor deyince ne kolay değil mi? Genç kız stajyer ya berjer zannedilmesi normal, sigortası da yok çünkü. Kulun gibi kullan, para verme, sigortası olmasın, sonra da ölünce vah vah de. Özel devlet fark etmiyor. Stajyerler için bir şeyler yapılmalı. Ve evet öldü gitti ya kazara sonuçta, çok düşünmemek lazım değil mi ama?


7 yıl yetmez 70 yıl verin. Bence hak ettiler. Nimetle şaka olmaz dedim dinletemedim. Neden yumurta atıyorsunuz Hüseyin Üzmez'e.? Evet iki bayan, Üzmez'e yumurta attıkları için 7 yıl hapis istemiyle yargılanacaklarmış. Valla aynı performansı ilk haberdeki zatlar için de bekliyorum o zaman. Hakkım bu benim.


Bütün konuşmayı dinleyen dinledi de benim burda asıl ilgilendiğim kısım şurada bahsedilen olayla ilgili yorumlar:

AİHM’in aile içi şiddetle ilgili, Türkiye hakkında verdiği kararı utanç verici. Tekil bir olayı Türkiye geneline fatura etmek çok yanlış. Bu olaylar onlarda da var. Güvenlik güçleri bu işlerin üzerine gidiyor, yasalarımız ortada. ABD’de de var, Japonya’da da var.
Kadın ve aileden sorumlu bakanlığımızın çalışmaları var. Mesela Mardin olayı... Her bir kişinin başına güvenlikçi konulmaz. Bunun akılla izahı yok. Bunun eğitimle alakası yok. Bakıyorsun, eğitimli insanlar neler yapıyor.

Ülkemizin şimdiye kadar bireye değer veren bir hükümet yüzü görmemiş olması acı değil mi? 21.yy diye bangır bangır bağırıyor ya millet heh işte 21.yy'ın aslında abartıldığı kadar bir şey olmadığının en basit ve hatta en bariz özeti. Çok abartılı bir değerlendirme yapılmasına bile gerek yok. Al işte. Ben öleyim, diğerini öldürsünler, başka biri ölüm tehditleri alsın.. Ama herkesi koruyamayız ki. Eh o zaman devlet, hükümet? Şahsen ben beni korusun diye oy veririm bir partiye. Devleti güzelce sahiplensin verdiğim vergileri benim için kullansın. Yoksa amme hizmetini dedem de başa geçse yapar onlar zaten otomatiğe bağlanmadı mı bunca senedir, ohoo ben de nelerden bahsediyorum değil mi? Hem eğitim de ne ki, hiç. Okuyanlara bak değil mi ama? Öğretim ve eğitim farklıdır. Aradaki fark halihazırdaki eğitim kurumlarımız ile köy enstitüleri arasındaki fark gibi aslında. ÖSS'den iyi bir puan almış ya da öğretim görevlilerinin hangi aşamalardan geçip göreve başladığı belli olmayan üniversitelerden mezun olmuş birine eğitimli mi denir.? Ben demiyorum sizi bilemem. Diploma sahibidir ama eğitimli değildir. Devlet büyüklerimiz eğitimi yüceltecekken böyle şeyler söylememeli. Bu arada Milli Eğitim Bakanımız Nimet Çubukçu kararı destekler nitelikte bir yorum yapmış. Kendisine bir kadın olarak teşekkür ediyorum. Hatta yorumu dikkatle okursak ne dediğini daha iyi anlayabiliriz.
Bir yargı kararını değerlendirirken daha nazik ve dikkatli davranmamız gerekiyor. Türkiye, uluslararası anlaşmaların bir tarafı, AİHM’ni tanımış, yetkilerini kabul etmiş, bireysel başvuru hakkı tanımış bir ülke. Dolayısıyla sonuçları konusunu da aynı hukuki olgunlukla değerlendirmesi gerekir diye düşünüyorum.
***
Bu geceki haberlerde ülkemizin farklı bir yüzünü daha göreceğiz. Sınava giderken gasp edilen, engeli düşünülmediği gibi okul merdivenlerinde ter döken-daha sınava girmeden yorulan, kapıda ikinci sınıf insan muamelesi görerek başı açtırılan, sınava geç kaldığı için kendini yerden yere atarak ağlayan gençler ve bunlara benzer bir sürü gençle ilgili hatta çocuğunu beklerken kalp krizi geçirip ölen ebeveynlerle ilgili haberler.. Evet gelişmekte olan bir ülkeyiz ansiklopedilerde. Ama bundan fazlası değil işte.
Doğduğum ülkeyi sevme hakkımı almayın elimden. Lütfen.