25 Aralık 2009

Hazin Öyküm- Kader Sen Kimsen Çıkma Kızım Karşıma


 -Dikkat uzun yazı ama beni tanımak, anlamak isteyen okusun ve tabii yardım etmek isteyen-

Şimdi nereden başlayalım bilemedim ama başlayalım amasını satayım.

Dandik bir ilköğretim okuluydu gittiğim evet kabul ama imkanlarım o kadardı. Fen Liseleri sınavının varlığından, amacımdan bile haberim yoktu. O sınavın sadece Fen Lisesi için olduğunu zannediyordum bu nedenle de girmeyecektim -Fen'le alakam olmadı için-. Filiz var benim arkadaş, sınava gireceğim diyerek form istemiş sonra da vazgeçmiş. Müdür beni yanına çağırdı. Fazladan form var, sen girmezsen kim girecek de kazanacak bu sınava dedi. İyi bari dedim gireyim. Umursamadan cevapladım soruları, sınavdan sonra bütün inekler biraraya gelip soruları cevapladılar ben de hatırladıklarımı söyledim ki sadece bir tanesini hatırlıyordum ama en zor soru dedikleri soruyu hem de Fen sorusunu yapmıştım. Neyse işte sonuçlar geldi. Anadolu Öğretmen Lisesi'ni kazanmışım. Milletin kazanmak için dersanelere para döktüğü sınavdan ben başarılı olmuşum. Neyse kayıt olduk. Psikoloji okumak istiyordum ama çocukluğumdan beri de aklımın bir köşesinde hep öğretmenlik vardı. İlkokul öğretmenim mükemmel bir kadındı, onun etkisi olabilir bilemiyorum. 

Buradan sonrası daha da hızlı. Kardeşim benden iki yaş küçük ve hukuk okumak istiyordu. Babamsa memur. Annem sürekli baban bu maaşla ikinizi okutamaz diyerek işliyordu beni. Gerçekten okutamayacağını sandım. Hem dedim ben memur çocuğuyum muayenehane falan açamam nasıl olsa, memur çocuğuna göre bir meslek öğretmenlik hem de zaten seviyorum öğretmeyi, Türkçe öğretmeyi bir de..

Sınava girdim ama itiraf ediyorum canım sıkıldıkça çözdüğüm Türkçe ve Matematik sorularından fazla bir şey yapmadım. Millet günde 300 sorudan bahsederken ben acaba haftada 30 soru çözüyor muyum diye düşünüyordum.. 334 aldım. Ki yine de beklediğimden düşüktü çünkü son hafta denemelere girmiş ve 360'ları görmüştüm. Neyse işte napalım napalım, istediğim okullar uzaktaydı gidemedim. Yani annemler göndermedi aslında göndermedi de değil, ben salak olduğum için annemler de bunu bildikleri için, en çok sevdiğim insanı kullandılar yaşadığım yerde okumam için. Büyükbaban sen yokken ölürse ne yaparsın!? Evet korktum bundan gerçekten korktum. Ve 4 tercih yaptım, tercihlerimizi yaptığımız hoca neredeyse yalvardı, git kızım başka bir yere ne işin var bu dandik yerde diye. Büyükbabam için demedim ama içim kan ağlayarak hayır kararım kesin dedim. İlk tercihime yerleştim. Sanki başka bir şey bekliyormuşum gibi odamın penceresine oturup saatlerce ağladım.

4 sene boyunca nerede gerizekalı hoca, nerede beyinsiz öğrenci varsa toplanmış güzel okulumda okudum evet ben elimden geleni yaptım eğitimin hakkını vermek için. Öylesine değildi okula gidişlerim. 3. sınıftayken KPSS'den kaç alırsam atanırım diye sordum birkaç arkadaşa 63'ü atadılar dedi.. İyi lan o zaman 70'lerde bir şey alsam yeter bana giderim bir şekilde dedim. Sonra malum yanlışlıkla Güzel Konuşma Yazma dersinden kaldım. Yanlışlıkla'nın hikayesini anlatmıştım. "Ben kimseyi bırakmadım ki, yanlışlıkla kalmışsındır" dedi adam. Az daha yanlışlıkla okulum uzuyordu tek ders yüzünden. Başka dersten yine "yanlışlıkla" kalmayayım da bari tek ders olursa Güzel Konuşma'yı o şekilde veririm diye KPSS'den çok okul derslerine çalıştım. Okul bitti. Bir ay kafamı kaldırmadan 5 saat uyuyarak kimi zaman sıçmadan ders çalıştım ve 72 aldım. Barajı 82 yaptılar o sene. Çok affedersiniz göt gibi kaldım.. İkinci sene 700 lira maaşla bir iş buldum. 2 ay çalıştım ama öğretmenlik olmadığı için ezildim o işte, sıradan bir memurluk hele de salak müdürlerin MSN şifrelerini değiştirmek için bütün gün masa başında beklemek... I ıhh.. İşten ayrıldım ve tekrar KPSS çalışmaya başladım. İkinci dönemin tamamını KPSS çalışarak geçirdim blog camiası bilir, bloga bile geçici veda etmiştim o dönem. Sonra ne oldu, 68 aldım. İlk kez ilk kez ilk kez başarısızlığıma ağladığımı biliyorum. Küfrettim.. 

Blogdan iş aradım. Onur Değerli bana bir günlük bir iş verdi. Gerçekten çok teşekkür ediyorum ona, sırf bana yardım etmek için iş verdiğini de biliyorum. Çok çok minnettarım ona.

Sonra varlığını hissetmekten mahrum kalmamak için evi terk edemediğim büyükbabamı kaybettim, evde duramaz oldum. Dilekçe verdim bütün ilçelere. Şimdi bulunduğum yerden aradılar. Önce kabul etmedim sınıf öğretmeni değilim ki ben sınıf öğretmenliği mezunu vardır belki onlar gitsin dedim. Sonra küçük kara balık'a anlattım durumu. Sen gitmesen yine alakasız bir bölümden biri gidecek dedi. Haklıydı, öğretmenlik konusunda kendime güveniyordum ben gitmeliydim. Gittim, köyü görmedim bile, merak da etmedim önemli olan evden ayrılmam ve bir işe yaramamdı. Köye geldiğimde müdür görevimin sadece bir dönem olduğunu söyledi. Beynimden vurulmuşa döndüm. Bunu bana söylememişlerdi. Elektrik gidip geliyordu, telefonlar çekmiyordu. Su içilmeyecek durumdaydı. Bakkal yoktu. Bunların hepsine katlandım, katlanıyorum. Para için değil.. Çocuklarım için. 5 tane öğrencim için. Dersleri iyi değil ama kitap okumayı sevdirdim, birbirlerine karşı kibar davranmayı öğrettim. Hayal güçlerini bir nebze olsun geliştirdiğimi düşünüyorum. Kitap okuma sevgisini aşılayabildiğime göre, gerisini kendileri halledebilirler. Öğrencileri bırakma durumum olmasa şurada 5 dk kalmam, kalmam. Para için değil bu eziyetim. Aldığım bir para da yok zaten. Ekim'de 10 gün kadar çalıştım 200 küsür para verdiler. Ekim-Kasım'da yüzüm şişti, 200-300 civarı paramı kestiler. Kasım-Aralık'ta tam çalıştım 680 lira aldım. Ve buraya gelirken yaptığım masraf 600 civarıydı. Yol paralarını saymıyorum. Köyden ilçeye inmeye kalktığınızda 40 lira taksi ücreti ödüyorsunuz. İlçeden ile geçmek için 10 lira ödüyorsunuz. Ben bir de eve gitmek için üstüne 5 lira daha veriyorum. Okulun hizmetlisi yok, köyden biri çalışıyor bizim için, onun maaşını biz veriyoruz. 10 lira oraya. Maaş bilmem nemizi yapacak memur yokmuş başka biri yapıyormuş o işi. O da bunun için para alıyormuş bizden 10 lira da oraya. Öğretmenler odası için 5lira toplanıyor her ay. Yeme içme, internet, elektrik... Yaşadığıma şükrediyorum bu parayla. Eve hangi yüzle gideceğim bilmiyorum gerçekten bilmiyorum. Annem mutfakta üşüyor, ona ufo mufo ne haltsa ondan alacak kadar param olsa keşke.. 

Bir de bakın şimdi olaya bakın:
Ücretli öğretmen ve vekil öğretmen diye iki saçmalık var. Biri ne diğeri ne hemen anlatayım. Eğer yerine geldiğin öğretmen kadroluysa sen vekil öğretmen oluyorsun ve 1000 lira civarı bir para alıyorsun. Yok eğer sözleşmeli bir öğretmenin yerine geldiysen sen ücretli öğretmen oluyorsun ve ders başı 5,8 liradan ücretlendiriliyorsun. Kar tatili, bok tatili oldu mu derse girmediğin için para alamıyorsun. 30 saat derse giriyorsun ama aldığın para şanslıysan 600'ü geçiyor. Bir de kadrolu olup da haftada 5-10 saat derse girenler var ki kendileri 1500'ü aşkın para alıyor.

Evet özetimiz bu. 
6 yaşımdan beri devlet okullarına gidiyorum. Devlet kendi eğitimine güvenmeyip her sene ottan boktan bahanelerle branşlaşmış insanları bile genel konulardan test ediyorsa ve karşılığında da şu yukardaki tabloyu sunuyorsa ben bu ülkenin içine çiçek ekeyim e mi?!

En baştaki tembel Filiz ne oldu biliyor musunuz?
Hani Fen Liseleri sınavına girmeyen Filiz. Hiçbir ders notu 5 düşmemiş Filiz. Ana okulu öğretmenliği yapıyor. 2 yıllık Çocuk Gelişimi okudu sadece. Sözleşmeli çalışıyor ve 1000-1500 arası bir ücret alıyor.

Benim suçum ne şimdi ben gerçekten merak ediyorum. Öğretmen Lisesi'nde günde 8-9 saat ders görüp gecenin köründe eve gitmelerim mi hatam, geç çıkıyorum diye servisten atıldığım için ne olduğu belirsiz minibüslerde sarhoş babamın öpücüklerine maruz kalarak akşam 8-9 gibi eve dönmemde mi hatam..!? Öğretmenlik eğitimi aldım devam edeyim Türkçe sevilmez mi, öğretmenlik sevilmez mi dememde mi hatam, nerede benim hatam.. Bu köye gelmemde mi hatam? Devletin müdürünün beni kandırmasında mı hatam? Eğer bir dönem deseydi gelmeyecektim belki de ve bu riski göze alamadı, bir de üstüne beni kandırdı. Bak şimdi N öğretmen doğum yapacak öğretmenin yerine geldi ne zaman geleceği belli olmaz onun.. R öğretmen boş kadroya geldi her an atama olabilir gidebilir sen şanslısın bir dönemin garanti.. Bakıyoruz, N'ye işletme mezunu.. Ben tiksindiğim, korktuğum bir hayvana bile onun çocuklara davrandığından daha iyi davranırım.. Ve N, bir dönem daha kesinlikle burada hatta belki seneye bile burada.. Bakıyoruz R'ye yerine öğretmen gelmedi, boş kadro bile göstermediler.. Bütün sene burada.

Bu insanlar benden neden nefret etti ki anlamadım, kime ne yaptım ben, gerçekten merak ediyorum, gerçekten.. Ve devletin beni bir kez daha salak yerine koymasını istemiyorum. Yazık bana..
Öğrendiğim şey ne biliyor musun, tam bir gerizekalı olduğum tam bir gerizekalı hem de ilkokuldan beri.. Hatta ana sınıfından beri.. Ertesi gün pamuklardan kardan adam yapacağız bana yardım edin diye ağladığım o geceden beri salağım ben salak..
Şimdiki aklım olsa tek kitabın yüzünü açmadığım gibi hiçbir şeyi de umursamam.
Buradan başka ne öğrenmem gerekiyor hele bir deyin bana, gerçekten salak hissediyorum kendimi. Tutunacak bir şey varsa elimde biri söylesin de bileyim.. Çünkü ben bilmiyorum..


Not: Bu yazıyı okuduktan sonra hâlâ öğretmen olmayı düşünen varsa aklına şaşarım.. Ben vazifemi yapayım uyarayım da..!! Sakın sakın.. İyi bir şeyler yapmak istiyorsanız gidin bir dernekte çalışın, gönüllü eğitmenlik yapın orda burda. O duygularınızı başka şekilde tatmin edin. Öküz olmayın benim gibi..!! Aman diim, hatta birinci sınıf falan varsa okulu bıraksın derim ben ve çok ciddiyim!

24 Aralık 2009

Şapşal Pippi


Saksılarsa kızsa dünya ektim..
desem bir bok anlaşılmayacak değil mi?
Ben de ne diyo la bu diyordum işte meğer:
Saksılara sakız sardunya ektim
olacakmış ne bileyim ben..

Unut maki dünya fani
dediğinde Barış Manço, makiyle ne alakası var olayın dediğimi bilirim ben.

Bir de
bir barta kulesi
desem yine kimse bir halt anlamaz ama ben anlıyordum alla alla...
Yine de sonradan biri acıdı halime:
Bir bar taburesi
olduğunu söyledi o kısmın
alla alla ya

23 Aralık 2009

Recep İvedik 3

Çüş diyorum adamlar üçüncüsünü de çekiyorlar, herhalde Porsche'lerinden sıkıldılar yenilerini almak istiyorlar.

Dün sözlükte bu başlığı görünce dalga geçiyorlar sandım bakmadım bile, az önce öğrendim ki cidden çekilmiş mi ne fragmanı dönmeye başlamış.

Müstehak sana sinemasever (!) halkım.. Müstehak sana.!!

He gidin gidin güzel film diyorlar, hey allam..

İbne

Ar. ubne

a. kaba 1. Edilgin eş cinsel erkek, homoseksüel. 2. ünl. hkr. Kızgınlıkla söylenen bir söz.


Şimdi neye takıldım da yazdım bunu söyleyeyim. Kızgınlıkla söylenen bir söz demek ne demektir arkadaş. Rastgele bir şey söyledik kızgınlıkla buna ibne denir, bu mudur yani anlamı. Ha o değilse de kızgınlıkla söylüyoruz da kızgınlıkla elma, armut demiyoruz kimseye, ibne diyoruz. Neden kızgınlıkla ibne diyoruz. Heh TDK 'dan beklediğimiz de bu işte.

Kızgınlıkla söylenen bir sözmüş, ibne. 

21 Aralık 2009

Çıtçıtlı Badiiii

Ekşi'de, Yapılmış En Aptalca Dalgınlıklar başlığını okuyup gülüyordum. Sonra durdum lan ben gülüyorum dedim, cidden acayip hoşuma gitti bu durum. Güldüm ben. Kahkaha attım olum hatta. Sanırım en çok da bunları yapma potansiyelime ve benim her zaman yaptığım saçmalıkları adamların dalgınlık diye yazmalarına güldüm. Papatya Prensescim, sen de oku bak valla oku.

Neyse ama aklıma geldi anlatayım.

Bunu bu sefer ben yapmadım. Benim kendinden dalgın bir arkadaşım var, bana benziyor falan böyle çok severim kendisini. Bu bir sabah kalkıyor oh mis, ekmek almaya bakkala gidiyor. Ekmeği alıyor, bir de bakkalın önünde iki saat gazete seçiyor, ay bu şu düşünceye hitap ediyor bunu da alayım yok bunun kırmızını beğenmedim bunu bugün almasam da olur diye bir güzel vakit geçiriyor. O sırada yanından gelip geçenlerin gülmelerine ise klasik "Alla alla" tepkisini veriyor. Sonra eve döndüğünde anlıyor ki, hani şu mayoya benzeyen çıt çıtlı iç çamaşırları var ya, bizim esas kızımız bu çıt çıtları iliklememiş ,hayır iliklememesi tabii ki sorun değil ama en önemli kısmı pantolonunun arkasından sallandırması sorun tabii.

Ne demek istediğimi anlamamış olanlar için geliyor:
Heh işte bunun kadınlar için olanı. Düşük bel giyince götün başın muslukçu çatalı gibi meydana çıkmasın deyü..

Bu da böyle bir anımdı, anıyı sahiplendim. 

Gel Sen Ne Çektiğimi Bir de Bana Sor


Devletin duvarına Sünger Bob çizdim. Artık binbir kılıfla ücretli yapıp 3'te 1 maaşa çalıştırmalarına saysınlar. Aldın mı 3'ün 1'ini alırsın üçün birini.. İdealistlikmiş, çoluk çocukmuş.. Ah eşek kafam ahh!! 

Üzülmeyin duvar için lan, her gelen nasılsa sözleşmeli ya da kadrolu oluyor alıyor boyasını oh mis..! Herkes benim gibi mal değil ki ücretli öğretmenlik yapsın burada. Gerçekten salak olduğumu düşünüyorum. Zaten en boktan daireyi bana verdiler, en boktan, eşek bağlasan durmazdı geldiğimde, ben durdum. Eşekleri bu yüzden seviyorum işte, hepsi benden daha zeki, hepsi.

AYCA SAIRIBEBEK - Yapayalnızım Bekliyorum

Şu yaptım bekliyorum'un modası geçmedi mi ama Ayça'cım yapma etme olmuyor böyle. Hem benim Ayça diye arkadaşım var, seni bulsa bir kaşık suda boğabilir hiç hoş değil bu yaptığın.

---

BAYLAR İŞİNİZİ ŞANSA BIRAKMAYIN

1: 3 Ayda 7 Santim Daha Buyuk Olması Elinizde ?

2: Erken Boşalma Tarihe Karıştı ?

3: Bayan Azdırıcı Damla İle Daha İstekli Olun ?

ÜRÜNLERİMİZ ORJİNAL VE YASAL ÜRÜNLERDİR.
DENEMEKLE NE KAYIP EDERSİNİZ


Ayçacım bu arada ben erkek değilim, öyle bir dedikodu dolaşıyor diye hemen uzatıcı zımbırtılardan mı önermen gerekiyordu ayıp ama ya.! Lazım değil, hadi canım..!
Yeri gelmişken söyleyeyim bayan da sensin ayrıca!!

Yazık Lan Öyle Deme

http://www.ntvmsnbc.com/id/25034541/
ÇÖPE GİDEN 7 YIL
Filipinler’de bilimsel araştırma için 7 yıl boyunca nadir bulunan bir kertenkelenin dışkısını toplayan bir İngiliz akademisyenin ‘koleksiyonu’ labratuvar temizlikçilleri tarafından çöpe atıldı.
Çok üzülüyorum böyle şeylere ya, geçen de MAB'ın Berlin Duvarı'ndan aldığı parçanın evde işçiler tarafından atıldığını öğrendim nasıl oturdu içime. Komik gibi ama değil, cinayet sebebi be, cinayet.

Ölürüm

Sevdiğim, saydığım yaptığı işlere doğru dediğim bir sürü insan öldü, ölecek.! Bana da fenalık geldi daha şimdiden. Oho bunun orta yaşı var, yaşlılığı var, nasıl katlanmalı gidenlere bilmiyorum.
Yaşlandığımda elimde kala kala bir İsmail YK, bir Şahan Gökbakar kalırsa ölürüm kahrımdan zaten. Ölürüm bildiğin..

20 Aralık 2009

ben sevgılımle öpüsemıyorum



Can sıkıntısına iyi gelir dedik yazalım dedik. Ama yorumlama yapamayacağım bu sefer aaamaaaan canım sağ olsun.

niye durup dururken deli oluyor insan

sanırım babam gay

direksiyondan kalınır mı

kömürlü kat kaloriferi döşetmek istiyorum ne kadar

10 aylık bebeğin pipisi ne kadar olmalı

14 yaşındaki bir çocuğun yemini sayılır mı

22 ağustos hangi hayvan çiftleşir

28 kasim 2008 cesedi

60 metre amı olan erkek sokuyor

ad gunune ozel hediyye secmek

anasınıfı öğretmeninin psikopatlıkları

arkadaşı çaktırmadan dövmek:

çakmak hediye aldım üstüne yazı yazıcam ama ne

çükü açık kız videoları

baban sana arkadaşça yaklaşmak istiyor

başlat/ara arama yapmasını istemiyorum

bağımsızlık la cümle kurma internetten

ben sevgılımle öpüsemıyorum

bu cuma arkadaşımın doğum günü ama alacak bişey bulamıyorum ne alabilirim

bugünkü olacak dogum günümde senide aramda gö bunun gibi yazılar 

derin devlet yetiştirme vidiyolar

dolmuşa binerken ayağım kaydı cümlesinin ingilizce cümlesi

ekiden kurban bayramlari nasil olurdu izle

emeklilik sorulari daki kadin susmuyor

esim beni kendisinden baska birinin öpüşmesini istemiyor basbakan video

fiziğime güveniyorum evlenemiyorum

göt arkadaslar

italyanca seni hala seviyorum nasil yazilir

gelinlik pippi

italyanca yalnız adam nasıl yazılır

KİM KİME GICIK

kızlık zarım kanamadı sevgilim benden şüpheleniyor

kız hanı senın kulotun

şimşek gibi hemen kabul olunan dua

şimdiki kızlar hamile

şaziye yavaş porno

www.demogoji ne demek.com

tutki karnım açıktı annemi istiyorum şarkısı

türkiyede külotlu çorapla komşusunu boğan kadınlar

türk kadınlarını şeyinden doğum 

seviyorum de bi daha de bende seni sevgılım

su kaplumbağaları çiftleşmek ister mi

sevgilin varken porno izlemek

SEVGİLİM SENİ SEVİYORUM+18

seni yedim camii

pipilerin gerçek adı

masterbasyon çekince neden işler hep ters gider

www lezler birbirinin götüne taciz video com

sahte kızlık kanı temin

kızların popoları popoları açık olarak video izle erkeklerin pipisiyle ilgili olmasın

sigara kullanan bir kişi bir yıl boyunca sigaraya verdiği parayla kaç tane kitap alabilir

tetektif gecit

hocalar öğrencilerinin bakire olup olmadığını anlar mı

kamu kurumunda çalışan kişiler ajanmıdır

samfasisko

pornodaki kadını eşim sandım

ögrenme amacli sexs filmleri bakmak günahmi

penisini kesene ne derler

2009 11ay 8 günde girdiyim siteler

bakayım şeyimde misin

evlenmeden önce bakire kontrolü yaptırılır mı mecburmu

hatalı gördün beni sevgilim

salak bu çocuk valla salak

cuma günü porno izlemek günahmı

www.slm.beni.ara

kilotları kopar birden sexse başlarlar

19 Aralık 2009

Savaşmamız Gerekiyor Öğretmenim

-Ülkemizi, doğamızı, çevremizi korumak için neler yapmamız gerekiyor, çocuklar?

-Savaşmamız gerekiyor örtmenim.


Ek: 2. sınıfın derslerine giriyorum biliyorsunuz. 

İnsanlara kırmızı bir kuyruklu yıldız göster

"İnsanlara kırmızı bir kuyruklu yıldız göster, onları belirsiz bir kaygı ile korkut ve göreceksin ki, insanlar evlerinden koşarak çıkarken bacaklarını kıracaklardır. Fakat onlara mantıklı bir cümle söyleyip bunu yedi sebep ile kanıtlarsan, sana sadece güleceklerdir." Bertolt Brecht

14 Aralık 2009

Mikili Film


Dün akşam elektrikler bir kesildi tam kesildi, sürekli gelip gitmeye başladı bugün de.. Dün geceyi elektriksiz geçirdim. Kar da yağdı, yolların kapanma tehlikesi var. Ekmek yapmayı öğrenmem gerekecek sanırım.
Sonracığıma ben dün fare gördüm. Nasıl oldu anlatayım.. Elektrikler gidince tek başıma otur otur canım sıkıldı, yan komşuya gideyim dedim ve gittim.. Şiir okuduk, bağıra bağıra şarkı söyledik falan neyse bir ara elektrik geldi, dur dedim ben bir eve gidip geleyim. Kapıdan çıktım sonra dış kapıdan bakayım yerler, hava ne alemde diyerek kapıya doğru yöneldim. Beni bekliyormuş sanırım sevimli Miki, anında içeri girdi, daha ben kapıya varmadan ışığa doğru geldi zannımca. Hemen kapının yanındaki süpürgenin arkasına saklandı. Bir sopa buldum işte, ittiriyorum süpürgeyi çıksın gitsin eve girer bir de onunla mı uğraşacağız diye. Süpürgeyi iterek yere düşürdüm ben, o an bana doğru koşmaya başladı Miki, bildiğin koşuyor, "Arkadaşım bak, her gördüğün Mini senin Mini değildir" desem de yok valla yok.. Ben de artık "çile bülbülüm çileeee aaaaaaaaaalllaaah" diye bir bağırdım. Okul müdürü çıktı geldi, "Ben korkarım, siz atın ya" dedi, "Yeah ya" dedim.. Işık tuttuk durdu böyle o kadar sevimliydi ki aayy yavrum neyse işte, sonracığıma soğuk havaya göndermek zorunda kaldık. Yapacak bir şey yok, koynuma alıp saracak sarmalayacak halim yok; fareyse, korkmuyorsak  o kadar da değil..

Az önce de çiğ köfte partisine gittim. Partiye bak, ben de böyle Kazancı Bedih söyleyeceğiz falan sandım hevesle gittim. Ezel izlediler oturup ya, böyle şey görmedim. İçim sıkıldıkça sıkıldı. Gloom'un böbrekleri ağrıyordu zaten bok yemeye mi gittim acaba oraya bilemiyorum. Durum bu işte, hemen döndüm geldim. Daha oturuyorlar, Ezel bitince Tabu oynayacaklardı, bir kadın var onunla hayatta tabu oynanmaz.. Ya tipleri görseniz anlarsınız böyle anlatınca sanki ben geçimsizmişim gibi oluyor ama valla çekilecek dert değil. Karı koca mal bunlar valla mal.. Acılı seviyoruz acıya dayanıyoruz diye evden biber getirdiler ekstra, görseniz herkesi aşağılıyorlar siz acılı yemiyorsunuz falan diye, zannettim ki ağzımdan ateş çıkacak, alayım bakalım onlarınkinden dedim, ne acı var içinde ne bir şey.. Ya bunlar hiç çiğ köfte yememiş ya da gerçekten mallar, gerçekten ama..

Az kaldı artık, şu dönem bitse de kurtulsam bu insanlardan.. Burayı ve sıkıntılarını seviyorum ama bu insanları sevmiyorum. Boşlar bildiğin bomboşlar yani..

Şimdi de Kesik Çayır'la oynuyorum oh mis.. :)  Ezel'i izleyeceğime giderim mis gibi türküler dinlerim gönlümü şenlendiririm dedim, iyi ki de dedim.. Oh mis..!

12 Aralık 2009

Blog Yazarlı Salata


Yarın başımıza ne geleceği belli olmadığı için bu yazı da taslaklarda kalmasın yayınlayayım dedim. Taaaa baharda (nisan) yazmıştım bu yazıyı, bir kere üzerinde düzeltme yapmaya kalktım altından kalkamadım, yazı da yarım kalmıştı zaten, Reader'dan sırayla gidiyordum sonra bir şey oldu yarım kaldı yazı. Burada olmayan arkadaşlar kusura bakmasın, bunun tek nedeni Reader sırası ile birlikte benim tembelliğim. Yine de burada olmayıp da "Lan benden de bahset gerizekalı" diyecek arkadaşlar için derhal yeni yazı yazabilirim yeter ki pöykürün pippi diye..  Bir de cinsiyetlerini karıştırdığım olduysa kusura bakmasın ehi :)
Ne çok şey değişmiş, gidenler yeni katılanlar öyle değişik bir şey işte nostalji oldu bana.
Varlığınız için teşekkür ederim.



Neye benziyor blök yazarları diye düşünmem istendi. Bir boka benzemiyoruz esasında ehehe tamam kendi adıma dedim, vurmayın. Toph'la konuşurken fark ettim ki ben kimseyi canlandırmamışım oramda buramda. Kimseyi de görmedim açıkçası. İşte avatara falan fotoğraf koyanlar var ama el kadar avatarda da bir halt belli olmuyor. Şimdi oturdum düşündüm nasıldır millet diye bakalım. Araya fiziksel özellikler dışında bir şeyler de sıkıştırırım kesin.
Neyse adettir Pucca'dan başlayalım.
Kısa boylu değil hatta uzun bile olabilir. Saçları sarı ya da sarıdan hafif koyu olmalı. Öyle fırlama falan değil dışardan baktın mı etrafına göre farklı duran biri ama farkın ne olduğunu anlayamıyor kimse. Ezik de değil, çirkin de. Güzel, bakımlı.

Papatya Prenses: Kısa boylu değil. Çok uzun da değildir herhalde. Çok uzun olmadığını düşündüğüm uzun kahverengi saçları olabilir. Ama belki sarıya yakın bir renge boyamak istiyordur. Gözleri güzel.

Siminya: Hafif balık etli, yani ne çok kilolu ne çok zayıf. Kızıl saçlı düşündüm, ne çok uzun ne çok kısa saçı. Hani avatarındaki gibi düşünüyorum sanırım öyle bir avatarı vardı. Köylü güzeli falan değil bence, bakımlı biri. Kısa boylu, beyaz tenli. Çocuk gibi esasında. Hareketli ama çok da fırlama değil. Derin tartışmalara da girer rahatça geyiğe de gelir.

Toph: Zayıf bir kız olmalı. Çöp gibi de değil ama. Saçının boyu ortalarda, kendi boyu da öyle. Kısa boylu olmasa gerek. Sosyal, girişken, başarılı biri. Gözleri kahve olabilir mi? Hadi olsun bakalım. Açık kahve olsun.

Babegazelle: Resmi varmış galiba, sanki gördüm ama hatırlamıyorum hafızam süperdir. Uzun boylu, saçları düz değil, tam kıvırcık da değil, dalgalı olabilir. Saçları sarı ya da sarıdan hafif koyu.
Çöp gibi zayıf değil.

Asortik Krep: Zevkine düşkün, bakımlı, neden bilmiyorum ama asortik'in de saçlarını sarı düşündüm. Sapsarı değil tabii, saç modellerinden pek anlamam böyle hani araya siyah da atıyorlar ya ama asortik'teki bence öyle çok da rahatsız edici bir siyah değildir. İngiliz kadınlarına benzetiyorum bir yandan. Eğer bu tahminim doğruysa kahverengi olmalı saçları. Boyunu uzun düşündüm.

CHAOTIC: Gerçekten dünyalar güzeli bir kadın olmalı. Eşiyle harika bir evlilikleri olduğunu düşünüyorum. Chaotic benim gözümde çok güçlü bir kadın. Her türlü zorluğu aşabilecek ya da aşabilmiş biri o bence. Hatta kendini bırakıp başkalarına teselli veren birine benziyor. Fiziği için zaten fotoğrafı karşılıyor blogunda, hep o resimdeki halini canlandırıyorum yazılarını okurken.

aysema: Blogunda fotoğrafına rastlıyoruz zaten fiziksel tahminde bulunmayacağım ama ben onu hep ellerini cebine sokmuş yağmurlu bir sokakta yürürken hayal ediyorum. Hep düşünüyor, bir hesaplaşması var geçmişle. Acabaları düşünüyor belki de. Bilemiyorum kahin falan değilim neticede, ancak bu kadarı geliyor elimden.

Buro: Eğlenmeyi seven ama bunun rastlantısal olduğu durumları daha bir seven biri. Öyle saatlerce içip sersem sersem dolaşamaz, kontrollü. Geceleri uyanık kalmak istediği halde bunu başaramayacak kadar da düzenli. Uzun boylu sanırım. Nasıl atıyorum yalnız valla kusura bakmayın ya.

Kibaki: Ona benziyormuşum o öyle söyledi. Bu da beni mutlu etti. Ben ne yapsam alıp kendine uyarlıyor, yazabilir miyim ben de pippicim diyor. Diyorum al senin olsun gözümün nuru, senden kıymetli mi? Bu aralar melankolik takılıyor sinir oluyorum, buralara da gelmez oldu buna da sinir oluyorum. Kızıldır diyorum saçları. Boyu çok uzun değildir diyorum.

yaşamladans: O bir anne, sevimli, genç bir anne. İkra'yla beraber büyüdüğünü düşünüyorum onun. Onunla oynadığı oyunları kıskanıyorum bir yandan. Hem İkra'yı böyle bir anneye sahip olduğu için hem de onu İkra gibi bir oyun arkadaşı olduğu için. Fotoğraflarından hatırlıyorum yüzünü o yüzden fizik anlatmayacağım. Her şeyi fark eden bir gözü var. Fazla fark etmekten canı yanmış ya da yanıyor.

prncfrn: Açılımını düşünmek hiç aklıma gelmemiş ne bileyim. Kendisi söylemişti prince of rain diye. Duygusaldı hep ama eğlenmeyi de biliyordu yani reddedemediği bir şeydi. Misal bloguma geldiğinde eğlendiğini düşündüm hep. Bir ara sürekli buralardaydı sonra sanırım üstüne kahve döktüm gitti. Melankoliye bağlamasın, melankolik yazılar yazmasın istiyorum. Fizik olarak hiçbir şey düşünmedim, hayal etmedim hiç. Zayıftır ama bence, hatta etraftakilerin kilo al kilo al dediğini kadar zayıf olabilir.

melankolikdeli: Bu zatla tanışmamız blog öncesine dayanır. Tanışmak deyince öyle oturup konuşmuşluğumuz falan yok. Sözlükte ben nedense herkesi dişi zannederdim. Kızmasın bana da valla başta kadın sandımdı melankolik'i. Ne zaman ki gelip profil oluşturdu ve ben ne zaman baktım bilmiyorum ama o profile baktım ana erkekmiş lan bu dedim. Saçları dökülme aşamasında olabilir öyle bir potansiyel var sanki ama kel kalmayacak korkmasın. Azıcık gider en fazla. Atıyorum lüle lüle saçların varsa kızma bana.

sLn: Fenerbahçe hastalığıyla biliyorum daha çok. sLn deyince aklıma Fenerbahçe geliyor ve bir mürebbiye adayının güncesi. Fotoğrafı var zaten dış görünüşle ilgili çok fazla söze gerek yok. Güzel de kız allah için, yoo ne kıskancam, hiç işim olmaz. Çıtkırıldım biri değil, o tarz kızları sevmez, erkeklerle daha iyi anlaşıyor olabilir, hassas konusu Fenerbahçe, dersleri kötü olmadı hiçbir zaman, başarılı bir öğrenci. Böyle.

berraque: Süslü bir kız olarak hayal ediyorum. Kısa boylu, saçları ne uzun ne kısa. Fotoğraflarını görmüştüm ama aklımda sadece güzel olduğu kalmış. Ayrıntıları fark eden biri. Ne zamandır gelmiyor buralara ama severek takip ettiğim yazıları olan blogculardan biri.

aerodinamik yar: Blogunu okurken çok eğlendiğim yazarlardan biri. İletişim şeysini verip sonra da ortadan kaybolmuş olması enteresan. Beni sevmiyor olabilir artık bilmiyorum ama aklımda bir sürü tema fikri var bloguyla ilgili. KPSS'den sonra eğer o da isterse oturup tema seçelim derim. Orta boylu uzun saçlı olmalı. Saçları kızıl değilse bile kızıl olsun bence, daha bir yakışır sanki. Bebek yüzlü biri olabilir.

кıямızıℓı: Kpss gülüm benim. Ailesine bağlı biri olmalı. Gözlükleri vardı yanılmıyorsam. Zayıfça bir kız. Kısa boylu değil. O da gezmeyi sevengillerden, fırsat bulsa eve girmez. Hıh. Ama son zamanlarda canımı sıktı. Blogu falan bıraktı gitti. Terk etti beni. Dönecek biliyorum, bensiz yapamaz o.

hop-çiki-yaya: İlk blogdaşlarımdandır kendileri. Hafif balık etli, orta uzunlukta koyu kahve saçları olan bir hanım kız olarak düşündüm. Bu aralar ya yazmıyor ya melankolik takılıyor esasında süper potansiyel var da işte melankoliden fırsat kalmıyor. Güldür bizi hop-çiki.

zeko: Aynı il sınırları içinde yaşadığım tek blog dostu. O aşık bir adam. Aşkı için pek çok şeyden vazgeçebilecek biri. Dağınık bir tipi var ama aslında yaşamı çok düzenli. Kafası da dağınık bu arada.

bi dost: Fiziğini hiç hayal etmedim işin aslı. Yaşını da bilmiyorum. Ama bir neşeli bir hüzünlü biri gibi sanki. Gülerken birden dalıp giden biridir belki de. Öyle düşündüm nedense.

t.u.b.a: Eskiden daha çok yazardı bu aralar sanki pek yok ortalarda canı istedi mi yazıyor. Halbusem sık yazması gereken biri bence. Fotoğrafı var yani sanırım fotoğraftaki kendisi. Güzel de biri allah için. Yetenekli hemen öğrenen biri. İçten cana yakın olmasına rağmen dışardan soğuk görünen biri olabilir.

ukturk: Eski kafada biri aslında. Herkesle arkadaş herkesle yakın ama kendi dünyasında ya da tercihlerinde bayağı bir gerilerde sanki. Biz babadan böyle gördük hesabı. Tipini tam olarak bilemiyorum orda burda resimleri var ama bilemedim hayal etmedim tipini.

stickman: Uzun boylu biri olmasa şaşardık zaten. Resimler var blogta ve sanırım o kendisi oluyor. Atlamayayım şimdi emin olmadan. İrice bir arkadaş olsa gerek. Arkadaş ortamının geyik ismi olmalı ama her yerde değil sadece güvendiği sevdiği insanlara yakın biri olabilir.

Böcek: Blogundaki resimler kendisine mi ait bilmiyorum ama ben onu hep öyle hayal ettim. Kızıl saçları olmalı. Dövmesi de olmalı, hızması da olmalı. Rengarenk ojeler, rengarenk giysiler. Bence kendi tarzını oluşturmuş biri o. Öyle düşündüm.

Cido$: Melankolik'le tanıştığım ortamdan biliyorum Cidoş'u. Sempatik, içten biri. Aşık biri olarak bilirim onu hep. Aşkın yakıştığı insanlardandır. Çok uzun boylu ya da çok kısa boylu değildir herhalde. Uzun koyu kahve saçları vardı sanırım ya da öyle düşündüm bilmiyorum.

uçan depik: Hem nickine hem yazdıklarına gülüyorum. Kısa boylu, aktif, belki içinde farklı hüzünleri olan biri olabilir. Saçları açık kestane ve uzun bence.

hiç kimse ve hiç bişey hakkında her bişey: Resimlerini gördüğümüz yazarlardan biri. İlk blogdaşlarımdan o da. Bu aralar iş, sınav stresi gibi güzide sebeplerle pek buralı değil ama olsun kalbimizde yaşıyor her daim.

ıvır zıvır..., ya gitti bu zat iyi mi, yok dedi Ales'ten beklerler beni dedi gitti. O kadar dedik hep bir ağızdan ama dinlemedi bizi. Dönecek biliyorum ama hayırlısı artık. 

içimden geldiği gibi~~~, güzel yorumlar insanı o. Hiç usanmadan yorum yazabilir, destek olur, moral verir öyle de güzel bir yanı var yani. Fiziğini hiç hayal edemiyorum ama neden bilmem.

kelebenk: Eğlenceli, kendine güvenen, kendi tarzını oluşturmuş biri. Uzun boylu olabilir.

beenmaya: Eskiden bu kadar melankolik değildi sanki, mevsim değişimleri mi bilmem bu aralar melankoliden gidiyoruz. Resmi var ama olmasaydı koyu kızıl saçlı biri o derdim. Uzun boylu olabilir.

last station
: Kısa boylu değil bence. Saçları kıvırcık olabilebilir. Sevdiğim yazıların yazarı, gelir konuşuruz yorumlarda sonra anlaşırız. Beni yalnız bırakmaz takip eder bilirim. Gelgitler yaşadığını düşünüyorum nedense. Kültürler arası bir durumu olmalı. Acabası var aklında hep. Belkisi var ya da bana öyle geliyor bilemiyorum. Kendisi de yazmıştı aynı görüşte olmadığımız konularda gelir tartışırız ikimiz de ne biliyorsak söyleriz, yeni bir şeyler öğreniriz. Eleştirileri hiçbir zaman kırıcı olmadı çünkü yazdıklarını o amaçla yazmıyor.

polly: Böyle mahlasa bakınca sanki yumuşacık, pembe yanakları olan kısa boylu çok açık kahverengi uzun saçlı bir hanım canlanıyor gözümde.

blue tie: Yılbaşı hediyesi verdiği dört beş isimden biriydim. İnce biridir. Ama başka bir şey hayal etmedim. Sadece şu avatardan dolayı gömlek kravat ikilisine uyumlu birine benziyor.

.ruh öküzü: Görüştüğüm tek blog yazarı sanırım. Hemşehriyiz diye yorum bırakmıştı teee fi tarihinde sonra işte bu sene bir ara görüştük. Sersem gibiydim, ilaçlarımı almamıştım eğlenceli bir tip bekliyordu ama karşısında sıkıcı bir tip buldu. ay gülemedim bile o derece. Sıkıldı ben olsam ben de sıkılırdım. Ay bir de ne kasvetliydi hava. Neyse artık.

NoSTATİC: Eğlenceli biri. Fotoğraflar da var zaten blogta özellikle bıyık çok yakışıyor kendisine :) Güzel de bir hanımefendi kendileri. Boyu çok kısa değildir herhalde. Di mi di mi..

La Santa Roja: Yorumlarıyla beni yalnız bırakmayan özel biridir kendisi. Resim seçişine hastayımdır. Görmediğim bir sürü yeni yeni resimlere rastlamışımdır hep onun blogunda. Bilmem ama tipi hiç canlanmadı gözümde. Siyah avatar yüzünden zahar.

ZizÃ: Yanlış okumalarımda beni yalnız bırakmayan bir dost. Hastalığımın bulaşıcı olduğunu öğrenme sebebim.

Taedium Vitae: İlk önce blogcu'daydı bu arkadaş. Ana baktım ne güzel de yazıyor. Bin ısrarla taşıttım blogger'a. Kitaplık tasarımlarıyla ilgili bir yazısı için kırk takla atarak bir yorum göndermeye çalıştığımı hatırlıyorum. Blogger'a taşındıktan sonra da okumaya devam ettim. Sonra bir gün veda yazısı yazıp gitti. Niye gitti anlam veremedim mutlaka vardır sebebi. Ama gelse keşke, okumak güzeldi.

Taluyka: Sosyal konulara hassas biri o. Hem de sevimli de biri. Siyah mı acep saçları sanki öyle geldi. Bilmem.

Damat Ferit: Blogmania'dan dolayı daha bir kanım kaynadı. Kpssci alesci test çocuğu, tost çocuğu o da. Anayasa insanı. Uzun boylu mu bilmiyorum.

yazbakim: Ne oldu doldu sessizce çekildi gitti. Yanlış bir şey mi yaptım bilmiyorum. Blogu okura kapattı, yazmaya devam ediyor mu bilmiyorum, eğer öyle olsa gelir yorum yazardı yine arada. Zor günlerimde destek oldu bana yorumlarıyla. O benim gelecekteki halim gibiydi sanki. Gloom'u söylediğimde ne kadar sevindiğini hatırlıyorum da.. Ne kadar özel bir insan. Sesimi duyuyor musun??

wykka: İlk keşfettiğim blog yazarlarından biri kendisi. Saygı ve sevgiyle efenim. Saçların siyah olsun, uzun olsun. Amin.

YALNIZLIK OKULU: Duygusal bir zatı muhterem. Zannedersin ki böyle sürekli melankolik dolaşıyor yoo benim bloga geldi mi gülüyordu ciddi ciddi.. Ne zamandır gelmedin gel bir gel. Fotoğrafları var zaten hayal etmeyeyim dedim.

serrose: Gloom'la tanışma maceramızın birebir şahidi. Bir tane balık'ı var evlenecekler, ben de yaptım planlarımı Gloom'la gideceğim nikaha.

Çatıdaki sevişgen: Geçen sene yazdıkları şimdi nerde sorarım kendisine..?? Ne yazsa okurum bu kız. Alışveriş listelerini bile okuyasım var. Annesi, babası hepsini bağrıma basarım. Fotoğraflarını gördüğüm için hayal etmeyeceğim. Kıpkızıl olsun saçları amin.

Üfürükten Prenses
: Bir ara kayboldu falan bir şeyler oldu şimdilerde değişik heyecanlarda. Evlenecek galiba o da ben kaldım evde. :) Bana süper kaynak oldu yazdıkları. Kısa boylu değil gibi geliyor.

Pandora99: Bir yerde bir ortak yanımız var. Farkındayım ama bunu anlayacak kadar yakınlaşamadım. Yazdıklarını benimseyerek okuduğum yazarlardan biri.

yejades: Anam bu da göstertiyor kendini baktım da şöyle bu kız da güzel. Güzel kızlarla konuşmuyorum ben. Depresyona gireceğim sizin yüzünüzden ıh mıh..

Mrs. Baros: Yeni yeni tanışıyoruz. Güzel lan bu da.. Üfff..

Chatty Cat: İnanmıyorum bu kızın söylediği yaşta olduğuna. Eğer öyleyse yeminle çok süper. Ben çok sevdim hemen. Uzun boylu bir kız canlanıyor gözümde ama bilemiyorum.

Amphibian
: Annesinin benim anneme benzer yanı çok. Bu yazarımızzz ımm kumral olsa gerek..

biseksüel: Beni duygulandırıyor bu adam evet kesinlikle duygulandırıyor. Bilmiyorum sevgiye karşı çok hassasmış gibi geliyor. Sevilme ihtiyacından hatalar yapabilecek yanlış seçimlere gidebilecek biri gibi. Hep sevsin onu sevgilisi amin..

delininbiri: Mayısa beraber sövdüğümüz biri o. Kendi resimlerini cayır cayır ekleyecek kadar da kendine güveni var. Yapan var yapamayan var canım aaa...

caponizma: Elinin körü diyorum da başka bir şey demiyorum. Ay başımın belası oldu. Hayır diyorum sevgilim var benim, yok illa beni istiyormuş falan da filan işte. Neyse bakıcaz artık. Kısa boylu, uzun saçlı, saçına çok önem veriyor, çok hareketli, kendi giyim tarzı var, ortamın neşe kaynağı. Bence böyle.

efsa: Bezelye gibi zeki bir meleğe sahip olduğu için hem böyle içim gidiyor yazılarını okudukça hem de acayip şanslı buluyorum kendisini.. Büyüyünce belki benim de kızım olur.

gereksiz yazar: Tipim bu diye bangır bangır bağırdı. İyidir hoştur, yorumcudur. Sağ olsundur :)

Hich: Tarkan'la ilgili bomba iddialarından sonra fazla yaşamayacağını düşünüyorum. Artık topuğuna mı sıkarlar kafasına mı bilemiyorum. Severdik seni be :)