2 Mart 2011

Blogspot Engeli

Dün akşam itibarıyla blogspot uzantılı bloglara erişim yasaklanmış durumda yani bu yazıyı okuyan DNS değiştirmeyi öğrenmiş kesimden fazlasına ulaşmam pek mümkün değil şimdilik.
Yine de buradan yazmaya devam edeceğim elbette.

Dün sabahki yazımı yazarken yasaklamaya neden olan durumun ne olduğu hakkında henüz bir fikrim yoktu. Sadece tahminen Digiturk diyordum, nitekim dün, gün içinde öğrendim ki evet yasaklamanın nedeni yine Digiturk şikayeti imiş. 

Olay nedir peki? Yayın hakları Digiturk'ün elinde bulunan maçların izinsiz bir şekilde farklı sitelerde yayınlanması. Bu sitelerin içinde blogspot uzantılı bloglar da var ve Digiturk bundan rahatsız olduğu için mahkemeye başvuruyor. Sonuç, diğer sitelerle birlikte içinde milyonlarca blogun bulunduğu Blogspot'un da kapatılması.

Dün akşam CNN Türk'te 5N1K'da bu konu konuşuldu. Digitürk yetkilisi programa katıldı ve durumu açıklamaya çalıştı. Önce olayı onun ağzından dinlediğim şekilde bir anlatayım. Kendisi diyor ki, (cümleler aynen değildir özet mahiyetinde) "Bize bağlı sözleşmeli çalışan 450 avukatımız var ve bu avukatların görevi, yayın haklarımızı koruma amaçlı illegal yayınları kontrol etmek." "Biz Youtube'a daha önce başvuruda bulunduk ve iznimiz dışında yayınlama yapılmaması için adminlik talep ettik. Youtube da bize belli yetkilerimizin olduğu bir adminlik verdi ve kendimize ait videoları silebiliyoruz. Google'a başvurduk ve benzer bir adminlik yetkisini istedik ama cevap alamadık. Ardından tekrar başvurduk ve şu şu adreslerde yayın yapan bloglarda yayın hakları bize ait olan maçlar yayınlanıyor bu blogların kaldırılmasını talep ediyoruz. Google'dan bize cevap geldi, kaldırdıklarını söylediler. Daha sonra kontrol ettiğimizde kaldırılmadıklarını gördük. Yayınlar kaldırılmayınca son çare olarak haklarımızı hukuki yollardan aramaya karar verdik."

Yorumlamadan önce kanımca temeldeki sorunu söyleyeyim:
Maçların TRT'de yayınlanması çok daha mantıklı nazarımda, milyon dolarlara satılması elbet ekonomik açıdan işe yarıyordur lakin doğru bulmuyorum ben, ayrıca satılırken "her türlü yayın hakkı" abartılı değil midir, canlı yayın hakkı evet ama videolar neden..? Hakların satışında ciddi bir sorun var bence. Maç o saatte canlı yayınlanır ve o maç bitmiştir artık. Sonrasında maç komple halkındır. İstediği gibi kullanır düşüncesindeyim. Videolar, paylaşımlar neden rahatsız ediyor Digitürk'ü.? Aksine mutlu etmeli. Kimse harika maç görüntülerini sonradan izlemek istemez. Dizi mi bu sonradan izlendiğinde de zevk versin. Millet sokağa dökülmüş, sen hala oturuyorsun öyle 45 dk geçsin de maçı izleyeyim diye. Maç dediğin canlı izlenir. Canlı yayın hakkı da dünya para edebilir doğrudur.

Adamlar maç yayınlamak için para dökmüş, elbette maçların başka yerlerde yayınlanmasını istemez burada haklı.  Haklı olduğu konuda, mücadele etmesi de doğru. Bir yerde hukuki yollara başvurması da doğru ama bir sürü de yanlış var ortada.
Buradaki sorunun hak vermedeki hatadan sonraki sorumlusu Digiturk'tür. Neden böyle düşünüyorum? Çünkü maçların bu şekilde başka ortamlarda yayınlanmasına imkan vermeyecek bir teknoloji geliştirmiş olmalıydı. Herkesin, her şeyin teknoloji ile imtihanının olduğu bir dönemde, elbette bu tip olayların yaşanması mümkün. Burada önlem alması gereken, Digiturk. Alınması imkansız şu an için aslında, o zaman göz yumması gerekiyor bazı şeylere. Sonuçta, bir blog kapanır, yenisi açılır, bir site kapanır, yenisi açılır.. Bunun önüne geçmesi gereken Digitürk'tür ama o "Amaaan ne uğraşacağım, toptan yasaklayalım, bir daha açamasınlar" demeyi tercih etmiş olmalı.
Bir de şu var "Hırsızın hiç mi suçu yok?".. Olmaz olur mu? Kimse istemez, yazılarının, ürünlerinin çalınmasını, izinsiz kullanılmasını ama bunu yapanlar var. Benim bile başıma geldi, RSS üzerinden yazılarımın tamamı başka bir bloga aktarıldı. Üstelik Google aramalarında benim blogumdan daha üstte çıkıyordu adamın blogu. Ulaştım, bir süre yorumlar vasıtasıyla şikayetimi dile getirdim. Yorumlarımı sildi ve bana ait yazıları yayınlamaya devam etti. Daha sonra da bir açıklama yaptı blogundan: "Siz RSS'inizi açık bırakırsanız bana bu imkanı vermiş olursunuz" dedi, ki RSS dediği de blogu daha kolay okumak için okurlara sunulan bir imkan yani olmazsa olmaz bir şey artık. Her neyse durumu çözmek için benim gibi mağdur olanlarla iletişime geçtim ve topluca bu durumun yayılmasını sağladık. Blog sahibinin adına ulaşıldı ve kariyerini mahvedecek kadar içerik oluşturuldu adına. Bunu kimse göze alamaz malum, hele de bilgisayar üzerine kariyer yapmak isteyen biri, içerik çalmak suçunu ömür boyu taşımayı hiç istemez. Nitekim bunlar zaten adamı yeterince germişti. Yine de inat etti ve yazıları kaldırmadı, sadece yeni yazı akışını durdurdu. Sonunda sitesinin sahip olduğu şirkete başvuruldu benim gibi mağdur bir arkadaş tarafından, yurt dışında bir şirket. İçerik çalmak ciddi bir suçmuş efenim oralarda. Yazı başına çok çok yüklü bir meblağ ödemek zorunda kalacakmış şirket ve bunu göze alamamış, siteyi aynen kapatmış. Olay bu. Dava da edilebilirdi ama edilmeden halledildi. Bunu neden anlattım, birkaç kişi bile bunu yapabiliyoruz. Neden Digiturk yapamasın? 
Digitürk'ün dediği bir şey daha vardı, Google'ın adminlik yetkisi vermesi.. Önce Youtube'dan adminlik yetkisi almalarından bahsedeyim. Youtube'da canlı maç yayını yapacak hali yok kimsenin. Anladığınız üzere Digitürk, maçlardaki efsane golleri bile göstermek istemeyebilir, dilediğince kaldırabilir videoları. Bu ne demektir.? O maçlar Digitürk için vardır, o goller Digitürk için vardır, futbolcular, futbol Digitürk için vardır.. Eh iyiymiş, biz toparlanıp gidelim o zaman..! Maçların canlı yayın haklarını Digitürk'e satmak demek, maç görüntülerinin paylaşılmasını bile illegal yapacaksa yuh derim de başka bir şey demem. Biz neciyiz arkadaşım burada..?
Şimdi Google'dan adminlik talebi konusuna geleyim. Google ya da Blogspot, böyle bir şeyi yapmaz, yapamaz. Kişisel blog bunlar, eğer önüne gelen benim günlüğümden sayfa koparacaksa ne anladım ben o günlükten.? Blog, blog olmaktan çıkar o zaman. Bunu hiçbir kullanıcı hoş göremez. Google'ın böyle durumlar için uyguladığı yöntem şu. Blog sahibine bir uyarı göndererek yazıyı taslaklara göndermek.. Blog sahibi bu durumda vicdanına kalmış bir şekilde ister yazıyı düzeltip yeniden yayınlar ister taslaklarda olduğu gibi bırakır isterse aynen tekrar yayınlar. Google, uygun görmezse tekrar taslaklara atar. Burada Google'ın başka bir vazifesi yok. Sadece yazıyı yayından kaldırıp taslaklara atabilir. Kafasına göre işlem yapamaz. İllegal içerik barındıran blogların sahipleri çok inat ederse bu durumda, evet dava edilebilirler. Digiturk'ün madem 450 avukatı var, blog sahipleri ile tek tek irtibata geçip başka türlü bir yol izleyebilirdi gibi geliyor bana. Blog sahiplerinin kendilerine dava açmak da bir başka yol olsa gerek. Gidip direkt site kapatma amaçlı bir şikayette bulunup dava etmek saçma.. 
Asıl saçma olansa Digitürk'ün aynı şeyi ilk yapışının olmaması. 24 Ekim 2008 tarihinde blogspota erişim yine Digitürk'ün şikayeti üzerine engellenmişti. O zaman şöyle demişlerdi, biz talebimizi dile getirdik ve Blogger üzerinde bulunan tüm bloglara erişimin engellenmesine mahkeme karar verdi, bizim böyle bir talebimiz olmamıştı. O zaman biraz yumuşamıştım açıkçası, olabilir mahkemenin hatası olmuştur demiştim, zira 3-4 gün sonra yasak kalkmıştı. Geçmişte yaptığının aynısını yapıp yine aynı sonuçlar doğacağını bildiği halde milyonlarca insanın mağdur olmasına neden olmak... 
İşte buraya kadar hak verdiğim yerler oldu ama buradan sonra nazarımda hiçbir şekilde haklılığı kalmıyor Digitürk'ün. Çünkü Digitürk biliyor artık Blogger'da bulunan tüm blogların aynı IP'ler üzerinde yer aldığını yani her bloga farklı bir IP tahsis edilmediğini. Bu durumda da yasağın tüm bloglarını etkileyeceğini artık adı gibi biliyor! 

Muhtemelen büyük kriz yaşıyor olmalılar ama dün Cüneyt Özdemir sorduğunda Digitürk temsilcisi "Yoo yooo" demeyi tercih etti, normal olarak.

Konuya eklemek istediğim birkaç bir şey daha var.
Neden Diyarbakır?
Kendi işlerine gelen bürokratik işlemleri hızlandırmak, karşıdan gelecek bürokratik işlemleri yavaşlatmak için.




Superonline, yasağı neden şak diye uyguladı ve bunu marifetmiş gibi Twitter'dan duyurdu.?
Superonline, Digiturk'le ortak diyebiliriz, yan şirket. Yasağı bu yüzden iştahla dile getirdi. Etik midir bu, değildir. Sana ne be adam, demezler mi, derler, ben derim mesela. İnternet sağlayıcının çıkıp da yasaklamayı marifet gibi duyurması UTANÇ verici.. Bunun başka izahı olamaz. Bre sağlayıcı, o site bu site yasaklanırsa seni kim ne yapsın, da demezler mi, derler, ben derim mesela..

Digitürk abonesi değilim, hiç olmadım ama 2008'de olan olaydan dolayı bir sürü kişiye olanları anlatıp Digitürk abonesi olmalarını engelledim. Profesyonellikten uzak olmaları bile kâfi onlardan soğumak için.. Aranızda blog yazarı, okuru olup da Digitürk abonesi olan varsa, ciddi ciddi ölçüp tartın şu durumu ve yeniden gözden geçirin aboneliğinizi. 

Blogspot engeli kalktı kalkacak belki bilemiyorum kaç gün sürer ama dilerim uzun sürer de site yasaklamalarla ilgili hassaslığımız artar. Ne kadar uzun o kadar iyi benim için. Çünkü yalan yok, bazılarımız kendi başına gelmeyince anlayamıyor olayları. 

Blogları WP, Tumblr gibi blog sağlayıcılara taşımak karanlıktan korkup gözlerini kapatmak gibi bir şey olsa gerek. Blog orada işte duruyor yani, neden mücadele etmek yerine kaçmayı tercih eder ki insan? Evet blog yazarlarının kendi adlarına başka bloglarının da olması gerekiyor, düzenli kullandıkları blogu ayda bir yedeklemeleri gerekiyor ama şimdi yasak geldi diye blogu taşımak neden? 
Mücadele etmenizi nacizane öneriyorum. Diğer bloglarınızla paralel yayın yapın dilerseniz ama blogger üzerindeki blogu görmezden gelmeyin.