4 Haziran 2012

Memleket Havası

Hafta sonu ailemi ziyarete memlekete gittim. 
Annemin, babamın sesi beni üzüyordu artık, gidip görmem gerektiğini düşündüm. Bir de bir önceki ziyaretimde öğrenmiştim, babaannem yüz felci geçirmişti. Onu merak ettim, nasıl olduğunu, düzelip düzelmediğini. 

Başka bir amaçla gitmiştim esasında ama olmadı o iş, sonunda yine tıpış tıpış döndüm İstanbul'a. 

Terminal... Otobüs... Birden konuşmalar değişti, memleket havası sardı etrafımı, çok hoş bir duygu kesinlikle. Mutlu oluyorum, bizim oranın "sesini" duyduğumda.

Evdekilere sürpriz yaptım, kimse bilmiyordu geleceğimi. amaaaaaaa sürprizzz

Odama girdiğimde duygulanmadım bu sefer. Kitaplar, duvar, yatak, kalemler, başka başka şeyler beni üzüyordu hep. Bu sefer öyle olmadı, duygulanmadım nedense, ama odama şöyle bir baktım da annem sanki ben hiç gitmemişim gibi devam etmiş odamda. Sevdiğim tek takvim olan Balparmak'ın 2012 takvimi gelmiş odama, asılmış duvarıma olması gereken yere. Başka bir takvim gelmiş. Hazirana kadar devamlı çevrilmiş. Sanki odada hayat var gibi, oysa yok artık.

Bisiklete bindim, köpeğimizle oynadım, hamakta sallandım, büyükbabamı ziyaret ettim, dertleştik konuştuk. Anlattım içimdekileri, önceki anlattıklarım için, onu hayal kırıklığına uğrattığım için özür diledim. Belki affeder beni...

Dönmek istemedim aslında. Her şey çok güzeldi ama annem haklı, memleketimi özlediğimde orada yaşadıklarım, hissettiklerim aklıma gelmeli ve işime dört elle sarılmalıyım. Ancak işimle iyi hissedebiliyorum çünkü kendimi. 

İlerledik, büyüdük...

Her şey güzel oluyor, daha da güzel olacak.

Yıllardır beklettiğim bir mesele vardı, onun için de bir adım atacağım. Samimi arkadaşlarımla paylaşabileceğim müthiş bir haberim olacak çok yakında. 

Hadi bakalım :)