17 Kasım 2008

Tel Tel


Acayip bir şey oluyor ve saçım haddinden çok fazla dökülüyor.
Bugüne kadar başıma gelen her şey için "strestendir.. strestendir" dediği için doktora da gitmiyorum. Sarımsak, zeytinyağı işlerinden de anlamam. Çocukken annemle yemek programı izlediğim için bir gün üşenmemişim çaydanlığın üstüne ay çiçek yağı doldurup onu da başımdan aşağı boşaltmıştım. Korkulacak bir şey yok bitlenmemişim ama sanırım annem beni çitilediği için ten rengim bir iki ton açılmış.
Son iki sevgilim de saçın uzun olsun zımbırtısıyla beni kandırdılar. Fantezileri mi vardır nedir bilemiyorum. Hayır uzatırsın bir kere de gelip okşamaz ya, kolay uzuyor sanki saç..
Neyse uzundu saçlarım, en uzun telleri belimden bir iki parmak yukarıdaydı. (Çok güzel ölçerim.) Kızıldı kıpkızıldı..
Artık nedendir bilinmez giderek uçları kırılmaya başladı, azaldı resmen, hatta babaannemin deyişiyle kuş kadar kaldı. Aslında sevmem gür saçı ama işte endişelendim.

Karar verdim.. Saçımı kestirip yeniden boyatacağım..
Yine ateş kızılı mıdır, çilek kızılı mıdır her ne şeyse işte ondan olacak
+ güzel bir kesim..
Kuaförümü özlediğümi fark ettim.
Ayrıca anlatmadan geçemeyeceğim. Kuaförün yanında çalışan çocuklar resmen asılıyorlar. Telefonumu isteyecekti utanmasa. Saçıma fön çekerken resmen okşuyor saçımı. Arkadaşım, sevgilim bile o kadar okşamadı saçımı. Sevgiliden ayrılmışsın, kimsenin seni sevmeyeceğini, hiç kimseyle mutlu olamayacağını düşünüyorsun ama o da ne kuaförde çalışan çocuk kur yapıyor. Anlatılmaz yaşanır güzel bir duygu.
Bir de saçı boyatıp fönlü fönlü sokağa çıkmak vardır ki gülmekten öldürür adamı. Bir bakan bir daha bakıyor cinsinden.
Kuaföre aşık olan var mıdır acaba.?
Yalnız çok düşündüm kocam kuaför olmamalı. O kuaför olursa ben kesin katil olurum. İçimdeki kıskançlığı nerelere atsam bilmiyorum.
Ayrıca çocukluktan beri kuaförler hayatımda derin izler bırakmışlardır. Salaklığımdan muhtemelen. Saçım kesildiğinde kötü bir şey olacak zannederdim.. Belki de çocukken saçımı babamın kesmesinden dolayı başkasının bana dokunmasını engelleme çabasıydı benimkisi tam bilemiyorum şu an. Babam da çok güzel kesmezdi ama ben babaya aşık bir çocuk olduğum için o ne yaparsa yapsın mükemmel olmuş diyebilirdim.
Babam bir keresinde abarttı ve kulağımı kesti. Kıkırdak kısmından bir kırt sesi geldi ama sonra ne oldu hatırlamıyorum. Ağlamadığımı biliyorum. Hiçbir şey için ağlayamazdım babamın yanında. Onun kızı güçlü olmalıydı. Belki o zaman beni daha çok severdi.

Neyse artık okula başladıktan sonra başımın takke geçirilmiş gibi durmasına neden olan saçtan kurtulmam gerekti. Kuaföre gittim ana sınıfı zamanıydı sanırım. Bir de uzun saç merakım vardı.. Komşunun kızlarına gidip saçlarıyla oynardım devamlı. Ama babaannem saçımın kestirilmesini ister aile de babaanneye karşı gelemez saçım kesilirdi. Neyse işte bir gün halam tuttu elimden kuaföre götürdü. Baktım yakışıklı çocuklar var. O zamanlar da vardı benim göz çapkınlığım. Oturdum koltuğa, saçımı ıslatdılar. "Tamam bir şey yok, çocuklara bak oyala kendini" derken makasın alnıma doğru geldiğini hissettim.. Alna istenmedik bir tepki geldiğindeki garip ifadeye sahip oldum, sonra dayanamadım ağlayamaya başladım. Halam da tuttu elimden eve getirdi. Komşunun kızı kuaförde çalışıyordu o zamanlar, onu çağırdı evde kesti saçımı, meslek aşkından dolayı hâlâ takdir ederim. Nedense bu sefer ağlamadım.
Sonra sonra saç kestirmeye de alıştım. Ağlamalar zırlamalar bitti.

Boynuma dokunulmasından acayip hoşlanırım. Bambaşka bir şeydir bu. Kuaför de yanlışlıkla ıslak elleriyle boynuma değince bütün tüylerim diken diken olur.
Bunu kimseye de anlatamıyorum adım sapığa çıkacak. Halbuki durum öyle değil.
Neyse işte şimdi evli barklı bir kuaförüm var, evli adamları erkekten saymama konusunda ihtisasım var. Ne yaparsa yapsın bir şey hissettiremez ama işte çıraklara denk gelmemek lazım.

Bir de kuaförlerin vazgeçilmez kadınları vardır. Ne zaman gitsen oradadırlar. Ben ki altı ayda bir kuaföre giden biriyim. Her gün gideni var. Altı ayda bir gitmekle övünmüyorum, kabul ediyorum bakımsızım.. "Ayyy Şemsettin, saçlarımın bir ton açılması lazım, adam bu rengi fark etmedi."
Adam dediği kocası.. Bu hiçtir aslında.
Ağda odasında kürtaj masasına benzer bir masa bulunması gerektiğini düşünen kadınlar da vardır kuaförlerde. Profesyonel kuaför müşterisi...
Yıllanmış dergiler..
Bir de son gidişlerim hep hafta sonuna denk gelmiş onu fark ettim. Ne zaman gitsem bir gelin..
Ben de kuaföre sevgilimle bozuştukça gidenlerden olduğum için çok pis koyuyordu. Gelinlerin kuaförleri ayrı olsun valla, hiç sarmıyor. Derdim depreşiyor..

Asiti bol kolamı içip çekirdek çitlerken yazı yazmak zamanımı aldığı gibi üslubumu da değiştiriyor. Azaltmak lazım bu eylemi.
Ortala

Itır Esen



Erkek olsam hastası olacağım ilk kadın Itır Esen'dir. Her filminde ayrı bir güzeldir bu hanım. Her filminde ayrı bir beğenirim. Kıskanmadan beğenirim hem de. Bu millet kadından anlamıyor bence. Ne sevimli, ne asil, ne güzel kadın. Maşallah. İşin güzel tarafı Itır Esen yaşlanınca çirkinleşenler familyasının üyelerinden değil. Şarap misali, yaşlandıkça daha da bir güzelleşiyor sanki. Yerim!