12 Mayıs 2009

Doğum Günü Kutlamaları / Hediyeleri


Doğum günleri efendim konumuz bu.
Doğum günü nedir, ne değildir?
Doğum günü kişinin doğumunun seneyi devriyesi olarak açıklanabilir ve açıklanmakla da kalmaz kutlana da bilir. Ki çok da güzel kutlanır.

Ben doğum günü kutlamıyorum, doğum günü kutlamayı mantıklı bulmuyorum.. Bu senin için geçerli. Sen böyle düşünüyorsun diye karşındakinin doğum gününü kutlamaman ayıp. Sıra sana gelince söz seninki kutlanmaz. Sen önem vermiyor olabilirsin ama karşındaki önem veriyorsa en azından saygı duymak zorundasın. Beklentisini karşılamalısın. Değer veriyorsan yapacaksın bunu arkadaş, o cümleler seni haklı çıkarmaz.

Sürpriz yapmak esasdır bu günlerde. Ki sürpriz nasıl olur, önce kötü bir durum sunarsın sonra yoo lan öyle değildi aslında böyleee dersin hoş bir sürpriz olur.
Kimlerin doğum günü kutlanır? Özellikle sevgili doğum günleri olaydır, ama en çok arkadaşların doğum günlerinde kutlama yapılır. Neden? Çünkü arkadaş sayısı sevgili sayısından fazladır, yani normali budur bunun.
Tamam elimizde bir arkadaşımız var ee doğum gününde ne yapacağız bu zatın? Hatırlamamış ayağına yatılacak, gerçekten istediği bir şey sunulacak ona ki kendini özel hissetsin. Doğum günlerinin amacı budur, zilyonlarca insan arasında sen bi'tanesin demektir. Bu nedenle de o gün o insanın kendini dünyanın merkezi sanması amaçlanır yani yine normali budur. Uzaktaysan bir mesaj gönderilebilir en basitinden ama uzaktaki arkadaş için sayısız yol var misal e-kart, misal slayt, misal video, misal şarkı, misal isteyip de bulamadığı bir arkadaşı bulmak, misal kargoyla minik hediyeler yollamak, misal de misal..
Hediye seçimi de önemlidir! Hediye seçimi yazımı okumanız lazım bunun için -henüz böyle bir yazı yok yakında olacak-. Doğum gününün amacı ne demiştik, karşındakini özel hissettirmek.. O yüzden senin istediğin bir şey değil, onun istediği bir şey olmalı hediye. Arkadaşına çok sevdiğin kitabı hediye etmen evet güzel bir jest ama bu onun kendini özel hissetmesine yetmez. Onun isteyip de alamadığı bir kitabı alacaksın ya da zamanım çok benim dersen o arkadaşının hikayesini yazıp kendince kitaplaştıracaksın. Zor bir şey değil, hatta e-kitap bile yapabilirsin ama bence kartonlardan olması daha iyi olur. ÖSS'ye hazırlanan arkadaşa gidip de ÖSS hazırlık kitabı alma sakın, o çok istese bile alma. Sigara mesela çok sigara içiyor diye "Al lan al da öl" der gibi karton sigara hediye edilmez. Aynı mantıkla sayısız şey olabilir. Unutmamamız gereken şey "Onu mutlu edecek, isteyip de sahip olamadığı, arayıp bulamadığı vs. bir şey hediye etmek"
Ki bence en güzeli maddi bir hediye vermemektir.

Kutlamaya gelince, masraflı bir iştir. Tek başına kalkışılmaz kolay kolay.. Büyük boy kutlamalar için çok masraf gerek çoook.. Çünkü davetlilerin şöyle bir özelliği vardır, yer içer sıçar gider affedersin. Aynen öyledir ve ayıplanmaz bu zaten normali öyledir aksi olsa jest olurdu o kadar.
Mekan seçimi önemli ve zahmetlidir. Doğum günü çocuğunun zevk alacağı kendini iyi hissedeceği bir yer olmalı. İmkanlar dahilinde tabii.
Öğrenci evinde yapılacak kutlamalarda esas olan önce evi bir elden geçirmektir. Öğrenci evleri malum çünkü, kanepelerin arkasından kullanılmış kadın pedi çıkan erkek öğrenci evleri var efendim ne diyorsunuz. Dekoru hafif renklendirmek de olabilir tabii. Doğum günü çocuğunun kişiliğine karakterine göre bir ayar çekmek lazım ortama. Bir de gürültü işini halletmek lazım. Önceden daireler uyarılmalı. "Bak bizim şu saatte böyle bir durumumuz var he hacı bize bir güzellik yap da polis falan çağırma e mi" denilir.
Dışarda bir mekansa eğer, kutlama saatini ayarlamak lazımdır. Mekan sahibiyle irtibat halinde olunmalı adamın numarası alınmalı acil durumlar için. O saatte kimler olur mekanda bu da önemli, ayyaşların arasında piti piti kızların doğum günü kutlanmaz.
Mekan herkesin bildiği bir yer olsa iyi olur, tam doğum günü çocuğunu oyalarken "Abi yer neresi bulamadım" diyen sazanlar çıkmaz en azından. Bir de hesap işinin nasıl halledileceği önceden düşünülmeli. O gün sen verdin ben vereceğim tartışması olmaz.. O gün para konuşulmamalı. Neyse efendim gelelim davetli listesine..
Davetli listesi senin değil onun sevdiği insanlardan oluşmalıdır, sen tanımasan bile o tanıyıp seviyorsa gelmelidir senin tanımadıkların. Davetli listesinde esas, "haberi olsa kimleri çağırırdı." sorusudur. Davetli listesi bu soruya göre hazırlanır. Ulaşılması gerekenlere ulaşılır, ulaşılamayanlara haber gönderilir herkes çağırılırken sıkı sıkı tembih edilir bunun sürpriz olduğuna tabii sürprizse. Yalnız burda ince bir husus var, birbirine küs olan kişiler var mı, varsa nasıl bir ayar çekilecek bu duruma? Doğum gününde kimse bir tartışmanın ortasında kalmak istemez değil mi, bu da düşünülmeli o yüzden. Sonracığıma, neler yapılabilir, nasıl eğlenilebilir, davetlilerin ne gibi yetenekleri var diye düşünülüp kafada bir plan oluşturulur. Yazarak kasmaya gerek yok bunu. Kafada olması yeterli. Müzik olacaksa ki olur genelde, kim ne yapar, ne çalarız gibi gerekli teçhizatı toplama amaçlıdır bu plan. Belki biri çıkar Ajdar taklidi yapmak ister bu tür sürprizler olur hep.
Önceden pasta siparişi verilir. Pastanın üzerine orijinal bir yazı ayarlanır. Hediye işi halledilir ya da çoktan halledilmiştir.
Falan filan işte sonrası malum. Cee eee olayı. İyi bir senaryo yazmalıdır kişi. Aslında kişi doğum gününde hep sürpriz bekler o yüzden doğum günlerini kişinin karakterine göre bir gün önce bir gün sonra kutlamak daha iyi gibi sanki.. Ya da aynı gün sabahın köründe belki yatmadan hemen önce.. Öyle enteresan olmalı her şey..
Mesela fakültede kafa bir hoca bulup onun dersinde elinde pastayla gelse bir öğrenci, doğum günü çocuğunun sırasının üzerine koysa böylee ohh mis bence. Hayal gücü hayal gücü.. Herkes unutulmaz bir doğum gününü hak eder.

Anne baba için de böyle olabilir. Gözünüzü seveyim annenize küçük mutfak eşyaları diye sevimli sevimli gösterilen şeylerden almayın. Çok büyük yanlış..!! Ayıp ulan aa..

Sevgiliye ise doğum günü hediyesi seçmek çok zordur. Bazı insanların özel zevkleri, tutkunu olduğu şeyler vardır. Bu insanların ilgili oldukları konularda almak isteyip de alamadığı bir şeyler mutlaka vardır. Her şeye sahip olsa zaten hevesi kaçardı ehemm neyse..
Sevgiliye doğum günü hediyesi seçerken düşülen en büyük yanlış doğum günüyle yıl dönümünü karıştırmaktır. Yıl dönümünde ilişkiyle ilgili bir hediye alınır, yapılır, hazırlanır ama doğum günü ona özeldir. Yani arkadaşa alır gibi hediye alıp sevgili olarak sunmaktır. Senden önce de vardı o, , o birey olarak "siz"den daha değerli, üzülme be sen de öyle önemlisin. Bir de çiçek almayın, sadece çiçek alınmaz, çiçek ek bir hediyedir, küçük ziyaretlerde falan ancak tek bir hediye olarak gider. Ayrıca koskocaman adam elinde bahçeden kopardığı gülle de gelmesin hakaret ulan.. Bunlar kötü mü hayır değil ama doğum günü için uygun değil yoksa sıradan bir gün için gayet de güzel.
Bir de sevgililerin sık düştüğü bir hataaa: Parfüm almak..!! Sevgiliye parfüm alınmaz.. Kötü kokuyorsun, senin kokunu sevmiyorum manasına gelir. Ben senin böyle kokmanı istiyorum..!! Ohaa yavaş gel derler adama.
Bir de hediye hediyedir. Adam seni aldatmış gitmiş bile olsa o hediye istenmezzzz..!!! Yok arkadaş ben isterim diyorsan ona göre ucuz bir şey al.
Şaşırtın, düşünün, kafa yorun..! Ona en güzel hediye bu olsa gerek..
Bunları yapmak her zaman kolay olmuyor. Kişi uzaktadır, para yoktur zilyon tane engel çıkar hediye hazırlayıp göndersen.. O zaman en kibar, yine en özel şekilde kutlanmalı kişiye göre. İnsanlar konuşsun, insanlar birbirlerini tanısın, bir şeyler paylaşsın. O zaman hediye seçimi hiç de zor olmaz..

Burdan şöyle bir güzellik yapabilirim. Bana vaka verilir işte durum şöyle şöyle diye ben de hediye seçeneği sunabilirim. Tabii bunu görev bilmiyorum sadece zorda kalan olursa diye. Kelin ilacı olsa durumu da unutulmamalı. Ben de bu konuda çok başarılı sayılmam ama en azından benim engellerim sizde olmadığını düşündüğüm engeller. Kafa zehir maşallah da icraata gelince sakatlıklar oluyor.
Her şey insanların saadeti için..

Durum budur, sorun var mı blog.?
Yoksa görüşürüz.

Kocam Erkeklik Görevlerini Yerine Getiremiyor


Fakültedeyken kızlarla bir yerlere gitmeye karar verdik. Yolda da bildiğiniz geyik yapıyorduk konu cinselliğe geldi. Bir boşanma davasından bahsettim. Kadının biri "kocamın erkekliği yok" diyerek boşanma davası açmıştı o dönemde. Sonra dava ne oldu bilmiyorum ama açtı mı açtı yani. Neyse ben bunu kızlara anlattım. "Ne kadınlar var, şaşırdım" dedim. 6-7 kızdık. Hepsi birden "Ben olsam ben de boşanmak isterdim". O an hayatı anlamlandırma adına önemli bir adım attım.

-Ya saçmalamayın aşık olduğunuz adamla evlendiniz diyelim bu sebeple mi ayrılacaksınız.?

İçlerinden biri:
-Herhalde pippi, yani zaten neden evleniyorsun ki?

(Ohaa evlilik sebebinin kutsallığına gel)

Başka biri:
-O önemli bir şey evlilikte.

Valla mı bak sen ben bilmiyordum. Öğret bakalım daha neler biliyorsun. Hayır bu kızları da bilmesem sabah akşam sevişiyorlar sanırım. Azgın bakire lafı bunlar için geçerli sanırım.

Ayrıca erkeklik görevi deyince benim aklıma o iş gelmiyor ben cidden salağım herhalde. Sevecek, koruyacak.. Hani öteki malum vasfı yokken bunları da yapmıyorsa beni sevmiyordur zaten o zaman gidebilir ama seviyorsa ve sevgisini gösteriyorsa sarılarak uyumanın yerini hangi orgazm alabilir. Yok ben cidden salağım bak valla. Şimdi okudum da zilyon tane kadın bunun aksini düşünüyordur eminim. Ha bu arada böyle düşünüyorum diye adamı aldatacak da değilim. Bakire ölen bir sürü kadın varsa o naneyi yemeden de durulabilir ki durulur evet.

Bu arada kızların hepsi de dindardı, başı kapalıydı hepsinin de. Davranışlarım yüzünden beni sık sık eleştiren, eleştirmek için fırsat kollayan kızlar. Onlar öyle şeyler söyledikçe aklıma hadisler geldi evlilikle ilgili, eş olmakla ilgili, kadın olmakla ilgili ama konu uzamasın diye söylemek istemedim. Sonra saldırıyorlar analarına küfretmişim gibi. İki sağlam tartışamıyoruz.

Durum bu, o gün bugün düşünüyorum bunu. Evet ama hâlâ aynı düşüncedeyim. Evlendim diyelim bir kaza bir şey oldu eşim "erkeklik görevlerini yerine getiremiyor", ne demekse o, gidip mahkemelerde bunu mu anlatacağım.

Hakim bey, ben acayip azgınım ama eşimde tık yok, boşayın bizi ben yoluma bakayım. Bu arada bu gece boş musunuz?

Yok daha neler..
Aşk lan aşk!!!
Aşk bu mu, sevda bu mu, hayaaaattt bu mu..??

Anket koycam bloga ya bi dur.. Bakalım ne diyor blog yazarları..

öpsün seni pippili.

Kelam: Ben ne zaman çıplak erkek resmi ekleyeceğim diyordum, kısmet bu yazıyaymış :)