17 Ağustos 2010

Sen Yenisin Galiba Volume II

Konumuz derse geç kalmak:
Öncelikle bir devlet üniversitesinde okuduğumu belirtmem şart sanırım. Ve yoklama da alınıyordu efenim.
İlk derse geç kalmak ve sonraki derslere geç kalmak farklı sonuçlar doğurur. Ayrıca hocadan hocaya da değişir tepkiler. Bazıları bu tarz saygısızlıkları(!) önemsemez, bazıları uyarır geçer, bazıları da derse almaz. İlk derse geç kalan öğrencinin derse alınmama, arkadaşlarının arasında rencide edilme olasılığı daha yüksektir. Çünkü hocada kendini ispat etme çabası vardır. Zanneder ki ben bu öğrenciyi azarlarsam diğerleri bir daha geç giremez derse.. Tabii güzel mantıktır ama üniversite öğrencileri için geçerliliği yoktur. Tabii hatırlıyorum ilk senemi.. Çok sevdiğim bir hoca vardı elinin tersiyle masaya vurması ondan geçtim sadece sessiz kalması bile yeterdi. Kimse gıkını çıkaramazdı ama ne de güzel ders anlatırdı. Neyse.. Duygulandım şimdi bak.. Ne diyorduk.. İlk derse geç kalındığında azarlanma ihtimali ya da derse alınmama ihtimali yüksektir. Ama azarlanan ya da derse alınmayan öğrenci üzülmemelidir. Aslında bu onun için büyük bir fırsattır. Dersten sonra hocanın odasına gidip özür dilerse, "Ben aslında hiç gelemeyecektim de sizin dersinizi kaçırmak istemediğim için yetişmeye çalıştım hocam, geç kaldım ama gerçekten sizin dersiniz önemli benim için.." gibi yalanlar söylerse hocanın gözüne girer, hocaya kendini tanıtır. Bu ne demektir? Öğrenciler arasında saygın olacak demektir. Tabii bunun da olumsuz bir yanı vardır, sürekli ayak işlerine koşturmak hatta tahtaya kaldırılmak.. Evet üniversite öğrencisi için olumsuz bir durum yoktur, her olumsuz durum olumlu hale getirilebilir.

Diğer derslerden bahsedelim. Bazı hocalar dersinin bölünmesini asla istemezler. Geç kalınmamalıdır bu hocanın dersine. Bir üst paragrafta istisnai durumda yapılması gerekenleri anlattığım için vicdanım rahat. Efendim, bazı hocalar da geç kalma durumlarını önemsemezler, öğrenci sessizce kapının bulunduğu taraftan dümdüz şekilde ilerleyerek derse geç kalan öğrencilerin inci gibi dizildikleri bölüme yerleşmelidir. Bazı kendini bilmezler hocanın burnunun dibinden geçerler ben bile sinir olurdum açıkçası.
Durum budur efendim..

Derse geç kalan öğrenciler imza da atabilirler.. Aptal gibi gelip dersi dinledikten sonra imza atmayı unutmamalı. Ben yaptım oradan biliyorum. İmza kağıdı bir şekilde bir yerlerdedir illa, bulun onu, çakın imzayı. 


İmza konusunda da şunu söylemeliyim. Pembe, mor, kırmızı kalemlerle imza atmayın. Benim sevgili bir arkadaşım yapmıştı, hoca "derdin ne amacın ne" diyerekten odasına çağırmıştı. Siyah ya da laci kullanın işte. Kurşun kalemle atanlar da oluyordu sanırım ama ne olur ne olmaz siyah ya da laci tükenmez kullanın. Ve dediğim gibi her yerde kullandığınız imzanız olmasın bu, o imzanın basitleştirilmiş bir halini kullanın ki yokluğunuzda arkadaşlarınız kolayca imza atabilsinler yerinize.
Peş peşe yazacağım, okulların açılmasına az kalmış malum. Bir de merak ettiğiniz bir şey olursa yazın bana, yazarım sana. Evet evet
öptüm pıtırcıklarım.

8 yorum:

xcoach dedi ki...

açık mavi ile atıyodum.
böle turkuaz rengi gibi.

ry dedi ki...

ben de devlet üniversitesinde okudum ama biz de yoklama zorunluluğu yoktu. canım istediğinde gidiyordum okula. sınıfta uyuyordum fln. düzeni bozmadıkça hoca birşey demiyordu.

imza atıyorduk ama benim sabit imzam yoktu. zaten devamsızlıktan kimsenin kalmadığı bir ortamda neden yoklama aldıklarını anlamış değilim. kafama göre birşyler karalıyordum. bir süre sonra kuru kafa çizmeye başlamıştım onu da kabul ediyordu hocalar.

ve yine söylüyorum resimdeki teyze daha bi 100 sene yaşar

pippi haşmet dedi ki...

xcoach, olurmuştur zaten. ya cins hocalar sorun ediyor zaten, öyle çok sorun edilen bir şey değil.

pippi haşmet dedi ki...

yesil, dışarda bir olay olsa, ben dersteydim'in ispatıdır imza. Belki bu nedenle bir önlem gibidir sizin ortamda imza alınması.
Kardeşim hukuk okudu mesela, onların sınıf kalabalık olduğu için öyle bir şey yoktu hiç.

xyz dedi ki...

Çok kara bir tablo çizmişsin. Bölümüne ve sınıf mevcuduna göre ama en çok da hocasına göre değişebilir bu veriler.
Örneğin 1000kişilik amfide okuyorum, devam zorunluluğu yok kimi derslere istediğimde girip çıkıyorum ama kimisine hocadan sonra girmeye cesaret edemiyorum.
Net bir şey çizemeyiz pek yani

ry dedi ki...

bizim matematiksel iktisat dersine alttan alanlar da gelince 140 kişiyi fln buluyordu mevcut.kadın yine de tek tek yoklama alıyordu.ama kimseyi devamsızlıktan bırakmadı.senin varlığını çok öenmsemiyor hocalar.

Montevida dedi ki...

ben bu yazı dizisine bayıldım ya :) allah razı olsun yani.

öğrencilik hayatım boyunca günde 8 dersin 5'ine geç kalmış, hatta bu yüzden disiplinlik olmuş biri olarak şu ilk derse geç kalıp, sonradan hocanın gözüne girme olayını da ayrıca sevdim. :D üniversite hayatımda işe yarar kesin. imzanın esas amacını da öğrenmem iyi oldu, bol olaylı bir okula başlayacağımdan dolayı, artık özellikle dikkat ederim imzayı unutmamaya.

devlet okullarındaki öğrenci olaylarından da bahsedebilir misin? siyasi olaylar özellikle.

ry dedi ki...

her okulda öyle siyasi olaylar olmuyor.şehirde arkası olan kişilerle arkadaşlık kur sana bulaşmaya çekinirler zaten.bir de gizemli davran herkesle muhabbet etme. "abi bu çocuk bursalı başımıza bela almayalım" tarzında bir iki arkadaşı kurtarmışlığım var.