Geçen sene yılbaşında yalnızdım. Bu bir şehirde ne yapılabilir diye düşündüm. Arkadaşlardan biri bir hafta önce evinde içmekten bahsediyordu, aradım "İçiyor muyuz lan, napıyoruz?" dedim. "Ders çalışmam lazım, ödevim var." dedi. İkna bile etmedim.
Aman kör, kendi işini kendin gör.
Gittim bir büfeye iki bira aldım büyükçe. Akşamı bekliyorum. Aklımca dağıtacağım.
Neyse akşam oldu odama çıktım. Açtım müziğin sesini. Biramı da açtım. İçmeye başladım.
Ne oldu bilmiyorum ama uzun zamandır alkolün tadından tiksinmeye başlamıştım, sadece tadından değil kokusundan da. İçip güzelleşmek istedim ama başaramadım. Gittim tuvalete döktüm bir kutu birayı. Diğerini de odada bir yerlere sakladım ki annem görüp kalp krizi geçirmesin.
Alkolsüz de olsa devam etti gece. Açtım winamp'ı. İndirdiğim bütün oynak şarkıları peş peşe dinledim. İsmaik Yk mı dersin, Demet Akalın mı dersin, Mirkelam mı dersin, Ankaralı Turgut, Hasan Yılmaz, Kubat... Her telden insan vardı o gece. Sonuna kadar açtım. Çıktım yatağın üzerine zıpladım durdum sabaha kadar. Hiç üşenmedim.. Zıpladım.. Zıpladıkça attım üstümden sorunları. Süper bir şey tavsiye ederim.
Şimdi de odamdayım. Bunu yazdıktan sonra Misket'le başlatacağım geceyi.
Sevgiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder