30 Haziran 2011

Aptal Melek


Aslında bloga yazmadığım, yazmak istemediğim çok hikaye var bende. Biraz başlayalım bakalım belki cesaret edip devamını da yazabilirim. 

Bendeniz ilköğretim boyunca şımarıktım ama suç beni şımartan salak arkadaşlarımda. Arkadaş, abartmıyorum beni karşılayıp çantamı taşıyan kız vardı, varın siz düşünün gerisini.
Ben de sevimli hayalet Casper gibiyim, herkesle arkadaşım. Popüler olunca herkes biliyor seni, hiç görmediğim insanlar aaa pippi deyip neredeyse imza alacak. Herkesle de arkadaşlık ederdim ama tek seferlikte kalırdı, herkese yetişemezdim haliyle. 

Liseye geldik. Liseye gitmem için 45 dakikalık bir yol aşmam gerekiyordu ve bencileyin arkadaşların olduğu bir servise yazıldım. Bir iki hafta geçti, servise iki dershane öğrencisi geldi. Yalnız bunlar bizden çok büyük. 18-20 yaşında tipler. Ben yine leyla leyla onlarla da arkadaş oldum. Çocuklar sigara içiyorlar ben de inanmayacaksınız ama o zamanlar Yeşilaycıyım. Sigara içiyorlar diye sarı kafaya "Ne anlıyorsunuz şunu içmekten yazık değil mi erken yaşta öleceksiniz" deme gafletinde bulundum. Bulunuş o bulunuş patladı gitti.. Sarı kafa bu cümlemden aldığı gazla bana aşık oldu. Zaten adam bana yakın olmak için dershaneye yazılmışmış meğersem, sonradan çıktı bu ortaya. 

İlk başlarda sakin sakindi her şey. Şoförle girdiğim müzik zevkinden doğan tartışmalarda benim rock kasetlerimi çaldırıyordu falan işime yarıyordu arada. Sonra bir gün "Seninle bir şey konuşmam lazım"lar başladı. Anladım tabii aslında ama emin de olamadım, benim gözümde koca adam sonuçta. Konuştuk olmaz dedim, bitti sandım ama neeeerde.. Bu ses biter mi arkadaş, bitmedi. Her gün bulduğu her fırsatta "arkadaşlık teklif" etmeye başladı. Sessizce de yapmıyor bunları, sürekli bir olay etrafımda. Benim sert erkekleri sevdiğimi düşünmüş olacak ki, her gün bir kavga. Ama hakkını yemeyeyim güzel dövüyordu milleti.  

Okulumda onun arkadaşlarından biri de okuyormuş. Bir gün bir baktım bizim sarı kafa okulda. Spor salonuna gidiyorum peşimden geliyorlar, kantine gidiyorum peşimden geliyorlar. Sarı gitti, bu sefer de arkadaşı peşimde dolaşmaya başladı. Neymiş beni kontrol ediyormuş, eğer beni üzen bir durum olursa anında sarı gelip müdahale edecekmiş. "Ama seni çok seviyor, ben de söyledim bu iş böyle olmaz diye ama dinletemedim." dedi.

Bir gün serviste benim okulun çıkış saatleri ile ilgili sorun çıktı. Süper liseliler "Aaa biz o kadar saat onları mı bekleyeceğiz?" dediler, beklemezlerse akşam 8 arabasıyla dönmek zorunda kalacağım o da en iyi ihtimalle. Eve gidene kadar 9 olacak, yemek yiyeceğim de ders çalışacağım daha.. Neyse o kadar abarttı ki bir tanesiyle ağız dalaşına girdik. Çok sinirlendim tabii. Sarı o gün gelmemişti ama beni bekliyordu yine. Beni sinirli görünce servistekilere sormuş ne oldu diye, anlatmışlar onlar da. Ertesi gün gittiğimde benimle ağız dalaşına giren çocuğun gözü mosmordu, ağzı burnu yamulmuş çocuğun. Çocuk dediğim de yani 180 filan var boyu, nasıl yedin o dayağı, utanmadın mı be adam 70lik adamdan dayak yerken. 
Serviste başka bir çocuk daha vardı, süper liseli. O da bana aşık olmuş güya. Haydaaa.. Bunlar bir gün ergenliğe esir olup maç yapmışlar ve geyiğine kim kazanırsa pippi ona evet diyecek diye fal bakmışlar. Bizim sarı kaybetmiş. Sen misin kazanan diye bu sefer de onu dövmüş..

İkinci sene bunlar dershaneye boşuna gittiklerini anlayıp servisten ayrıldılar ama deli baş sarı kafa yılmadı. Ben servisten iner inmez saklandığı arabanın arkasından çıkıp "Merhaba, bir şey konuşabilir miyiz?" demeler mi, ben hafta sonu arkadaşıma giderken arabasıyla beni görüp peşimde "Günün Birinde" çalarak gezmeler mi.. Off ki of yani..

Sonra cep telefonu alındı bana, hayda bu sefer de numaramı öğrendi. Mesaj üstüne mesaj arama üstüne arama. Lütfen konuşalım, lütfen beni dinle. Ya sanki ikna olacağım anlamıyorum ki.. Aylarca böyle devam etti bu sefer de. Tabii bir yandan diğer tacizler de devam ediyor. Yılbaşı gecesiydi hiiiç unutmuyorum. Bir heves yılbaşı hazırlığındayım, o zamanlar benim için özeldi yılbaşı gecesi. Zaten son özel de oydu. O gece büyük bir hevesle babamı bekledim ama babam yine gecenin bir yarısı geldi falan fişman o kısmı geçelim. Bir mesaj geldi bana, "Yarın şuraya gelmezsen olacaklardan ben sorumlu değilim." Haydaaa.. O zamanlar korkuyor insan böyle şeylerden. Berbat bir geceydi özetle. Ertesi gün bir fırsatını bulup evden aradım bunu. Bir bağırdım "Sen ne yapmaya çalışıyorsun, yeter be. Gelmiyorum lan ne yapacakmışsın görelim."  Pıstı kaldı bir şey diyemedi. Kapattım telefonu. 
Bir gece bir mesaj "intihar ediyorum yeter başka çarem kalmadı" Kafayı yedim tabii, şimdi olsa umurumda olmaz ama o zaman çocuğum daha ve birinin benim yüzünden öleceği düşüncesinden çok "aha şimdi sıçtım herkes öğrenecek" yüzünden korkuyor insan. Vazgeçirdim, zaten ölemezdi de salak. 
Ve nasılsa bundan daha kötü bir şeyle karşıma çıkamaz diye hiçbir mesajına, aramasına karşılık vermeme kararı aldım. 
Yine mesaj üstüne mesaj, arama üstüne arama ama artık ilgilenmiyorum tabii ben.
Bir gün "ben kan kanseriyim" diye mesaj attı. Düşünün o kadar yani. İnanmadım tabii güldüm geçtim. İnanmadım ama bunun takdir edilmesi lazım çünkü o zaman her şeye inanan, süzme salaktım ben. Akıllı bir şey olsam zaten en başından hiçbir tepki vermezdim. Bunu bile bir yıl sonra akıl edebildim.

Sonra bu pes etti yavaş yavaş. Davranışı pekiştirilmediği için söndü de diyebiliriz. 
En son bir mesaj daha gönderdi "ben askere gidiyorum, kimseyle küs gitmek istemiyorum. Hakkını helal et" diye. Normalde salağım helal olsun deyip başıma yine sarardım ama her nasılsa akıllı bir günüme denk gelmiş demek, cevaplamadım. 
Herkes "askerden kaçar senin için" diyordu ama 18 ay kafamı dinledim. Döndüğünde de evlendirdiler bunu. 

Hani şu "Gelmezsen olacaklardan ben sorumlu değilim." dediği gece var ya.. O gece arkadaşlarıyla deli gibi içmiş bu. Arkadaşlarıyla benden de konuşmuş. Sonra da o arkadaşlar ortak arkadaşımız olduğu için bir gün konu çıkınca anlattılar bana o geceyi. Meğer bu sarı salak babasına demiş ki: "Ben pippi'yi seviyorum, o da beni seviyor ama babası istemiyor beni." Babası da süper bir çözüm sunmuş: "Kaçıralım o zaman." Kaçıracakları evi bile ayarlamışlar. O gece bunları anlatmış ve beni tehdit etmiyormuş aslında, hazırmış zaten her şey. Arkadaşları olmaz gitmez diye diye ikna etmişler bu süzme salağı.

Ben gerçekten ne kadar salağım bilin yani. Bu evlendikten sonra şoförlüğe başladı ve benim her gün gittiğim yolun şoförlüğünü verdiler buna. Ona denk geldikçe bakmadım, ses etmedim hiç. Karısı hamileymiş meğer. Bir gün bir ilan verdiler. (Küçük yer olunca ilan veriliyor) Bunun çocuğu birkaç gün yaşayıp ölmüş. Hadi dedim böyle zamanda küslük olmaz. Şoför olduğu için kartvizitlerde numarası yazıyor. Mesajla eşine de ona da baş sağlığı diledim. Cevap vermedi haliyle. 
Ondan sonraki ilk karşılaşmada yanıma yaklaştı. "Sen gerçekten melek gibi biriymişsin. Kimse yanımda yokken sen bana destek oldun yine." dedi. "Heh şimdi sıçtın kızım pippi. Cennete biletin hazır da hemen de gitmeyeydin" dedim. Sonra bu devam etti. "Karıma da bahsettim senden. O da seninle tanışmak istiyor, hiç arkadaşı yok canı sıkılıyor." Yine bir "haydaaa" dedim. Sonra da "Aman canım sen de ne zaman görecek de tanışacağız" dedim kendi kendime. Aynı hafta karısıyla otobüste karşılaştık, şoför de bu sarı kafaydı. Tanıştırdı bizi. İyi kız ama küçük benden 4-5 yaş. Kızla ineceğim yerden erken inip yürüye yürüye konuşmaya başladık. Havadan sudan konuşuyorduk, birden konu nasılsa şuraya geldi: "Herkesin geçmişinde yaşadığı şeyler var benim de yaşadıklarım var tabii. Sonuçta benimle evlendi, geçmişte kaldı yaşadıklarınız." Anaa noluyoruz derken düştü jeton. Bu salak tüm ilçeye dünyaya yaydığı gibi karısına da bizim sevgili olduğumuzu söylemiş. Neyse dedim yine ne kalacaksa bende kalsın, bozmayayım saadetlerini(!) Bir daha da başımla selam vermenin ötesine geçmedim. Sonra da merkeze taşındılar. Arada düğün dernekte rastladıkça anası, karısı kıskanç kıskanç bakıyor bana o kadar.
İbret alın, yaptığımı yapmayın diye anlattım.

İyiyim falan da benimki salaklık boyutunda. 

13 yorum:

Adsız dedi ki...

bence yazmaktan korkma :)

pippi haşmet dedi ki...

Adsız, geçmişte çok yazdım aslında 2008-2009 arşivi bunlarla dolu ama o yazdıklarım biraz eğlenceli anılardı. İnsanların etkilediği kısmından pek bahsetmemiştim. Belki bahsetmeye devam ederim bilemiyorum şimdilik :)

Adsız dedi ki...

nihaha... sarı çok iyimiş lan!

No More Virgilius dedi ki...

Ne kadar kadınca bir tavır sarı kafanın eşininki: "seninle eğlendi ama benimle evlendi, naaaber" demiş sana:) Çok fena çok.

Nunuş dedi ki...

ahahaha olacaklardan ben sorumlu değilim ve intihar kısımlarına bayılıyorum..çok acaip ya şimdiki gençler de böyle şeyler yapıyor mu acaba? bu zamanda kimse kimsenin peşinden bu kadar çok koşmaz diye düşünüyorum..sanki o dönemlerde herşey daha saf ve temizdi ne bileyim adam mesela kan kanseriyim demiş yalan ama safça bi yalan şimdikiler ne dolaplar döndürüyor..oeh anane moduna girdim gene :)

benim de başımda vardı bi tane salak arayıp duy işte duy kemiklerimin sesini duy 13.kattan aşağı atlıyorum demişti ahahahaha ben salak kapamıştım telefonu korkudan halbuki kapamasana bakalım nasıl intihar edecek görelim :))

Takıntılı ergen dedi ki...

ohaa :) bu sarı kafanın esmer versiyonu var bende. Kavgalar, intiharlar, içip içip tehdit etmeler,ölümcül hastalıklar, kaçırma planları falan tıpa tıp aynı. Ders aldım. Ben şun cevap vermeme aşamasındayım. Yazdıkların bana ders oldu. Neymiiiş? Askere giderken duygusallığa bağlayıp mesajına cevap vermek gibi bi hata yapmayacakmışım.Çocuğu ölürse taziye mesajı atmayacakmışım, karısıyla tanışmayacakmışım. Saol pippi :) ben şu 2008-2009 arşivine de bi bakayım :D

PAPATYA PRENSES dedi ki...

oy allam ya :)

pippi haşmet dedi ki...

Adsız, coşmuş :)

pippi haşmet dedi ki...

No More Virgilius , maalesef böyle. Eğlenilecek kız gibi görüp datmin oldu demek garibim

pippi haşmet dedi ki...

Nunuş, garip ama bir masumluk vardı yine de bu yaptıklarında.
Yattım kalktım şöyle yaptım böyle yaptım da diyebilirdi ama geldi "arkadaşlık teklif" etti hayır dedim. "Sevgiliyiz" diye yaymış sadece.
Enteresan bir sapkınlık.
Şimdikilerle baş edemezdim mesela ben.

pippi haşmet dedi ki...

Takıntılı ergen, aslında cevap vermeme kısmından ders çıkarılsa yeterdi fazlası da cebinde dursun lazım olur tabii neme lazım. Yine de kimse benim kadar salak olmadığı için bu konuda bir endişem yok :)
Ölüyorum dese ilgilenme yeter.

pippi haşmet dedi ki...

PAPATYA PRENSES, hihi her şey de beni buluyor canım ahaha

muhteşem boşluk dedi ki...

Bende sevdim bu hikayeyi ya.Devamını da bekleriz :D