21 Temmuz 2010

Yükseklik Kompleksi

İki gün önce babaannemin kardeşi vefat etti. Dün defnedildi. Başka bir ilde yaşıyordu bilmem kaçıncı eşiyle. Bizim buralarda tanıdığı hiç kimse yok. Babamın tanıdıkları da olmasa cenazeye kimse gelmeyecekti sanırım.
Bir de oğlu var. Kendisi eniştem olur, halamın kocası -Ortada bir akraba evliliği var evet.- Eniştem bize bayram değil seyran değil durup dururken küsmüştü. Surat bir karıştı hep zaten, bugün de durum değişmedi. Babamı azarladı, babaannemi azarladı, bize surat astı, elini öptürmedi falan enteresan bir insan kendisi.

Baş sağlığına gelenler oldu, onlara hizmet ettim, bulaşık yıkadım bolca. Halamın gelini de o sırada uyuyordu, uyandı "Ayy başım ay tansiyonum" diyerek hiçbir işe yardım etmedi. Bizi çalıştırdı resmen. Akıllı kadın. Evleneli 12-13 sene oldu, ne zaman bir iş olsa hastanelik etmeyi başarıyor kendisini. Artık hala oğlu da alıştı, başta sürekli acile götürüyordu, zamanla evde tedaviye başladı. Kocasıyla fingirdeyince düzeliyor öyle güzel bir insan..
Bu hala oğlu ile karısının bir özelliği cenaze evinde bile ergenler gibi fingirdeşmek. Büyükbabamın cenazesinde yaptılar, bize has bir şey sanmıştık ama o gün yine yapınca anladık ki bu durum onlarda baki. Takıyorum arkadaş böyle şeylere, herkesin içinde fingirdeşmeler sinirimi bozuyor, hele de yersiz olunca ağızlarına ağızlarına çarpasım geliyor.

Öğle namazıyla cenazeyi kaldıracaktık. Camiye gittik. Millet öğle namazına girmek üzereydi, 55-60 yaşlarında bir adam beni yalnız görüp koluma yapıştı:
-Nerelisiniz siz?
-Neden lazımdı, pardon?
-Nerelisiniz lütfen söyleyin.
-Alla alla, manyak mısın be adam, söyle derdini (Artık iyice geldi heyheylerim gitmeye kalktım durdurdu zorla)
-(Parmağıyla kardeşimi göstererek) Şu ayakta duran kız, sözlü nişanlı falan mı, biliyor musunuz?
-Ohaa yavaş.. Kardeşim lan o benim. (Sanki sana alalım dedi tepkiye gel)
-Söz nişan bir şey var mı?
-Eeeeeh cenazemiz var bizim, deli misin nesin, bi siktir git.
Adam cenaze lafını duyunca çekildi tırım tırım. Gerçi cenazemiz olmasa ben kalitemi bozup -çok kaliteliyimdir anlatılmaz yaşanır- adamı kolumu tuttuğuna pişman edecek kadar rezil ederdim ama cenazesi olan bir kadın çizgisinden kaymak istemedim.
Tüm bunlar olurken bizden başını çevirse bizi görebilecek uzaklıkta olan babam bu olayı görmesin diye dua ediyordum içimden. Adamın kolumu tuttuğunu görse "Noluyor lan burda?" diye olaya dalıp cami avlusunda adamın ağzını gözünü kırabilirdi. Övünmüyorum bu durumla ama hak etti pis sapık.
Neyse babam görmeden atlattık bu olayı.

Sonra öğle namazı ardından cenaze namazı kılındı. Mezarlığa doğru yola çıkıldı ama bensiz.
Çünkü arabalarda bana yer kalmadı. Otobüs tutulmuş ama benim bundan haberim yoktu tabi. Gerçi babam beni otobüsle göndermezdi o da ayrı. Zira nerede ipsiz sapsız varsa otobüse doluşmuş. Neden böyle dediğimi de anlatayım da yine üstüme kalmasın itham.
Dediğim gibi babaannemin kardeşi uzun süre önce buradan taşındığı için kimse kalmadı çevresinden. Halbuki eskiden en işlek yerde birkaç dükkanı olan sözü dinlenir bir esnafmış. Hayat işte.
Az kişi olunca cami avlusunda bekleyen -ve sonradan anladığımız üzere işi bu olan- insanlar tabuta omuz verdiler. "Allah razı olsun ne iyi insanlar" derken para almak için ellerini ovuşturduklarını gördük. Görmezden geldik yalan yok, inanamıyor çünkü insan. Heh bu insanlar ve bunlar gibi bir koca güruh da otobüse atlayıp mezarlığa gitmiş. Camide alamadıkları parayı orada koparmak için... Hala oğlunu, babaannemin kardeşinin eşini sıkıştırmışlar. Mezarların üzerine basa basa para istemişler. Yenge olaydan habersiz olduğu için bunu buranın bir adeti sanıp önüne gelene 10'ar lira dağıtmaya başlamış, bizden birileri olayı fark edene kadar bu dağıtma eylemi devam etmiş. Yürümek bile imkansız hale gelmiş; küçük çocuklar, büyükler, dilenciler ne ararsan hepsi aynı anda saldırmış. Nasıl kurtuldular bilmiyorum ama defin işlemini zar zor halledip eve dönmüşler.

Bu sırada ben neredeydim?
Altın fiyatları malum, elimde bir küçük bir şey vardı onu sattım. Satıııp kendimi alışverişe verdim. Aslında maksat aylardır içerde olan bünyeyi dışarı çıkarmaktı. Tek başıma kaç kilometre yaptım bilmiyorum. 5 liraya tişört, 10 liraya ayakkabı aldım.
Ayakkabı hikayemi de anlatayım tam olsun.
Benim yeşil çakma Converselerim vardı ama cart yeşil:
Heh bu güzelim ayakkabılar asla kıramayacağım halam tarafından istendi. Torunu sokakta oynarken giyecek ayakkabı bulamıyormuş, benden bir çift spor ayakkabı istedi. Bende de ayakkabı fabrikası yok sonuçta. En eski bu vardı vermek zorunda kaldım. Geçen telefonda sevgilim, "yeşil ayakkabılı yarim" diye sevince beni durumu anlattım hemen üzülerek. Hiç tahmin etmediğim bir şey oldu: üzüldü. "Ben o ayakkabılarını çok seviyordum anısı vardı" dedi. Höff dedim.. Yeğeni görünce sordum ayakkabıları, "Onlar bana gelmiyor artık, bodrumdadır, bakayım" dedi. Bakmış ama bulamamış sonra halama sormuş. Halam sağ olsun ayakkabıları başkasına vermiş. Evlat acısı gibi oturdu içime..
Aynı gün yani bu yazı boyunca anlattığım gün, hazır çıkmışken aramaya başladım. Bilekleri örtecek cinsten olanını bulamadım maalesef. Her yeri dolaştım, yok arkadaş.. Yine de şans eseri en azından aradığım renkten olanı buldum. Kumaş gibi değil, dayanıksız belli, sikindirik bir şey ama olsun renk aynı ya. 


Bu arada yolda yürürken yanından geçtiğin adamın konuşmasını duyarsın ya hani, adamın biri telefonda karşı tarafa aynen şunu dedi:
"Bende yükseklik kompleksi var, çıkamam ben oraya."
Bir de alışveriş yaptığım -Böyle yazınca da çok para harcadım gibi oluyor 5 liraya tişört aldığım- mini dükkanda duydum şunu:
"Ninelerden hayır yok tabi evladım, ne varsa dedelerde var."
Algılarım süperdi yani.

Sonra alışveriş faslı da bitti. Oturdum bir medreseye, çay sigara.. Bunlar olurken kafamı bir çevirdim fotoğraf makinesinden yüzünü göremediğim bir çocuk fotoğraflarımı çekiyor. Haaayıır hayııır benden başka bir şey yoktu fotoğraflık, eminim beni çektiğinden. Bir şey demedim tabii demek ki şiirsel bir kadınım ki adam özene bezene fotoğraflıyor beni diye havalandım hatta. 
Sonra kalktım eve geldim. 

Gün bu kadardı. Ama hani dışarı çıktığım nadir günlerden biri olduğu için yazayım dedim. Bir de tabi bilmeyenler vardır, ben ne zaman dışarı çıksam mutlaka yazacak kadar absürt bir şey gelir başıma. Bu yazı da kanıtı işte. 
Günlük yazılarını bu kadar uzatma alışkanlığım yoktu ama haddini bilemedi terbiyesiz, uzadı da uzadı.
Öptüm çüz.

13 yorum:

B. dedi ki...

Böyle laf arasında ince ince işleyeceğine cinsiyetini açıkça söyleseydin ya :)) Pippi Haşmet cinsiyet mi değiştirmiş derken buldum kendimi. Pippi karakterini ve Haşmet ismini seven bir erkek sanıyordum ben seni.

Basak dedi ki...

Yahu ben seni prens sanıyordum, prensesmişsin:) ancak anladım

Judy Abbott dedi ki...

pippilotta, ağzım açık kaldı valla , müslümanız deriz, mezarlıkta olanlara bak resmen çapulculuk, ayıp günah tanımıyorlar bi de cenazeden kız bulmaya bakıyorlar.

Alışverişinde seninle gezmiş kadar oldum, uzat böyle hep sen günlük yazılarını, bambaşkasın:)

pippi haşmet dedi ki...

B., ne bileyim bilemedim. Haşmet'i geyik olsun diye seçtim ama hatayı avatar seçiminde yaptım. Başta aklıma gelmedi nedense halbuki normal yani erkek olarak algılanmam. :)
Orada burada profilde falan belirtmek zorunda kaldım.
Aranıyormuş gibi ben kadınım da diyemedim ahah :)

Geveze dedi ki...

hey allaam. niye tanıdık geliyor bana haşmet diyordum.. utanarak söylüyorum benim de jeton köşeli.

sadede gelirsek, ananem de çöpçatanlık konusunda doktora yapmıştır; her ortamda her gencin başını bağlayabilir ama çok şükür cenazede bari buna kalkışmadı.

pippi haşmet dedi ki...

Basak , normal ancak anlaman aslında. Çünkü avatarı anca değiştirdim bir de günlük yazıları yazmamıştım şimdiye kadar pek. Ondan oldu :)

pippi haşmet dedi ki...

Judy Abbott, :)) teşekkür ederim tamam bak gaza geldim uzatırım bundan sonra. Hele bir de dışarı düzenli çıkmaya başlasam ne malzeme bulurum ben allaaaah açılın ben başından bela eksik olmayan kadınım :)

kremkaramel dedi ki...

Görüyo musun yaptığını röportajımın yüzyüze değil çakma olduğu ortaya çıktı. Ay ne utandım(:P). Ne ayıp sorular sordum sana:)))))) Koparttın beni:)

pippi haşmet dedi ki...

Geveze , sana anlatmaya çalıştım şeker ama harbiden köşeliymiş ahaha

İnsan kendini mal gibi hissediyor ya, vitrinden beğenir gibi gelin beğeniyorlar deli etti herif beni. çoraba sıçıp ağzına ağzına vurmalı böylelerin.

pippi haşmet dedi ki...

kremkaramel, ahaha :)
Çok da ayıp değildi sorular da yaptığın yorumlar ayıptı ahaha (şaka)
Bir daha yapalım ben hep evdeyim ahaha

Judy Abbott dedi ki...

o zaman itiraf ediyorum, yorumlardan sonra resmen ohhh dedim, seni erkek zanneden tek ben değilmişim :)))

pippi haşmet dedi ki...

Judy Abbott, normal olarak herkes erkek zannediyordu :) Ben olsam ben de erkek zannederdim ahah :)

Kırmızı Adam dedi ki...

Aaa, kız çıktı bu! :)

Hem pippi, hem Haşmet olunca, bi de avatarda yağız bi delikanlı oluverince, ne bilelim ayol...

'Ayol' dedim diye de benim adamlığa halel gelmesin şimdi. :) Uğramıyorsun benim bloga, bekleriz... Ne biçim izleyicisin sen? :P

Yorum kısmına bu kadar geyik yazınca, senin yazdığını okumadığımızı falan da düşünürsün sen şimdi. :) Güzelmiş onca şeyi birden yaşaman, ama başın sağolsun öncelikle...

Selam ve sevgilerimle,
KIRMIZI ADAM