28 Temmuz 2010

Üniversite Tercihleri Hakkında Metaforların Girdaplarına Sığınmış Genç ve Biçare Göbelin Anaforuna Dolanan Anakondayı Beslemek İçin Verdiği Mücadele Üzerine: Bir Vaka Örneği


Sevgili genç kardeşlerim ve pişmanlıklarla dolu olup bunu çaktırmamak için türlü bahaneler üreten yetişkin hacılar,
tercihlerinizle ilgili kafa sikmek istiyorum da ben biraz.
Hayatındaki tek hatası üniversite tercihi olan bir geri zekalı olarak bu konuda ahkam kesebilecek biri olduğumu düşünüyorum.
Evet. Sınava girdik iyi kötü oh kurtulduk rahatlığı geldi yerleşti içimize. Ama puanlar çok da parlak değil. İstediğimiz yer olmuyor, istemediğimiz bir bölümü ya da şehri yazacak mıyız?
Haaayır..
Neden? Çünkü biz Fatih'lerin, Oğuz Kağan'ların, Emine S. Beder'lerin torunlarıyız. 
Şimdi biliyorum bir sene daha çalışmak zor geliyor, götünüz yemiyor ama demek ki götünüz 2 ya da 4 sene sürünüp sonra da işsiz kalmayı ya da sevmediğiniz bir işte çalışmak zorunda olmayı yiyor.
Bence bekleyin, istediğiniz olana kadar mücadele edin. Şehir çok da önemli değil ondan emin olabilirsiniz. Eğer okuyacağız bölümle ilgili ün yapmış üniversiteler yoksa hangi üniversitede okursanız okuyun aynı yola çıkıyor. Önemli olan sevdiğiniz bir bölüm olması, sadece sevmek de yetmez ilginizin hiçbir zaman bitmemesi gerekiyor bu bölüme. Mesela, Türkçe öğretmenliği okudum ben. Türkçe derslerinde hep başarılıydım, çok kitap okurdum ama üniversitede Osmanlıca gördük mesela. Görevimizde işimize yarayacak hiçbir şey öğrenmedik diyebilirim rahatlıkla.. Hatta üniversiteye gitmeden önce daha çok şey biliyordum, Türkçe dersini de daha çok seviyordum.

Bölüm kararsızlığı olan arkadaşlar, bok işiniz mi vardı şu saate kadar bir bölüm seçemediniz lan?!
Neyse yardımımı esirgemeyeceğim sizden.
Siz şimdi olayı sadece üniversite okumak sandığınız için lay lay lom zannediyorsunuzdur bazı şeyleri. Havalı bir bölüme gideyim diyenler, anamı mesut edeyim diyenler, karı kız/ gitar çalan çocuk avlayalım diyenler... Yok gençlik, geçin bu işleri. 4 sene istediğiniz ortamı buldunuz diyelim, ya sonra? nanay.. 
Ne yapacağız peki? Olay şu:
Önce düşüneceğiz, benim hangi konularda yeteneğim var, hangi işlerde daha başarılıyım.. Sonra bu ilgi ve yeteneklere ait bölümler incelenecek. Ardından bu bölümlerde hangi dersler görülecek, okul bittikten sonra iş bulma olasılığımız nedir, hangi işleri bulabilirim, yükselebilir miyim gibi gibi sorulara cevap aranacak.. Çarklar tersine dönse bile ben bendeki bu güzel diploma ile nereye gitsem iş bulabilir miyim.. gibi sorular sorun kendinize. 
Bölüm seçimini bu yönde yapın. Mesela şimdiki aklım olsa diyerek başlayacağım cümlelerim var benim:
Şimdiki aklım olsa eğitim fakültesi istemezdim. 
Şimdiki aklım olsa madem seçtin bir bölüm gider okuldayken başka işlerle ilgilenir, alternatifler üretirdim. Staj yapardım.
Şimdiki aklım olsa ailemin yaşadığı yerde okumazdım..

Evet sakın sakın ailenizin yaşadığı yeri tercih etmeyin. Evden okula, okuldan eve oluyor ister istemez. Sorumluluk almak lazım, yurtta kalmak lazım, eve çıkmak lazım.. 
Merak etmeyin tercihlerinizi yapın yerleşin bu konularda da yazılarım gelecek. Sabırla beklemek lazım. 

*'^'*'^'*
Ben kaliteli bir liseden mezun oldum. ÖSS'den de iyi bir puan aldım. Psikoloji istiyordum intihar heveslisi ergenler gibi ama olmadı. Puanım yetiyordu ama burs imkanı ve mezun olduktan sonra iş imkanı istediğim kadar rahat olmayacaktı. Halbuki rahatmış ama bana kimse yol göstermediği için ondan vazgeçip ikinci çok istediğim bölüm olan Türkçe öğretmenliğini düşündüm. Puanım istediğim pek çok yere yetiyordu ama ne oldu, istediğim şehirleri yazmadım. "Madem Türkçe okuyacaksın, burada var uzağa gitmene gerek yok." dediler. Bana da biraz olsun mantıklı gelmiş olabilir belki ama işte korkmadan gitmem gerekiyordu yapamadım. 4 tercih yaptım. İlkine de cumburlooop yerleştim. Bir de sonuçlar gelince 5-6 saat kadar ağladım, sanki farklı bir şey yazmışım da sürpriz olmuş gibi. 
Kendi şehrimde okumak zorunda kaldım.
4 sene her gün işkence gibi geçti. İki çift laf edeceğin kimse yok. Okul ülkücülerle ve cemaat üyeleriyle doluydu. Hocalarından kantin görevlilerine kadar herkes manyak gibiydi. Dersten çık eve dön, evden çık derse gir. Bitse de gitsek diye diye geçti 4 sene. 
O bitti. KPSS sorunu çıktı. 74'le atanıyorduk ben 3. sınıftayken, sonra birden ne olduysa ben mezun oldum 80 oldu bu puan. Sonraki sene 83 mü ne oldu, bu sene de 90 olur allah bilir. 
2 senedir evdeyim, muhtemelen bu sene de evde olacağım.
Tek bir hata yaptım işte, ailemin sözünü dinleyerek üniversiteyi şehrimde okuyarak.. Eğer böyle yapmasaydım şu an işli güçlü bir insan olurdum. Üniversitede okurken kafa dengim  insanları bulabileceğim ortamlara girer, çevremi genişletirdim. Onlar sayesinde bir iş bulur, staj yapar, deneyim kazanır bir şeyler yapardım. İş bulamasam bile mezun olduktan sonra illa o şehirde kalacak bir yerim olurdu ve doya doya iş arardım. Her şekilde başka bir şehirde okusaydım şu an işsiz kalmayacaktım bunu biliyorum.

*'^'*'^'*
Şimdi özet geç lan göbel diyecekler için:

Sevgili kuzucuklarım:

1) İstediğiniz bölümün puanı ile sizin puanınız arasında uçurumlar yoksa, beklemekten zarar gelmez. Beklediğiniz sene ilerleyen yıllarınızı kurtarabilir. Bu konuyu iyice düşünmek lazım. Bir sene okurum sonra olmazsa sınavlara girerim diyenlerdenseniz mm biraz ne bileyim şeysiniz.. Hayalci. İmkansız bir şey değil elbette ama o saatten sonra göze almak daha da zorlaşacaktır.
2) Okuyacağınız bölümün tüm hayatınızı etkileyecek bir bölüm olduğunu unutmayın. Yatay geçiş yaparım nasılsa saçmalığını kafanızdan silip atın. O dediğiniz şey herkesin yapabileceği kadar kolay bir şey değil. Muhtemelen yerleştiğiniz bölümde kalmak zorunda kalacaksınız. 
3) Ailenizin yaşadığı şehri kesinlikle tercih etmeyin. Nedenini şöyle özetleyeyim: Bir arkadaşımla konuşuyorduk üniversitede dedi ki, "Bu şehre ilk geldiğimde ne yapacağımı, nereye gideceğimi bilmiyordum, çok güvensizdim ama şimdi beni nereye isterseniz yollayın orada kendi hayatımı kurabilirim, sıfırdan başlayabilirim."
4) Öğrenciliği yan gelip yatma yeri olarak görmeyin. Bulduğunuz iş fırsatlarını değerlendirin, staj yapın. Mezun olunca yapacağınız işi belirlemiş olun ve bunun için kendinizi geliştirin ve ve ve işsiz kalsanız size iş bulacak kadar çevresi geniş insanlardan oluşan sağlam bir çevre edinin. Okul bittikten sonra çalışırım derseniz, okul bittikten sonra avcunuzu yalama olasılığınızın çok yüksek olduğunu belirtmek isterim. İlk seneden iş bulun hemen.
5) Eğer ölümsüz ve çok da zengin bir aileniz varsa bunların hiçbirine gerek olmayabilir tabii. Gidip rastgele bir üniversitede göt büyütebilirsiniz ya da hiç gitmeyin en güzeli..

2 yıllıkları küçümsemeyin, çok daha süper paralar kazanabiliyorlar, kendi işlerini kurabilecek beceriler elde edebiliyorlar mutlaka aklınızda bulunsun onlar da.. Ayrıca DGS çok da zor bir sınav değil bildiğim kadarıyla..

Not: Tercih yapmaya karar verdiğiniz bölümlerde son sınıf okuyan ya da o bölümlerden yeni mezun arkadaşlarla konuşmayı ihmal etmeyin. Bölümlerini en iyi onlar bilir. 


Bu yazdığım konuyla ilgili sorularınız varsa sizin için araştırabilirim. 
Öptüm çüz.


http://pippihasmet.blogspot.com/2010/07/universite-tercihleri-hakknda.html

12 yorum:

hevesli bardak dedi ki...

Haşmetciğim, psikoloji okumak için geç değil. İnsanlar çoluklanıp çocuklanıp kaç yaşından sonra üniversite okuyup neler yapıyorlar. Madem o kadar çok istiyorsun, başka bir şehirde psikoloji oku. Hem değişiklik, bi heyecan gelir. 4 sene nedir ki?

pippi haşmet dedi ki...

Zaman sorununu yok saysam para sorunu var. Devlet arka çıkmıyor böyle durumlarda :(
Ama bir gün çok param olursa özel bir üniversitede bile olsa okumak istiyorum istediğim bölümü.

Adsız dedi ki...

dostum .ocuklaı yeri gelince dırsıtmış yeri gelince şaşırtmış, gaz vermiş bi yazı olmuş pippine sağlık.

Judy Abbott dedi ki...

Ammannn ne korkunç bişey bu ya bitmiyor yıllardır. Ben sınava girdiğimde böyle bi sistem yoktu (sene 1994) Önce seçiyordun sonra puanın o seçtiklerinden hangisine tutarsa ona sokuyordu seni ÖSYM. Ben düşünüp taşınıp zengin olmak istediğime kara vermiş (maşallah ne parlak bir zeka gösterisi!!) abimin de yönlendirmesiyle İngilizce İşletme tercih etmiştim. 94'de değil ama 95'te istediğim bölümü kazandım, 2000'de mezun oldum, o zamandan beri de çalışıyorum, eh tahmin edersiniz ki, zengin mengin olmadım püahaahahahh. Zengini geçtim, şu hayatta bi bok olamadım, bi haltım yok, anca yiyip içtiklerim, seyyahatlerim ve kitaplarım kaldı bana . Ama olsun, çok zevkliydi üniversite... ne yapıp edip girmek lazım:)

pippi haşmet dedi ki...

KabaKulak, eyvallah :)

pippi haşmet dedi ki...

Judy Abbott, ikinci vaka örneği de seninki olmuş. ibretlik hikayeler bizimkiler. Ders alsın yeni yetmeler


evet evet ders alın lan okuyun bunları.!!
aloo kime diyoruz gençlik!?!?!?

Ova (Excuse My Reading) dedi ki...

Sevgili Pippi, kitap kazandın? -domuzları tekmeleyen çocuk-
Adresini gönder de gndereyim ayol aa :))

Asortik Krep dedi ki...

Felsefe bölümü için ne diyorsun..? :))
Selam ve sevgiler..

Asortik Krep dedi ki...

Biri sordu da.. :)

pippi haşmet dedi ki...

Merope, gördüm aceleye geldi mailini bulamadım bir anda bugün buldum şeytcem sağ olasın bebeğem :)

pippi haşmet dedi ki...

Asortik Krep, felsefe bölümü aslında konuya ilgili olanlar için muhtemelen büyük bir nimettir ama şu an tahminler üzerine yorumlayacağım. muhtemelen bölüm akademisyenleri öğrencileri tatmin etmiyordur çünkü onlar da yapacak bir şey bulamayınca en iyisi akademisyen olalım demiş kişilerdir.
Felsefe bölümü mezunları için iş olanakları sınırlı anladığım kadarıyla ve yaptıkları iş de onları tatmin etmeyecek bir iş olacaktır. mesela öğretmenlik. Okullarda rehber öğretmen ya da felsefe öğretmeni olarak çalışabilirler. Ama sonuçta öğretmenlik bu felsefe öğrencisinin pek de zevk alacağını sanmıyorum.
Ben olsam bu bölümü seçmezdim çok sevsem bile. Neticede kitapları okuduğunda da öğrenebileceğin bir şey olabilir ya da felsefeye ilgi duyanlardan oluşan bir felsefe grubu kurarsın bilgi paylaşımı yaparsın. yani bunun için bölüm okumazdım ben olsam. Okuyanların da pişman olduklarına şahit oldum hemen basit bir google araştırmasında.

Öğrendiklerim ve bildiklerim bunlar :)

http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=bir%20felsefe%20mezununun%20iş%20hayatı

Asortik Krep dedi ki...

Teşekkür ederim,kendilerine ilettim..