11 Ağustos 2009

Çocukları Bana Musallat Eden Yüce Rabbim


Azıcık insaf ya..!!

Şimdi benim kuzenin bir kızı var. Bizde şu an ama neyse ki ona uzak bir mekanım var odam ve kapısı kilitli çok şükür.
O doğduğunda ben ergenlik çağındaydım düşünüyorum ama yok ben böyle değildim cidden değildim. Bu kadar ukala bir şey görmedim. Seviyorum ama ne zaman, öğrenmeye çalıştığı zaman...
Benim giysilerimi giyiyor izinsiz alıp gidiyor, tokalarım... Hatta birkaç sene önce mor ruj bulmak zordu yani istediğim tonda bulamıyordum, sevinerek aldım, odamdan gizlice almış götürmüş, ara tara bulamadım artık ümidi kesmiştim ki yine bize geldiği bir gün "Anne, sana ruj süreyim gel" diye annesinin peşinden koşarken gördüm bitmek üzere olan rujumu..
Bir de şimdi boyu uzuyor. "Hala bak ben sana yaklaştım", "Halam kadar oldu boyum" Bunu ilk söylediğinde umursamamıştım ama günde en iyimser rakamı veriyorum 10 kez söylüyor, kimse de kızım salak mısın demiyor delirmek üzereyim.
Bir de ben ukalalığa tahammül edemeyen biriyim, hayır laf sokarım gayet de güzel olur oturur aşağı susar ama işler bildiğiniz gibi değil. Bunun babaannesi benim bir zamanlar hayattaki en sevdiğim insandı, anamdan babamdan yakındı bana. Ben bu ergenliğe yaklaşan çocuğu bozsam şimdi "pippi, kıskandı" diyecekler. Ki artık itiraf ediyorum bu zatın babaannesini de eskisi kadar sevmiyorum. Kendimden başka yar olmaz diye düşünerek içime kapandım. Bir de Gloom var işte, kendi ailemizi kurduk bile biz. Hiçbir akrabayı istemiyorum.

Şimdi benim çocuğum da böyle olacak diye korkuyorum, ben çocuğumu böyle yetiştirmeyeceğim için tabii bu olasılık düşük ama yaşıtlarıyla fazla muhatap olursa durum ne olur bilmiyorum. Bir de kendime not:
Kızım pippi, azıcık aşım ağrısız başım de, çocuğu bakıcıya, anneanneye/babaanneye bırakma madem çocuk yapacaksınız oturun bakın işte. Mal olur yoksa çocuk.

Gloom ve ben gayet güzel yetiştiririz ama düşünemiyorum anneme bıraktığım çocuğu. Zavallı yavrum benim gibi paranoyak, salak bir şey olur.
İlerde hatırlarım inşallah bunu.

Bir de lisede bir öğretmen anlatmıştı. Bunlar karı-koca İngilizce öğretmeni. Şapşal bir çocukları olmuştu, bir keresinde bana tokat attı severken -bana da noluyorsa ne diye sevdiysem elin veledini-.. Neyse işte bunlar evde çocuğa İngilizce öğretiyorlarmış, çocuk daha minicikken hem de. Babaannesine teslim etmişler yine bir gün. Çocuk sabahtan akşama kadar "water water"diye ağlamış. Babaannesi İngilizce bilmediği için akşam olup da bu çok ileri zekalı öğretmen çift gelene kadar çocuk susuz kalmış. Buradan alınacak ders çocuğuna İngilizce öğretiyorsan babaanneye de öğret.. Değil tabii çocuğu ona buna emanet etme..
Evet yine nerden nereye geldik ayh..

Hiç yorum yok: