Şimdi nasıl anlatmalı tam olarak bilemiyorum. Babam alkolsüz yapamayan bir adamdı. Her gece eve sarhoş gelirdi.
Adama bir şey oldu.
Geçen hafta ben gidiyorum dedi gitti. Tee ülkemizin diğer ucuna. Tövbe etmiş. Geldiğinden beri namaz kılıyor. Cumaya bile bin türlü bahane bulup gitmeyen adam namaza başladı. 5 vakit camiye gidiyor. Böyle nasıl mülayim oldu anlatamam. Anneciğimde de bir bayram havası tabii.
Gerçi babaannem çok sevinmedi herhalde. Şimdi kendine yeni bir eğlence bulmak zorunda. Babamla uğraşması için yeni sebep de bulabilir gerçi, malum Katil Babaanne o, potansiyel var yani.
Ben anlamıyorum ne olup bittiğini, şimdilik iyi de babamın önceki tövbe girişimleri gibi fiyaskoyla sonuçlanır diye düşünsem de hiç çaktırmıyorum kimseye. Sen inanmadın da ondan oldu demesinler sonra.
Bu arada kardeşim geldi İstanbul'dan. Doğum günümde göndermiş olduğu sitemli mektup yüzünden kırgındım ona. Lan doğum günümde ağlattı beni şerefsiz, ben onu öyle mi yetiştirdim, hain. Gelmiş dün:
-Mektuptan bahsetmedin hiç beğenmedin mi?
-Elinin körü nesini beğeneyim, ağzıma zıçtın her satırda.
-Ne yazmışım ki?
-Lan her şeyi yanlış anlamışsın daha ne yazacaksın ki?
-Hadi ya.
Evet hadi ya dedi, şaka gibi. Zümzüğü yese aklı başına gelir de işte kıyamadım. Böyle ben kırılınca çok kötü. Kim olduğunun falan önemi kalmıyor. Sıradan biri oluveriyor. Bu savunma zımbırtısını nasıl geliştirdim bilmiyorum ama böyle valla. Leyla olsam umrum değil. Bitiveriyor. Özlemden yanıp tutuştuğum kardeşime bile duygularım değişti. Kaldım öylece. Sevgim bitmiyor ama güvenim zedelendiği için duvar örüyorum hemen. Düzelir herhalde yakında. Bir şeyler yapmasına bağlı, benim yapmayacağım kesin. Götüm kalktı resmen ayh..
Akşam çok yakın bir arkadaşımın kınası var. Ona gideceğim büyük ihtimalle yarın da düğün var ona da gitmek istiyorum ama zor görünüyor. Kaç yıllık arkadaşımmış hesaplayalım: 1+5+3+4+4+1=18 vışşşş.. Madalya takacağım para yerine. Bana bu kadar uzun süre tahammül eden nadide insanlardan biri.
Espri falan yapamıyorum, yapılan esprilere gülemiyorum. Depresyon böyle bir şey herhalde. Güneş açsın, çiçekler böcekler ortaya çıksın, odamda yine sinek besleyeyim istiyorum. Kelebek olayım ama ölmeyeyim istiyorum. Yok bunu istemiyorum, ben hiç kelebek olmak istemedim ki şimdi nerden çıktı bu. Evet ne diyorduk, günlerim bombok.
Yatağım rahatsız bir de bu var. Yani şöyle reklamlardaki gibi yataklara sahip olmak için illa evlenmek mi lazım. Annemlerin yatağı ne rahat, benimki... Sırtım, belim, beynim tutuluyor hep. Bir şey değil, evlenemeden sakat edecek bu yatak beni.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder