Hazır aldatmaktan konu açılmışken burdan devam edelim bari. Aklıma lise yıllarında şahit olduğum bir vaka geldi.
Liseye servisle giderdik yarım saatlik bir yoldu. Her gün bir saat aynı adamla muhatap olunca illa ki enseye şaplak aşamasına geliyorsun. Neyse bu insanın karısı da benim arkadaşımdı. Severek evlenmişlerdi.
Bir gün servisten bir arkadaşım geldi "Sana bir şey söylemem gerek" dedi. Heh dedim şimdi sıçtık. Ne zaman biri böyle bir cümle kursa hiç hoşlanmayacağım bir şey çıkar altından. Bu arkadaşım dediğim zat da hesaplayalım bakalım 2+3+2 , o zaman için 7 senelik arkadaşımdı hem de çok samimi arkadaşımdı. "Ben aşık oldum" dedi. Ana dedim iyi işte ne güzel. Kimmiş bu der demez aldığım cevap kalbime oturdu. Bizim servis şoförüymüş meğer. Söylenebilecek her şeyi söyledim tabii uzunca bir süre. Bu süre içinde de o zamanlar sigara içmeyen ben sigara içmeye bile başladım. Geceleri uyuyamaz oldum arkadaşımı nasıl kurtaracağımı düşünmekten. Böyle anaç bir tarafım vardı o zamanlar.
-Bugün karısını aldatan yarın seni aldatır
-Madem seni seviyor boşansın o zaman ama boşanmıyor bu ne demek biliyor musun
gibi gibi gibi bir sürü cümle kurdum ama hep havada kaldı cümlelerim.
İşin kötü tarafı malum zatın karısı da arkadaşım ya, o da geldi bir gün..
"Ali beni aldatıyor, yardım et bulalım kimle aldattığını.
Oha dedim ne halt edeceğimi bilemedim tabii. İki taraf da arkadaşım, kocan seni Ebru'yla aldatıyor desem Ebru sıçtı, hem de malum şofeeer sıçtı.. Gerçi o hak ediyordu her şeyi ama bir sorun vardı. Karısı hamileydi o dönem.
Karnı burnunda ağlayıp duruyordu sürekli.
Ebru'yla şoförü ayırma çabamsa devam ediyordu sonunda başardım ayrıldılar. Derin bir nefes aldım ama çok geçmeden yeniden barıştılar ben sonra öğrendim tabii. Yine ayırdım, yine barıştılar.. Bu insanlarla görüşmeyi kesemiyordum da, ortak bir zat vardı o zamanlar, mecburen görüşüyorsun bir de dedim ya anaç duygularım vardı bu işi benden başkası çözemezdi o dönem için sonuçta hepsiyle görüşen iki kişiden biri bendim diğeri zaten salaktı.
Sonunda hatun kişi çocuğu doğurdu. Öğrendim ki çocuğun adını da Ebru koymuş. "Nasıl yaparsın bunu Ebru, nasıl bir salaklık bu, sen de kadınsın bunu nasıl yaparsın..." "Ali zorladı beni, o çok ısrar etti" dedi. "İyi halt ettin" dedim.
Çocuk görmeye gidilir ya, aldım bir örgü yelek gittim arkadaşın evine. Bebeği sevdik falan, kadın melankoliye bağladı önce sonra da ağlamaya başladı. Çocuğun üzerine damlıyordu gözyaşları. Ben de tutamadım kendimi gözümden bir iki damla yaş düştü ama belli etmemek için neler çektiğimi ben biliyorum. Belli etsem hemen anlayacak olayı.
"Pippi ben buldum beni kiminle aldattığını, Ebru'yla aldatıyor beni. Sen biliyorsundur nolur anlat" dedi. Kıpkırmızı olduğumu hissettim, boğazıma bir şey düğümlendi. O kadar kısık sesle söyledim ki ben bile duymadım. "Yok aldatmıyordur, ben bilmiyorum."
O günden sonra yeter artık, yapabileceğim her şeyi yaptım dedim ve en azından Ali ve karısıyla görüşmeyi keseyim deyip görüşmeyi kestim..
Ali'nin iki tarafa söylediklerini de biliyordum, Ebru salağına anlatıyordum ama anlamıyordu mankafa. Adam karısına;
-Yok aşkım ben seni o koca götlüyle aldatır mıyım, şişkonun teki o bakmam bile ben ona..
Ebru'ya da,
-Evliliğim çok kötü bir aydır birlikte bile olmuyorum, yüzünü görmeye tahammül edemiyorum, bana hayatı zindan ediyor.
diyormuş..
Erkeklerden öyle bir tiksinmiştim ki o dönem..
En sonunda ben Ebru'dan da soğudum haliyle. Sevabına yardım ediyordum ama artık yapacağım bir şey kalmamıştı. Arada karşılaştıkça konuşuyorduk. Ayrıldım dedi bir gün. Ayrılmış gerçekten sonra iki yıllık bir bölüm kazanıp kar buz bir şehrimize gitti okumaya. Ali peşinden tam o kadar yolu tepip kızı bulmuş yeniden barışmışlar.
Bir süre daha devam edip yine ayrılmışlar. En son ayrıldım dedi ama şimdi durum nedir bilmiyorum. "İnanmıyorum Ebru sana, bana anlatma bunları" dedim, yemin etti ayrıldık yüzünü bile görmek istemiyorum diye.
Uff.. Ne sıkıcı, ne iğrenç günlerdi. Hatırladım yine mideme ağrı girdi.
Bu da böyle bir ihanet hikayesiydi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder