27 Şubat 2009

Bir Yemin Ettim ki Dönemem

Bugün işten ayrılıyorum. İşteki son günümde ne kadar sevildiğimi görüyorum allam reva mı bu bana.
Muharrem Abi'nin kravatını aldım boynumda kırmızı bir kravatla geziyorum sabahtan beri. Yerime yeni eleman bulundu bu arada. 22 yaşında askerliğini yapmış, Toki'den ev almış bir çocuk. Toki'den ev aldığını beraber yürüdüğümüz 10 dakika içinde bana yumurtlamış olması enteresan biraz tabii ama neyse. Çocuk bir de hemen sahiplendi işi. "Çıktım diye gelmemezlik etme, arada gel çayımı iç" dedi. Çarpacaktım bir tane sonra vazgeçtim. İyi biri sayılır fena değil. Adil Abi çocuğa, "Evlenirsen daha çok para alırsın" deyince çocuğun neden bana baktığını ise çözmüş değilim. İş yerinden çıkmak için aracı olan şirkete dilekçe vermem gerekiyordu o da işe başlamak için yapacaktı aynı şeyi, müdür beraber gidin dedi. Gittik çocukla yan yana.. İşi öğret de öyle git dedi ama hiç işim olmaz dedim. Bazen kötü biri mi oluyorum acaba..
İş yerindekiler çok duygusal sabahtan beri. Gitmemi istemiyorlar benim gitmemi istemedikleri için de yeni gelen çocuğu sevemediler. Gerçi pazartesi başlayacak çocuk o zaman belli olur her şey ama ilk izlenimleri olumsuz. Bakıp göreceğiz.
Bugün bana yemek ısmarlama yarışında herkes, bakalım talihli kim olacak.
Çok eğlenceliydi iş yerim ya, dün akşam Fidayda ve Misket eşliğinde çiftetellli oynadık. Hülya Hanım bana Kakılmış deyip saçımı çekiyordu, Muharrem Abi sürekli damat adayı getiriyordu, Mahmut Abi ikide bir internetimi kapatıyordu. Sadık Bey sigara ısmarlıyordu. Sevdim, benim için de değişik bir deneyim oldu. Öğretmenlikten başka bir iş yapma fırsatı bulamayabilirim belki hayat bu, bunu da görmüş, denemiş oldum en azından.
Çalıştığım işleri bitirdim hepsini cdlere çektim hazırım. Devletin malı deniz yemeyen keriz mantığıyla birkaç yüz kalem, birkaç yüz bin cd de alsam mı acaba diyorum ama aman kim uğraşacak :)
Bu cümle alem beni evlendiremedi ya, nasıl üzülüyorlar. Gloom'a varacağım ben :) Köyümüzde davullu zurnalı düğün yapacağız ölmeden önce.
Evlenmeyeceğim kolay kolay dedim diye kızdı zaten bana. İyi dedim ben de madem ısrar ediyorsun, seneye evlenelim öbür sene çocuk falan derken işte ömür biter. :)
Seviyorum ben aşkımı. O olmasa işten çıkmazdım, öğretmenlik yapmak istemezdim. Otururdum şehrimde evimde ama şimdi o var, planlarımız var. Öğretmenliğe başlamalı, ona daha yakın olmalı. Hadi bismillah.
Kitaplarımı alacağım birkaç gün içinde başlayacağım çalışmaya artık olduğu kadar. Kim nereyi fethetmiş, kim hangi savaşı neden kaybetmiş, bilmem nerdeki bilmem ne rüzgarları ne işe yarar, Rabbim bunları ezberlesin deyü yaratmış. Ezber evet. Dahasını istemiyorum. Bir de ben bir sayıyı hep olduğu gibi bırakmak istemişimdir. Karesini falan niye alıyoruz ki, resmen saygısızlık sayıya. Benim karemi almasın kimse ben böyle iyiyim. Hani yani aklınızda bulunsun diye söylüyorum. :)

Hiç yorum yok: